Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde gerçekleştirilen Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Bakan Koca, 10 Ocak'ta başlayan Bilim Kurulu toplantılarının ilk kez Ankara dışında bir ilde yapıldığına dikkati çekti.
Bilim insanlarının katıldığı toplantının az önce sona erdiğini belirten Koca, "Koronavirüs Bilim Kurulu'nun Ankara dışında toplanması sıradan bir olay değildir. Üç gün önce, İstanbul'da vaka sayılarının, Türkiye'nin yüzde 40'ına ulaştığını açıkladım. Kovid-19 testi pozitif çıkan her 10 kişiden 4'ü İstanbul'dadır. Hekim ve hemşirelerden ambulans şoförlerimize kadar, bütün sağlık çalışanları, hastane yöneticileri, Bilim Kurulu üyeleri, ilgili bütün kurumlar olarak teyakkuzdayız." diye konuştu.
Bu durumun, sağlık çalışanları kadar vatandaşlara da sorumluluk yüklediğini vurgulayan Bakan Koca, şu bilgileri verdi:
"Son 7 günde ortalama vaka artışı, geçen ayın ortalamasından yüzde 85 fazladır. Oran, 16,5 milyon nüfusla birlikte düşünüldüğünde korkutucudur. Artış, İstanbul'a günlük gidiş gelişlerin fazla olduğu şehirlerde de yüksektir. İstanbul'un yakın temaslısı diyebileceğimiz Balıkesir'de ve Tekirdağ'da yüzde 96, Bilecik ve Düzce'de yüzde 99, Edirne'de yüzde 91, Bursa’da yüzde 84, Sakarya'da yüzde 76, Kırklareli'nde yüzde 71, Kocaeli'nde yüzde 63'tür. Sadece sayılan iller değil, tüm Türkiye, İstanbul'un temaslısıdır. Gelişme, salgınla mücadelede 83 milyonu ilgilendirmektedir. İstanbul'da durumu kontrol altına alamazsak, salgın baş edilebilir olmaktan çıkacaktır."
Sağlık Bakanı Koca, nisan ayında yaşanan tehlikenin de büyük olduğunu, hareket halindeki nüfusu 20 milyon civarında olan İstanbul'un, salgının merkezi olmasını güç birliği yaparak, kuralları uygulayarak önlediklerini anlattı.
Şimdi de benzer bir durumla karşı karşıya olduklarına dikkati çeken Koca, şöyle devam etti:
"Bu duruma neler yol açtı? İstanbul, dünyanın en kalabalık kentleri arasında 14. sırada. Mesafe kuralına uymayı zorlaştıran bir şehir, iç içe yaşıyoruz. Virüsün yayılmasına çok elverişli hayat şartlarına sahibiz. Hareket halindeki kitle çok büyük. Kışı burada geçirmek üzere yoğun dönüşler oldu. Tıpkı memlekete gidişlerde, Anadolu'da yaşanan vaka artışları gibi, kurallara uyumun azalmasıyla birlikte, İstanbul'da salgın hızla tırmandı. Tehlike karşısında teyakkuza geçebiliyoruz: Ama riski savar savmaz, hayatı akışına bırakıyoruz. Karşılaştığımız ve tüm ülkeyi riske atacak durumun tarifi budur. Salgınla savaşta disipline ve uzun süreli başarıya ihtiyacımız var. Düştüğümüz yerden kalkmak her zaman mümkün olmayabilir. Kişilerin göstereceği küçük ihmallerin bedelleri büyüktür. Bedelleri, birlikte ödemek zorunda kalabiliriz. Bedel, hasta düşmekten fakirleşmeye kadar, çoktur."
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, kurallara uyabilmek için baş etmekte en çok zorlandıkları engelin, kalabalık olduğuna değindi. Sosyal mesafe kuralının uygulanabilir hale gelmesinin, pek çok durumda şartların iyileştirilmesine bağlı olduğunu belirten Koca, geçen 6 gün boyunca, bakan yardımcıları ve ekibiyle bu konuda çalıştıklarını anlattı.
