Son dakika haberi: Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu diplomasi muhabirleriyle Dışişleri Bakanlığında bir araya geldi, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Çavuşoğlu, konuşmasında Yunanistan'a ve Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in Türkiye'ye yönelik sözlerine sert tepki gösterdi. Öte yandan Bakan Çavuşoğlu, İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth'in cenaze töreninde Türkiye'yi kendisinin temsil edeceğini açıkladı. İşte son dakika haberinin tüm detayları...
Bakan Çavuşoğlu, İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth'in cenaze töreninin pazartesi günü başkent Londra'da yapılacağını belirterek "Türkiye'yi temsilen ben katılacağım." dedi. ABD'nin New York kentinde 20-26 Eylül tarihlerinde düzenlenecek BM 77. Genel Kurulu'na katılımının ardından da Japonya'ya gideceğini söyleyen Çavuşoğlu, suikasta uğrayan eski Japonya Başbakanı Abe Şinzo için 27 Eylül'de düzenlenecek resmi cenaze törenine katılacağını belirtti.
Bakan Çavuşoğlu, İsrail'e büyükelçi atanmasına ilişkin bir soruya, "Yeni Büyükelçiler kararname taslağı hazır. Sayın Cumhurbaşkanımıza (Recep Tayyip Erdoğan) arz edeceğiz. Kapsamlı bir kararname olacak." yanıtını verdi.
Çavuşoğlu, ABD ve bazı Batılı ülkelerin, Türkiye'deki birçok vize başvuru sahibinin randevularının bekleme süresini çok uzun tutmasına ve reddedilen başvuruların artmasına ilişkin Batı ülkelerinin büyükelçilerinin Dışişleri Bakanlığına çağrılacak olmasına ilişkin bir soru üzerine ise şu değerlendirmelerde bulundu:
"Tatilde olan büyükelçiler vardı, onların dönmesini bekliyoruz. Bu ay içinde New York BM Genel Kurulu sonrasında olur. Arkadaşlar burada, Batı ülkelerinin, sadece AB (Avrupa Birliği) değil, büyükelçilerini bir araya getirecekler, gerekli uyarılarımızı yapacağız. Bazı ülkeler vize sürecini hızlandırmaya başladılar. Bazı ülkelerde sorunlar devam ediyor."
Vize mağduriyetine ilişkin ABD ve Almanya dahil, diğer birçok ülkeyle ilgili çeşitli örnekler olduğunu belirten Çavuşoğlu, öğrenciler, iş insanları ve akademisyenler gibi toplumun birçok kesiminden kişinin katılmak üzere beyanda bulunduğu fuar ya da toplantıların tarihinden çok sonraya vize randevusu verildiğini anlattı.
Çavuşoğlu, "Bu kadar açık, absürt örnekler var. Bunu bir düzene sokmamız lazım. Bu, böyle gitmez." diye konuştu.
Daha önce Alman Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ile ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'la ayrı ayrı yaptıkları görüşmelerde bu konuyu gündeme getirdiğini hatırlatan Çavuşoğlu, "ABD (vize sürecini) yine hızlandırdı son zamanlarda gelen bilgilere göre ama hala yetersiz ve bu durumun artık çözülmesi gerekiyor." dedi.
Türkiye ve Ermenistan Normalleşme Süreci Özel Temsilcileri Büyükelçi Serdar Kılıç ve Ermenistan Meclis Başkan Yardımcısı Ruben Rubinyan'ın bir sonraki görüşmeyi üçüncü bir ülke yerine Türkiye ya da Ermenistan'da yapmasının öngörülüp görülmediğine ilişkin bir soru üzerine Çavuşoğlu, Türkiye'nin Moskova'daki ilk görüşmeden hemen sonra bu teklifte bulunduğunu hatırlattı.
Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"O görüşmeden sonra ikinci ülkelere gitmemize gerek yok, artık Türkiye veya Ermenistan'da olsun dedik. Hangi ilde, hangi şehirde olacağı da önemli değil. Fakat Ermenistan buna hazır olmadığını söyledi. Toplamda dört görüşme oldu. Bu konularda Ermenistan çekingen davranıyor, üzerimizde baskı var diyor. Olabilir de ama şu son Azerbaycan'la gelişmeler bizim canımızı tabiatıyla sıktı. Ermenistan'ın bu provokasyonları sonlandırması gerekiyor."
