Son Dakika: Bakan Soylu'dan dikkat çeken 'göç' açıklaması: Angelina Jolie'nin fotoğrafı ile çözmeye çalıştılar

Son dakika haberine göre İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan göç meselesiyle ilgili önemli açıklamalar geldi. Göç sorununun dünyada yeni başladığını aktaran Soylu, meselenin Türkiye-Yunanistan, Türkiye-İran ve Türkiye-Suriye sınırına sıkıştırılmaya çalışıldığını söyledi. Bakan Soylu yaptığı açıklamada "Angelina Jolie fotoğrafı ile göç meselesini dünyada çözmeye çalıştılar. Göç meselesi dünyada yeni başladı" dedi.

Son Dakika: İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, katıldığı Vilayetler Evi'nde gerçekleştirilen 'Üniversiteler Afet ve Acil Durum Araştırma ve Uygulama Merkezleri Değerlendirme Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Göç meselesinin bir sınır meselesi olmadığını belirten Bakan Soylu, "Meseleyi Türkiye-Yunanistan, Türkiye-İran ve Türkiye-Suriye sınırında sıkıştırdılar. Göç meselesini, bir sınır meselesi olarak minimize etmeye çalıştılar. Angelina Jolie fotoğrafı ile göç meselesini dünyada çözmeye çalıştılar. Göç meselesi dünyada yeni başladı." diye konuştu. Soylu, çözüm yolunun ise bölgesel ve uluslar arası güçlü ilişkilerden geçtiğini söyledi.

Reklam
Reklam

Bakan Soylu, Gölbaşı'ndaki Vilayetler Evi'nde gerçekleştirilen 'Üniversiteler Afet ve Acil Durum Araştırma ve Uygulama Merkezleri Değerlendirme Toplantısı'na' katıldı. Soylu'ya, İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, AFAD Başkanı Yunus Sezer eşlik etti. Burada konuşan Bakan Soylu, afet yönetiminin toplumun tamamının katkısı oranında başarısı artan bir süreç olduğunu söyledi. AFAD gibi küresel ölçekte gıpta edilen ciddi bir kurum oluşturduklarını belirten Soylu, şöyle konuştu:

"AFAD 2 yılı aşkın bir süredir İçişleri Bakanlığı'na bağlı. Biz ilk deneyimimizi Elazığ ve Malatya'daki depremlerde gerçekleştirdik. İlk kez Türkiye Afet Müdahale Planı orada devreye girdi. Bu bizim ilk deneyimimizdi. AFAD bize bağlandıktan sonra arkadaşlar toplanma alanları ile ilgili önüme bir dosya getirdi. Vatandaşların bilgisi olsun diye 'toplanma alanlarını E-devlette yayınlayalım' dediler. Ben de vatandaşın bilgisi olsun, diye 'yayınlayın' dedim ve yayınlandı. Toplanma alanlarını belirleyen belediyelerdir. Daha sonra toplanma alanları ile ilgili eleştiriler geldi. Toplanma alanlarının olduğu yerlerde apartman yapıldığına dair. Daha sonra ben de baktım evet yapılmış. Bunun da kendi adına bir eğitimi oldu. Burada yediğimiz dayaktan müşteki değiliz. Devlet yönetiminde dayaklar yenilir. Ancak oradan alınan tecrübelerle birlikte eğer doğru adım atılabilirse bir faydası bile olur. Daha sonra çalışma grubu ile o meselenin hem üzerinden geçtik hem de öğrenme sürecini tüm gruplarla beraber geliştirdik. Neticede kişi başına düşen 1,19 metrekarelerden 3,80 metrekareye düşen toplanma alanları payına ulaştığımız yeni bir sistem kurduk. Jandarma Genel Komutanlığımıza 'bu iş senin işin' dedik. Çok titiz bir çalışma sonrası artık mahcup olmayacağımız toplanma alanı oluşturduk"

Reklam
Reklam

"GÖÇ MESELESİNİ ANGELİNA JOLİE FOTOĞRAFI İLE ÇÖZMEYE ÇALIŞTILAR"