İl ve ilçe mülki idare amirleri, büyükşehir ve ilçe belediyelerinin yöneticileriyle kamu kurumlarının yetkilileriyle bir araya gelerek sorun teşkil eden konuları ele aldıklarını ifade eden Koca, şunları söyledi:
"Toplu taşıma, pazar yerleri, alışveriş ortamları ve çeşitli kent alanlarında kurallara uyulmasının kolaylaştırılması için çalışma yapılmasını, planlamaya gidilmesini istedik. Toplu taşımaya ek seferler konması, kamu kurumlarında, organize sanayi bölgeleri dahil özel sektörde iş saatlerinin, yine sosyal hareketlilik kaynaklı teması azaltacak şekilde yeniden düzenlenmesi, ele alınan konular arasındadır. Kurumlardan uzaktan erişimle evde çalışma kolaylığı sağlamaları ayrıca istenmiştir. Çözüme en çok ihtiyaç duyduğumuz konu toplu ulaşımdır. Sosyal mesafenin korunamadığı toplu ulaşım, en büyük risk kaynaklarındandır. Yolculuk, dolayısıyla risk süresi uzundur. Bu çözümlerin üretilmesi, salgının tırmanışının sebebi olan hareketliliği ve teması çok azaltacaktır. Hareketlilik, şu an olduğu gibi devam ederse bu durumda, artış 1 iken 2, 2 iken 4 şeklinde olmayacak. 1 iken 3, 3 iken 9 şeklinde tam bir tırmanış olacak. Çünkü virüs, 1 kişiden ortalama 3 kişiye bulaşıyor. Bugünkünün 2-3 katı ağır tablo, tahayyülü bile zor bir tablodur. Çözüm, artışın nedenini kontrol altına almaktır. Hareketliliği azaltmak, yani hayatı yavaşlatmaktır."
Bakan Fahrettin Koca, temel şart olarak maske, mesafe ve temizlik kuralına uyacaklarını belirterek, "Koronavirüsün yöntemini virüse karşı kullanacağız." ifadelerini kullandı.
"Virüs, 1 kişiden ortalama 3 kişiye bulaşıyorsa, biz de hareketi ve teması 3'te birine indireceğiz." diyen Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dışarı çıktığımızda, 3 yere uğruyorsak bunu bire indireceğiz. Günde 3 kişiyle görüşüyorsak 1 kişiyle görüşeceğiz. Örnekler çoğaltılabilir. İstediğim, hareketi ve teması 3'te 1'ine indirmenizdir. Bunu yaparsanız, salgınla gerçekten savaşmış olacaksınız. Eğer bunu yaparsanız, her gün işe gidip gelmek ve çalışmak zorunda olan insanlar, tedbirleri uygulayacak koşullara sahip olur. Toplu taşıma araçlarında risk azalır. Kendimizi disipline sokalım. Sonsuza kadar değil. Salgını kontrol altına alana kadar. 'Dışarıya 3 kere çıkmak yerine 1 kere çıkın.' derken, hayatınıza sınırlama getirmenizi talep ettiğimin farkındayım. Talebimin amacı, hürriyetlerinizden toplum yararına fedakarlıktır. Eğer maske, mesafe, temizlik kuralına uymazsanız, hareketliği azaltmaya çalışmazsanız, sağlık çalışanlarımız yasal hakları olan izinleri daha uzun süre kullanamayacak. Eğer hayatlarımızı kendimiz disipline kavuşturmazsak kurallardan çok daha ağır mecburiyetlerimiz olacak. Bu sebeple size şunu diyorum: Hareketliliği ve teması azaltın. Dışarı çıkmanız halinde, tedbirden taviz vermeyin."
Koca, "İşverenlere sesleniyorum; esnek mesai sistemine geçiş için elinizden geleni yapın. Şartlarınız uygunsa vardiyalı çalışmayı tercih edin. Çalışanlar bir aradaysa, birinin hastalığa yakalanmasıyla hepsi temaslı olur. Tüm temaslılar mecburen izole edilir. Vardiya sisteminde risk azalır. Çalışanlarınızın sağlığını ve iş kaybını önlemek için doğru olan budur." dedi.