Türkiye'nin Ermenistan'la normalleşme sürecini Azerbaycan'dan bağımsız bir şekilde sürdürmeyeceğini Ermenistan'ın da bildiğini söyleyen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Biz Güney Kafkasya'nın istikrarı için samimiyiz. Ermenistan da samimi olursa daha olumlu gelişmeler gelebilir. Biz böyle söylediğimiz zaman da rahatsız olduklarını belirtiyorlarmış ama bu, gerçek. Bizim Azerbaycan’dan bağımsız şekilde adım atmamız mümkün değil. Gerçekçi de değil. Azerbaycan ile bizim aramızdaki ilişkiler bir yana, Azerbaycan ile Ermenistan arasında bu gerilimler devam ederken Güney Kafkasya'da istikrardan nasıl söz edilebilir? Şimdi anlaşmalar imzalandı, işte Zengezur ve diğer projeler, Ermenistan'ın da çok yararına olacak projeler, buna bile 'koridor' demeyin gibi bir sürü bahaneler buluyorlar. Brüksel'de tekrar bu konuları hayata geçireceklerini teyit ettiler, (Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham) Aliyev ile (Ermenistan Başbakanı Nikol) Paşinyan'ın görüşmeleri oldu. Sonuçta biz Güney Kafkasya'nın istikrarı için samimiyiz. Ermenistan daha samimi olursa, gelişmeler olabilir."
Ukrayna Dışişleri Bakanlığınca desteklenen bir internet sitesindeki Türk bankaları ve iş insanlarına yaptırım çağrısına ilişkin bir soru üzerine Çavuşoğlu, medyada sadece Türk firmalarına yönelik gibi bir algı yaratıldığını ancak ilgili listede ABD, Avrupa Birliği üyesi ülkeler dahil birçok ülkenin şirketlerinin bulunduğunu dile getirdi.
Çavuşoğlu "Sadece Türk firmalarına yönelik değil. ABD ve AB ülkeleri gibi Rusya ile bağlantılı ve iş yapan pek çok ülkenin şirketlerini de buna eklemişler. Bu listede 18 binden fazla kişi ve şirket yer alıyor. Bizi ilgilendiren kendi firmalarımız. Hem Kiev hem de Ankara’da girişimlerde bulunduk. İzahat istedik. Üzerinde çalışıyoruz." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu marjında Washington yönetimiyle bir görüşme olup olmayacağı sorusuna ise "Şu anda planlanmış bir görüşme yok. Bu olmayacağı anlamına gelmez. Değişik toplantılarda bir araya geleceğiz, ortak toplantılarımız var ama gerek Sayın Cumhurbaşkanımızın Biden’la, gerekse benim Blinken’la ikili bir görüşme planlamamız yok. Sonuç itibarıyla şu anda ABD yetkilileriyle planlanmış bir görüşme yok." yanıtını verdi.
Suriye'yle görüşmeler konusuna da yanıt veren Çavuşoğlu, "Bizim Astana Formatı, Anayasa Komitesi ve diğer konularda zaten masa etrafında görüşmelerimiz devam ediyor. Rejimle muhalifler arasında güven arttırıcı adımlar, yani esir takası, rehine takası gibi konularda da Astana formatı çerçevesinde arabuluculuk yapıyoruz. Onun dışında ikili düzeyde herhangi bir siyasi görüşme yok. Biraz önce de söylediğim gibi istihbarat düzeyinde görüşmeler devam ediyor." ifadelerini kullandı
İsveç ve Finlandiya'nın Türkiye'ye terörist iade etmeyeceği yönündeki açıklamalarına da değinen Çavuşoğlu, bu ülkelerde seçim öncesi yapılan açıklamaların fazla dikkate alınmaması gerektiğini dile getirdi. Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Finlandiya’da yapılan üçlü toplantıdaki görüşmelerde şu ortaya çıktı: O güne kadar ve bugüne kadar henüz somut bir adım atılmadı. Bu iki ülke tarafından atılan somut bir adım yok. Önümüzdeki dönemde adım atacaklarını taahhüt ettiler. Kendileri de aslında henüz bir adım atılmadığını kabul ediyorlar. Aynı zamanda mutabakat zaptına bağlı kaldıklarını ve kalacaklarını söylüyorlar. Ama söylemeleri önemli değil, uygulama önemli. Şimdi İsveç’te seçim oldu. Seçim öncesi bir adım atmalarını beklemiyorduk zaten. Seçimden sonra kurulacak hükümet gerekli adımları atmalıdır. Atmadıkları sürece bu anlaşmanın Meclis tarafından onaylanmayacağını biliyorlar."