Hırvatistan'daki depreme ilk yetişen ülkenin Türkiye olduğunu belirten Soylu, Avrupa'nın çadır kuramadan, kendilerinin orada konteyner kenti kurduğunu belirtti. Dünyanın şu an 4 temel krizle karşı karşıya olduğunu belirten Soylu, şunları söyledi:

"Pandemi, göç, enerji ve bütün bunların oluşturduğu ekonomik kriz. Bunların hepsi küresel sorundur. Pandemi krizinde Dünya Sağlık Örgütü günlerce lal oldu, ne yapacağını şaşırdı. Göç krizinde de bir şey getiremediler. 21'inci asrın başından itibaren Afganistan'da oluşan bu meselenin bütün dünyaya yakıcı bir etki ortaya koyacağı belliydi. Meseleyi Türkiye-Yunanistan, Türkiye-İran ve Türkiye-Suriye sınırında sıkıştırdılar. Göç meselesini, bir sınır meselesi olarak minimize etmeye çalıştılar. Angelina Jolie fotoğrafı ile göç meselesini dünyada çözmeye çalıştılar. Göç meselesi dünyada yeni başladı. Çözüm, bölgesel güçlü ilişkiler, ülkeler arası güçlü ilişkiler, etrafımızdaki coğrafya ile kuracağımız güçlü ilişkiler ve ikili ilişkilerdir. 21'inci yüz yıl önümüze böyle bir tablo koymuştur. Bütün dünyada afetsellik artıyor. Onun için yapılması gereken bunlara ait çözüm üretmek"

Reklam
Reklam

SÖZLEŞMELİ 1101 ARAMA KURTARMA TEKNİSYENİ ALIMI

İçişleri Bakanı Soylu, su ana kadar 183 üniversiteyle iş birliği protokolü imzaladıklarını hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Bu kapsamda da akademisyen, idari personel ve öğrencilerden oluşan 2 milyon 8 bin 785 kişiye eğitim verdik. Yine bu kapsamda önümüzdeki dönemde, 43 farklı üniversitenin, 45 farklı uygulama ve araştırma merkezleriyle birlikte önemli çalışmalar yapmayı planlıyoruz. Ar-Ge meselesine de ciddi miktarda maddi destek sağlıyoruz. 2012 yılında başlatılan destek programıyla günümüze kadar 65 projeye yaklaşık 13 milyon TL destek sağladık. Ayrıca, bütçesi 350 bin TL olan çağrılı ve bütçesi 700 bin TL olan güdümlü projelerden oluşan ulusal deprem araştırma programına; günümüze kadar toplamda 257 proje başvurusu olmuştur. Desteklenen 65 proje; 27 üniversite ve 1 kamu kurumu tarafından yapılmakta olup, bu projelerde 427 araştırmacı 132 bursiyer yer almaktadır. Sözleşmeli 1101 arama kurtarma teknisyeni alımı için ilana çıktık. Bu kadroların 700'ünü, 'Acil Durum ve Afet Yönetimi' veya 'Sivil Savunma ve İtfaiyecilik' ön lisans programlarından mezun olanlar için ayırdık."

Reklam
Reklam

AFET BİLİNCİ BAKIMINDAN JAPONYA'YI ÖRNEK GÖSTERDİ

Bakan Soylu, konuşmasının sonunda salondaki hocalara seslenerek, şunları kaydetti:

"Şurası bir gerçektir; raflarda duran bilginin kimseye hayrı yoktur. Ürettiğimiz bilgiyi stratejiye, teknolojiye ve nihayetinde bir anlayışa, yani somut çıktıya dönüştürmemiz lazım. Türkiye'nin bu potansiyeli her zaman vardı. Bizim yapmaya çalıştığımız, bu potansiyeli harekete geçirmektir. Bugün geldiğimiz seviye itibarıyla geçmişle aradaki makası ciddi şekilde kapattık. Son 2 yılda yönettiğimiz afet süreçleri önemli ve ciddi sınavlardı. Acılar yaşadık ama altında ezilmedik. Teşbihte hata olmaz; Afet riski bakımından Japonya'yız. Afetle mücadele, afete hazırlık ve afet bilinci bakımından da Japonya yolunda olmalıyız. Çok mesafe aldık ama hala yürüyecek yolumuz var"

(DHA)