Salgınla savaşın, tek başına kurumların gücü ve hastanelerle kazanılamayacağının da altını çizen Koca, şunları kaydetti:
"Gelinen noktada, desteğinize, daha önce hiç olmadığı kadar ihtiyacımız var. Mecburiyetiniz yoksa dışarı çıkmayın. Zorunlu olmayan ziyaretlerden kaçının. Hastalığa yakalanmayı göze alacağınız ziyaretleri yapın. Zorunlu olmayan seyahatleri yapmayın. Hastalığa yakalanmayı göze alacağınız seyahatleri yapın. Kalabalık ortama girecekseniz, bunun hastalığa yakalanmaya değip değmeyeceğini düşünün. Maskenizi çıkarmayın. Virüsün size bulaşmasını göze alacağınız bir durum varsa çıkarın. Sosyal mesafe kuralına uymak mümkünken, kurala uyun. Uymuyorsanız, hastalığı göz ardı edecek kadar güçlü bir sebebiniz olmalıdır. Sevgili İstanbullular, rica ediyorum: Testi pozitif çıkanlar, temaslılarını filyasyon ekiplerimize eksiksiz bildirsin. Yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar, kendilerini korumaya alsın. Zorunlu olmadıkça akrabalarla başka ailelerle bir araya gelmeyin. Zorunlu olmayan kutlama ve törenleri erteleyin. Salgınla savaşın bu aşaması, disiplin istiyor.
Bakan Koca, sağlık hizmetlerinde, sistemin tıkanmasına yol açacak bir sorunun bulunmadığını belirterek, kamu hastaneleri, özel sağlık kuruluşları ve tıp fakültesi hastaneleriyle bir araya geldiklerini söyledi.
112 Acil Servis ekiplerinden filyasyon ekiplerine kadar salgınla mücadelenin tüm birimleriyle buluştuklarını anımsatan Koca, şöyle konuştu:
"Sağlık ordumuzla riske karşı organize olduk. Sizden şunu hatırlamanızı istiyorum: Her kapasitenin sonuçta bir sınırı vardır. Bu sınırı zorlamamak, tedbirleri uygulamanıza bağlıdır. Tedbirler hayattan mahrum kalmak anlamına gelmiyor. Hayatı mantıklı şekilde yönetmek anlamına geliyor. Mevcut şartlara karşı hareketliliği üçte bire indirmektir. Hareketliliği, teması azaltmaktır. Biliyoruz ki Kovid-19 sadece kişilerin maruz kaldığı bir hastalık değil. Toplumların maruz kaldığı bir hastalıktır. Türkiye'nin kalbinin attığı yerde başarmak zorundayız. İstanbul'u ve bize sunduğu her şeyi korumak zorundayız. Sağduyunuza güveniyoruz. İstanbul tüm yönetim birimleriyle harekete geçmiştir. Kararlı bir şekilde bizimle beraber olursanız, salgını geriletmeyi başaracağız. Üzerinde görüştüğümüz tedbirlerin hayata geçirilmesinde emek sarfeden başta İçişleri Bakanlığımız ve teşkilatı olmak üzere Sayın Valimize ve bütün yerel yöneticilere teşekkür ediyorum."
Koca, bu gecenin Mevlit Kandili olduğunu hatırlatarak, "Dualarınıza hastalarımızı da dahil edin. Yarın Cumhuriyet'i kuruyoruz. Kutlu olsun." dedi.