Bu ülkelerin NATO’ya alınması konusunda Türkiye için bir zaman baskısı bulunmadığını belirten Çavuşoğlu, "Tabii bu ülkelerin teröristlerin iadesi, terörist faaliyetlerin engellenmesi dahil yükümlülüklerini yerine getirmeleri terörle mücadele bakımından önemli. Ne kadar erken adım atarlarsa o kadar iyi olur ama NATO üyelikleri konusunda bizim üzerimizde herhangi bir zaman baskısı olmadığını vurgulamalıyım. Hangi ülkelerin NATO üyeliklerini onayladıklarını sürekli gündeme getiriyorlar. O da bizim üzerimizde herhangi bir baskı oluşturmaz." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, ilgili mutabakat zaptında yükümlülüklerin net ve açık şekilde belli olduğunu dile getirerek, "Bunların yerine getirilmesi lazım. Yasa değişikliği ise, yasa değişikliği yapacaklar. Mevcut yasalarımız buna elvermiyor denmesin. Bunu da zaten anlaşmanın içinde koyduk. Kendileri teklif ettiler yasa değişikliğini. Henüz daha adım atmadılar. Hükümet kurulduktan sonra hangi adımları atacaklar. Bunu yakından takip edeceğiz." şeklinde konuştu.
İlerleyen dönemde BM Genel Kurulu’nda Yunanistan ile bir görüşme yapılıp yapılmayacağına ilişkin bir soruya da Çavuşoğlu "Planlanmış bir görüşme yok. Böyle bir girişim de yok." dedi.
Çavuşoğlu, Yunanistan’ın esas rahatsızlığının Türkiye’nin son zamanlarda çok önemli bir aktör olmasından kaynaklandığını ifade ederek, "Önce Libya ile Deniz Yetki Alanları Anlaşmamızı imzaladık. Arkasından kıta sahanlığımızın batı sınırlarını belirledik. Buraya bir buçuk yıldır hiçbir gemiyi sokmadık. Bunlara, Yunanistan’ın, Rum kesiminin, üçüncü ülkelerin gemileri de dahil. 9 defa bunu delme girişiminde bulundular. Bu girişimlerin hepsini diplomatik çaba ve sahadaki tedbirlerle engelledik.” değerlendirmesinde bulundu.
Diğer taraftan Türkiye'nin özellikle Ukrayna ve Kafkasya ile Balkanlarda attığı adımlarla çok gözde ve herkesin yüzünü döndüğü bir ülke olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Gıda güvenliği, enerji güvenliği konusunda da yine önemli bir ülke haline geldi. Bu Kovid’le başladı aslında. Güvenli bir tedarik merkezi oldu. Sonuç olarak Türkiye’nin uluslararası arenadaki görünürlüğü ve başarıları Yunanistan’ı çıldırtıyor. Ayrıca Yunanistan bu nedenle Türkiye’yi kışkırtmak da istiyor. İşte tacizler, kilit atmalar bunun örneği. Bir de, Yunanistan Türkiye’nin yaptırımlara katılmamasını ve dolayısıyla turistlerin Türkiye’ye gelmesi gibi konuları da sürekli gündeme getiriyor. Belli ki bundan da çok rahatsız olmuşlar. Buna benzer ucuz hesaplar yapıyorlar. Yunanistan’ın attığı adımları buna bağlıyoruz. "
Kıbrıs Rum kesimine demir kubbe savunma sisteminin konuşlandırıldığına ilişkin haberlerin İsrail tarafından yalanlandığını söyleyen Çavuşoğlu, BM'ye, AB ve NATO ülkeleri dışişleri bakanlarına Doğu Akdeniz'le ilgili gelişmeler yaşandığında Yunanistan'ın propagandalarına da yanıt verecek şekilde mektuplar gönderildiğini kaydetti.