"İstanbul'daki vaka artışı ve hastanelerdeki izlenimleriniz nelerdir?" sorusu üzerine Bakan Koca, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Özellikle son dönem bahsettiğim şekliyle Türkiye'nin ortalama vaka sayısının yüzde 40'ının İstanbul'da olduğunu söylemiştim. Her geçen gün ağır hasta sayımızın da arttığını her gün verilen bilgilerden biliyoruz. İstanbul'da sağlık altyapımız çok güçlü. Ciddi bir yatak kapasitemiz söz konusu. Özellikle son dönemde 7 bine yakın yatak ilavesi söz konusu oldu. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hem şu an içinde bulunduğumuz Çam ve Sakura Şehir Hastanesi hem iki tane acil durum hastanesi bu dönemde devreye girdi. Her biri 1008 yataklı ve her biri 432 yoğun bakımdan oluşan hastaneler. Şu dönemde bu anlamda bir sorun olmadığını söyleyebilirim. İstanbul'da toplam yatak sayımız 48 bine yakın. Yoğun bakım yatak sayımız ise 9 bine yakın.
Şu an İstanbul'da servis yatak doluluk oranımız yüzde 55. Yoğun bakım doluluk oranımız ise yüzde 66, bu erişkin yoğun bakım yatakları için söylediğim. Ventilatörler içerisinde doluluk oranımız yüzde 33. Yani şunu demek istiyorum; yoğun bakımlarla ilgili yüzde 66'dan kastım sadece Kovid'li hastaların doluluk oranından bahsetmiyorum. Diğer hastaların da buradaki sayıya dahil olduğunu, şu an yoğun bakımlarda ağır hastamızın toplamın yüzde 40'ı değil, vaka yüzde 40'ı, ağır hastamız yüzde 29-30'lar civarındadır. Dolayısıyla bu çerçeveden baktığımızda ortalama 500-550 ağır hastadan bahsetmiş oluyoruz. Halbuki bizim 9 bine yakın yoğun bakım yatağımız var. Buna tabii özel sektör de dahil olmak üzere."
Bu döneme hem üniversite hastaneleri, hem vakıf üniversitesi hastaneleri hem özel sektörle görüşmeler yaptıklarını anımsatan Koca, özel sektörün özellikle bundan sonraki süreçte pandemi hastanesi şeklinde değil daha çok Kovidli hastaya ayrı bir birimde bakma şeklinde yataklarının dörtte birini ayırma yaklaşımında olduğu bilgisini verdi.
Koca, İstanbul'da kapasite sorunu olmadığını yineleyerek, "Bu hiç olmayacağı anlamına gelmez. Bu vaka sayısının 2 veya 3 katına çıkması durumunda farklı tablolar karşımıza çıkabilir. O nedenle biz bu hassasiyeti özellikle anlatmaya, vatandaşımızın kurallara uyumunu özellikle bu dönemde fazlasıyla istiyoruz. Biz de bakanlık olarak özellikle salgın sadece Sağlık Bakanlığının bir sorunu değil, çözebileceği sorun da değil. Bu anlamda ilgili başta İçişleri Bakanlığımızla ilgili bakanlıklarla yakın iş birliği içindeyiz." dedi.
Sağlık Bakanı Koca, "İstanbul özelinde veya temaslı iller ve ilçeler özelinde bir kısıtlama söz konusu olur mu? İstanbul'da son dönemde akşamları yapılan korona partileri de gündemde, bu konularda neler söylersiniz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Bilim Kurulu'nda da gündeme gelmiş oldu. Özellikle partiler anlamında gece 12'den sonra müzikli ortamların yasaklandığını biliyoruz. Bunun daha erken saatlere çekilmesiyle ilgili Bilim Kurulu'nun bir önerisi oldu. Önümüzdeki günler bu konuyla ilgili İçişleri Bakanlığı bu öneri doğrultusunda bir duyuru yapmış olur."
Güncel vaka sayılarını aktaran Koca, "Bugünkü tabloda özellikle test sayımız 128 bin 312, hasta sayımız 2 bin 305. Daha da yükseldi. Hayatını kaybeden vatandaş sayımız 77 kişi oldu. İyileşen hasta sayımız 1662. Ağır hasta sayımız bugün biraz daha artmış oldu 1836." bilgilerini verdi.
İBB Başkanı İmamoğlu'nun toplantıya çağırılmadığı iddiası
Bakan Koca, "İstanbul'da geçen hafta bir pandemi toplantısı gerçekleştirdiniz. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, toplantıya davet edilmediğini söyledi. Siz bu konuda ne söylersiniz?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Öncelikle bu toplantı bir pandemi toplantısı değildi. Bu toplantı bir il hıfzıssıhha toplantısı da değildi. Bu toplantı sağlık teşkilatımızla, ilçe sağlık müdürlerimiz ve başhekimlerimizin katıldığı, İstanbul'un durumunu, hastane kapasitelerini, filyasyon durumunu değerlendirme toplantısıydı. Bir pandemi toplantısı, kurulu değildi. Ayrıca 5 gün ve şu an 7 gün oldu. Muhtemelen hafta sonuna kadar devam etmiş olacağım. Bu bir hafta boyunca İstanbul'da olmam nedeniyle de devamında yerel yöneticiler dahil olmak üzere sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve özel sektör dahil olmak üzere birtakım toplantıları yapmak üzere de plan yapılmıştı. İstanbul'da ilçe belediye başkanlarıyla görüşülüp Büyükşehir Belediye Başkanıyla görüşmeme durumu olabilir mi?
Pazartesi günü de ilçe belediyelerimizle görüşme yapıldı. Büyükşehir Belediye Başkanımızın bu arada bildiğiniz gibi bir rahatsızlığı oldu. Ben buradan tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Bugün de yer yer kendim arıyorum, arkadaşlarımız yakın takipteler. Genel durumunun sağlığının iyi olduğunu, ateş bulgusunun bugün itibarıyla olmadığını, kendilerini çok iyi hissettiklerini ifade etmiş oldular. Özellikle pandemi döneminin siyasi zemine çekilmesinin siyasilere bir şey kazandıracağına inanmıyorum. Bu anlamda da siyaset zeminine çekilmemesi için de burada mücadele edeceğimizden de emin olun. Siyaset zeminine çekilmemesi noktasında da bir kararlılık içerisinde olacağımızı ifade etmek istiyorum."
Bakan Koca, yerli aşılarda gelinen nokta ile Çin ve Almanya'dan alınan aşıların son durumları hakkında da bilgiler verdi.
Yerel aşıyla ilgili 16 aşının çalışmasının devam ettiğini anlatan Koca, şunları söyledi:
"Bu aşılardan faz çalışmasına, insan çalışmasına çok yakın olan 3 aşı olduğunu daha önce söylemiştim. Bugün özellikle deneysel araştırma laboratuvarımız da önemli. Uluslararası akreditasyonu olan bir laboratuvar. Bugün ziyaret ettim. Bu aşıların toksikolojiyle ilgili çalışmaları artı sterilite ve standardizasyon çalışmalarının yapıldığı bir yer. Hafta sonu için sterilite ve standardizasyon çalışmalarının bir aşı için biteceği ifade edildi. Bu hafta sonu itibarıyla istenilen şekliyle tamamlanırsa gelecek hafta muhtemelen ilk insan uygulamaları başlayabilir. Ondan önce 5 gün karantinaya alım süreci var. Gelecek hafta karantinaya alım süreciyle birlikte ilk insan uygulaması başlamış olacak."
Koca, yurt dışından faz 3 çalışması Türkiye'de yapılan 2 aşı olduğunu anımsatarak, bunlardan birinin Pfizer diğerinin de Çin Sinovac olduğunu kaydetti.
Şu ana kadar herhangi bir ciddi yan etkinin olmadığın dile getiren Koca, "Muhtemelen kasım sonunda bağışıklık durumu konusunda bir bilgilenmemiz olur. Bu aşılarla ilgili de aralıkta Sinovac dediğimiz virülansı azaltılmış olan aşıyla ilgili de 5 milyon gibi eğer başarılı olursa istediğimiz şekilde sonuç alınırsa aralık ayında 5 milyon aşıyı uygulama şansımız olacak. Devamında ocak, şubat ve mart itibarıyla da devam ediliyor olacak. Pfizer için de aynı şekilde görüşmelerimiz var. Bizim aşımız da nisan ayı gibi devreye girer diye tahmin ediyoruz, her şey normal giderse. En az 3-4 aşının bir noktaya geleceğini uygulama şansı elde edebileceğimizi düşünüyorum."