Rus petrol ve doğal gazının Yunanistan üzerinden AB'ye göndermesine yönelik haberlere yönelik soruya da yanıt veren Çavuşoğlu, "Tipik Yunanistan iki yüzlülüğü. Bir taraftan Türkiye yaptırımlara katılmıyor diye her toplantıda Türkiye'yi şikayet ediyor diğer taraftan da bu yaptırımların baypas edilmesine aracı oluyor. Zaten biz de bunu ifşa ettik. Her platformda da dile getiriyoruz." diye konuştu.
Türkiye'nin yaptırımlara katılmayacağını ancak yaptırımların Türkiye üzerinden delinmesine de müsaade etmeyeceğini açıkça ifade ettiğini kaydeden Çavuşoğlu, Yunanistan'ı yaptırımları baypas etmeye aracı olmakla suçladı.
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "Ansızın gelebiliriz" açıklamalarına yönelik kullandığı "Gün ışığında bekliyoruz." ifadelerine ise Çavuşoğlu, "Nereye ne zaman gideceğimize biz karar veririz." yanıtını verdi.
Şanghay İşbirliği Örgütü’nün (ŞİÖ) yarın ve ertesi gün Özbekistan'ın Semerkant şehrinde yapılacak 22. Devlet Başkanları Konseyi Zirvesinde, Türkiye’nin örgüte üyeliğinin gündeme gelip gelmeyeceğine değinen Çavuşoğlu, "Bizim şu anda diyalog ortaklığı statümüz var. Azerbaycan’ın da öyle. Ama biz bu diyalog ortaklığı statüsü kapsamında özel konum olarak da davet edildik. Yani sonuçta bu bölgeyle de ilişkilerimizi geliştiriyoruz. Ama üyelik konusunda şu anda verilmiş bir karar da yok, bir davet de yok." diye konuştu.
Irak'ta sivillerin hayatını kaybettiği bir saldırının ardından Türkiye'nin suçlanmasına yönelik soruyu yanıtlayan Çavuşoğlu, o süreçte teklif edilen iş birliğine cevap alınamadığını kaydetti.
"Irak şu anda daha çok kendi iç karışıklığına odaklanmış durumda." diyen Çavuşoğlu, Irak'ın istişare yerine Türkiye'yi suçlamayı tercih ettiğini söyledi.
Çavuşoğlu, ABD ile yürütülen F-16 görüşmelerine de değinerek, "Siyasi düzeyde ve teknik düzeyde herhangi bir sorun yok. Askerlerimiz arasında yapılan görüşmelerde herhangi bir problem yok." dedi.
Görüşmelerde Türkiye'ye verilecek F-16'ların ABD ve NATO için önemli olduğunun vurgulandığını söyleyen Çavuşoğlu, "Amerikan yönetimi de aynı şeyi söylüyor. Kongre'ye yazdığı mektupta da Dışişleri Bakanlığı bunu vurgulamıştır. Ama Kongre'den bazı üyelerinden çatlak sesler geliyor. Önemli figürlerden de yine yönetimin ve askeri kanadın görüşü yönünde demeçler de geliyor." ifadelerini kullandı.
BM Karadeniz Tahıl Girişimi Koordinatörü Amir Abdulla ile görüşmesine de değinen Çavuşoğlu, görüşmede 19 Kasım'da sona erecek anlaşmanın uzatılması gibi konuların ele alındığına işaret etti.
"Şu ana kadar Türkiye ve BM bu süreci iyi yönetiyor." diyen Çavuşoğlu, Ukrayna'dan ayrılan gemilerin taşıdığı tahılın ihtiyaç sahibi ülkelere gitmemesi yönünde Rusya'nın şikayetleri olduğunu hatırlattı.
Bu konunun da gözden geçirildiğini anlatan Çavuşoğlu, gübre ihracatının da önemli olduğunu söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
"Bu anlaşmadan sonra ve uygulamaya girdikten sonra tahıl ürünleri 2008'den bu yana en büyük düşüşü yaşadı. Temmuz ayında yüzde 11,5 düşüş yaşandı. Diğer taraftan Rusya'nın ihraç ettiği ürünler yaptırıma dahil değil ama gemilerin limanlardan servis alması ya da yanaşabilmesi, sigorta, ödeme yani bankacılık gibi kısıtlamalar var, ambargolar var. Açıklamalar yapılsa da özellikle Rusya bu konuda biraz şikayette bulununca (ABD Dışişleri Bakanı) Blinken ve BM Genel Sekreterliği Guterres'le de hemen telefonla görüştüm. Daha sonra Bilenken'ın da Amerikan yönetiminde açıklaması oldu. Fakat bu açıklamalara rağmen henüz Rus tahılını taşımakta tereddüt eden taşımacılık şirketleri de var. Ama herhangi bir engel yok. Yani şu anda Rusya da ürünlerini ihraç edebilir."