İstanbul için seyahat kısıtlaması düşünmüyoruz. Vatandaşımız tedbir gösterirse bunun üstesinden geliriz.
Bakan Koca, grip aşısıyla ilgili bir soruyu ise şu şekilde yanıtladı:
"Grip aşısı son dönem çok işlenen bir konu oldu. Grip aşısı, bildiğiniz gibi bir yıl önceden sipariş edilir ve dünyada aşı arzı yüzde 20 oranında arttı. Herkesin aşı yaptırabilirliği zaten mümkün olamaz. Çünkü dünyada artış yüzde 20'yi geçti. Bizde ise bu aşamada 1 milyon 350 bin geçen yıldan biraz daha fazla olmak üzere sipariş etmiştik. Bazı ülkelerin daha yüksek dozda aşı temin ettiği söylenir. Mesela Almanya 26 milyon. Ancak geçen yıl Almanya'nın temin ettiği aşı 21 milyon. Yani yüzde 30'u geçmiyor. İngiltere bu yıl 30 milyon temin etti. Ancak geçen yıl 25 milyon temin etmişti. Geçen yıllarda serbest eczanelerden ücretli grip aşısı temin etme imkanı olmasına rağmen tüketilen aşımız 1 milyonun üzerindeydi. 5-10 milyonlar değildi. Dolayısıyla bunu yüksek oranlı temin etme şansınız zaten yok. Buna rağmen biz 2,2 milyon temin ettik, şimdi 3 milyonun üzerinde temin etme çabası içindeyiz. Yani geçen yılın 2-2,5 katı kadar yüzde 50 oranında bir artış gerçekleştirme çabasındayız. Diğer ülkelerde yüzde 30 civarında artış oldu."
Türk Eczacılar Birliği'nin aşı ile ilgili açıklamasına da değine Koca, "Ortada olmayan bir aşının olduğu ifade edildi bunu çok net söylüyorum ve bu aşı konusunda ilgili firmalarla başından beri görüşüldü ama ortada bir aşı yoktu. O aşıyı almak içinde birçok çaba sarf ettik. Daha detaylı söyleceklerim var söylemek istemiyorum. Ruhsatlı olan aşıyı herkes getirebilir. Türkiye'de ruhsatı olmayan aşıyı Halk Sağlığı alabilir. Eğer bu anlamda varsa bir aşı lütfen bize söylesinler, biz alalım. Ben bunu bir ay önce de iki ay önce de söyledim ama ortada olmayan, 'x firmada var' denilerek, şimdi 'yok' denilerek, bir aşıyı pazarlamasınlar. Bunun özellikle altını çiziyorum. Aşıyı temin etmek için de ilk günden itibaren yoğun bir çaba içinde olduğumuzu bütün vatandaşımız bilsin, emin olun parasına da bakmıyoruz. Kimlere öncelikle aşı yapılması gerektiğini tespit etik." ifadelerini kullandı.
Sağlık Bakanı Koca, "Önümüzdeki hafta, muhtemelen Kasım ayının ilk haftası 12 bin sağlık çalışanımızı alım ilanına çıkacağımızı müjdelemek istiyorum." dedi.
İstanbul'da hangi ilçelerin daha riskli olduğuna ilişkin bir soru üzerine Koca, şunları kaydetti:
"İstanbul'da son 1 hafta içinde vaka artış oranı yüzde 62. Büyükçekmece yüzde 123, Sarıyer yüzde 120, Bakırköy yüzde 104, Beylikdüzü yüzde 104, Bayrampaşa yüzde 99, Şişli yüzde 98, Kağıthane yüzde 89, Tuzla, Sancaktepe, Beykoz şeklinde gidiyor. İlçelerde yüzde 29 ile yüzde 123 arası artış, son 1 haftalık artış hızından bahsediyorum, İstanbul'un da toplamı son 1 haftada yüzde 62 oldu. Türkiye'deki hasta sayısının, bugün de söyledim, yüzde 40'a yakın, yüzde 38-39 oranında İstanbul'da olduğunu söylemek istiyorum. 2 bin 305 hasta sayısı, ağır hasta sayısı ise yüzde 30 civarında. 1836'nın yüzde 30'u."