Romanya ve Polonya'nın Ukrayna tahılını kara yolu üzerinden taşımaya yönelik bir anlaşma çalışması içinde olmasını değerlendiren Çavuşoğlu, alternatif arayışının doğal ve mantıklı olduğunu söyledi.
Suriye'den ilişkilerin düzelmesi için Türkiye'nin Suriye topraklarından çıkması gerektiği yönünde gelen açıklamalara ilişkin soruyu yanıtlayan Çavuşoğlu, "Gerçekçi bir açıklama değil. Bugün biz o topraklardan çekilirsek oralara rejim hakim olmaz, terör örgütleri hakim olur. Bu bizim için de bir risk, rejim için de risk. Yani Suriye için risk aslında." değerlendirmesini yaptı.
Geçen yıl ekimde Belgrad'daki bir toplantıda Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad'la ayaküstü gerçekleştirdiği konuşmada da bu konunun gündeme geldiğini kaydeden Çavuşoğlu, Mikdad'a bu bölgelerde kontrolün gerçekleşebilmesi için ülke içinde uzlaşının sağlanması gerektiğini ilettiğini ifade etti.
Rejimin daha önce kuşattığı yerlerdeki teröristlerin İdlib'e gitmesini sağladığını saklamadığını ifade eden Çavuşoğlu, "Bu topraklar Suriye toprakları. Her zaman söylüyoruz gözümüz yok. Ama şu anda biz olmadığımız zaman bize yönelik çok ciddi tehdit oluşacak ortamlar var." diye konuştu.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Türkiye ile Yunanistan arasındaki yapılan karşılıklı açıklamalara eleştirilerini de değerlendiren Çavuşoğlu, "Sakarya muharebesinin nerede olduğunu bilmeyen kişilerin sorunlarına, ucuz söylemlerine cevap vermeyi ben doğru bile bulmuyorum." dedi.
Türkiye'deki muhalefeti eleştiren Çavuşoğlu, "En haklı olduğumuz durumda bile, bizim hiçbir olumsuz etkimiz olmadığı halde bile, başta Ukrayna savaşı dahil her konuda Türkiye'yi suçlayıcı bir şeyler buluyor." ifadelerini kullandı.
Mısır'la ilişkilerin normalleşmesi sürecinde olumsuz bir gelişme olmadığını ancak olumlu somut adımların da olmadığını kaydeden Çavuşoğlu, "Uluslararası platformlarda birbirimize karşı olmama prensipleri devam ediyor. Herhangi bir olumsuz durum yok. Bir hükümet değişikliği oldu. Şu anda Mısır kendi iç dinamiklerine odaklanıyor." dedi.
Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'yle (BAE) ilişkilerde olumlu gelişmeler olduğunu da ifade eden Çavuşoğlu, "Suudi Arabistan'la son dört ayda ticaretimiz yüzde 115 arttı. Okullarımız tekrar açıldı. Orada 7 tane Türk okulu vardı. Birçok alanda da önemli adımlar atıldı. Aynı şey BAE'yle de geçerli." ifadelerini kullandı.
İsrail'le büyükelçileri karşılıklı atama aşamasına gelindiğini ve sivil havacılık anlaşması yapıldığını hatırlatan Çavuşoğlu, İsrail Hava Yollarının ekimde Türkiye uçuşlarına başlayacağını söyledi.
Mescid-i Aksa'ya ramazan ayında Müslüman olmayanları sokmama uygulamasının da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İsrailli mevkidaşı Isaac Herzog'u aramasıyla yeniden yürürlüğe sokulduğunu belirten Çavuşoğlu, "Filistin'le ilgili Filistinlilerin bize ilettiği konuları İsrail tarafına aktarıyoruz. Bazı konularda da adımlar atılıyor." dedi. (AA)