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, virüsün mutasyona uğramasıyla ilgili bir değişiklik olmadığının bilindiğine değinirken, şöyle devam etti:
"Mutasyon daha çok bulaştırıcılığın artması şeklinde karşımıza çıkıyor. Daha önce 15-20 dakika yakın mesafede bir arada olunduğunda bulaşan virüsün, artık daha kısa süreli bir arada olduğunuzda bulaşabilir özelliği söz konusu. Kafe veya restoranda bir araya gelindiğinde maskenin kısa süreli devredışı kalması bile o bulaştırıcılığı sağlayan bir sebep oluyor. Son dönem, sadece İstanbul için söylemiyorum İstanbul için daha fazla, diğer illerimiz için de aynı şeyi söylüyorum, virüsün bulaştırıcılığı daha çok arttı. Bizim bu anlamda maskeye, mesafeye ve el hijyenine dikkat etmeyi ısrarla söylüyoruz ama kalabalık ortamlardan da mutlaka kaçınmamız gerekiyor. Özellikle bir araya gelmelerin, 6 veya 8 kişiden fazla olmamasına dikkat ediyor olmalıyız. Büyük kalabalıkların hele mesafenin korunamadığı büyük kalabalıkların ciddi risk olduğunu biliyoruz. Bulaştırıcılık eskiye göre daha hızlı bir bulaştırıcılığa dönmüş oldu."
HES uygulamasının uçuşlarla ilgili yaygınlaştırıldığını belirten Koca, "İl Hıfzıssıhha Kurullarımız bu konuyla ilgili kararı almaya yetkili. Hem yurt dışı uçuşlar dahil olmak üzere yurt içi uçuşlar ve seyahatler, tren yolculuğu dahil, HES uygulamasının zorunluluğunu getirdik. Her geçen gün HES uygulamasını daha da yaygın hale getirme çabası içinde olacağız." diye konuştu.
Koca, "Bu dönemde İstanbul'un şartları gereği, 16,5 milyon vatandaşımızın tedbirlere hassasiyetle uymasını bekliyoruz. Hareketliliğimizi de en az 3'te 1 oranında azaltmamız gerekiyor çünkü en az 3 kişiye bulaştırıyoruz." dedi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, okulların açılmasının vaka artışlarını ne yönde etkilediğine yönelik soruyu da şöyle yanıtladı:
"Okullarla ilgili şu an ciddi bir artışın olmadığını biliyoruz. Toplumun genelinden farklı bir artış oranının olmadığını söyleyebiliriz. Bu önemli günler salgının seyriyle birlikte diğer sınıfların ilave kademeli bir geçiş olması daha önce konuşulmuştu, bununla ilgili kademeli geçişin olup olmayacağını da önümüzdeki dönem salgının seyri belirleyecek. Ama şu an İstanbul özelinde baktığımızda yeni dönemde ilave bir sınıfın, kademelendirmenin şu an Bilim Kurulu'nun önerisinin olmadığını söyleyebilirim. Şu ana kadar da açılan sınıflarla ilgili ortalamadan farklı bir pozitiflik oranı, vaka durumunun olmadığını da rahatlıkla söyleyebilirim. Zaten bildiğiniz gibi tercihe bağlı ve 2+5 şekilde bir uygulamayla eğitim devam ediyor ve bazı sınıflarla ilgili bu. Ama önümüzdeki haftalar doğrusu bununla ilgili Bilim Kurulu'nun kademelendirmeyi devam ettirme noktasında bir yaklaşımı şu an yok." (AA)