Firma tarafından yapılan açıklamada, Keymen İlaç’ın 2013 yılından beri Sinovac firmasının Türkiye’deki tek yetkili yasal distribütörü olduğuna işaret edilerek, Sinovac firmasına ait ürünlerin Türkiye’deki ruhsat sahibi olduğu vurgulandı ve şu ifadelere yer verildi:
"Ülkemiz ve dünyanın içinden geçtiği zorlu pandemi sürecinde gerek ülkemize aşının kazandırılabilmesi gerek dünyadaki aşı çalışmalarına gücümüz ölçüsünde katkı sağlayabilmek için firmamız pandeminin ilk günlerinde, Nisan 2020’de Faz 3 çalışmalarının ülkemizde gerçekleştirilmesi ile ilgili yasal izin ve etik kurul başvurularını yapmıştır. Etik kurul izinleri bu konuda tüm aşamaları yüksek titizlikle inceleyen Hacettepe Üniversitesi Etik Kurulu’nca değerlendirilmiş ve süreç, 15 Eylül 2020 tarihinde tamamlanmış, akabinde kamuoyuna da yansıdığı üzere 16 Eylül 2020 tarihinde Faz 3 çalışmalarına başlanmıştır. Aşı çalışmalarını desteklemek ve öncelikli aşı alabilmek için firmalara milyarlarca dolar/euro hibelerin verildiği aylarda, Keymen İlaç dünyanın dev aşı firmalarının, üreticilerinin, aşı enstitülerinin ancak cesaret edebildiği bir klinik çalışmaya soyunmuş; sonucunun başarılı olup olmayacağı belli olmayan, başarılı olsa dahi henüz ülkemizin bu aşıyı alıp almayacağı bile belirsizken, milyonlarca dolara mal olan ve bu maliyetin tamamına yakını Keymen İlaç tarafından hiçbir ticari beklenti olmaksızın ve tüm riskler göze alınarak karşılanan bir çalışmanın altına girmiştir."
Firmadan iddialara ilişkin yapılan yazılı açıklamada aşı tedariğinde Türkiye’nin en uygun fiyatla aşıya ulaşabilmiş olmasına da işaret edilerek “Ne mutlu bize ki üstümüze aldığımız bu ağır yük ve sorumluluğun sonucu olarak da aşı tedariğinin son derece zor ve kısıtlı imkanlarla yürütüldüğü bu süreçte, kapasiteler ve yasal izinler dahilinde şu an dünyadaki en uygun fiyata ülkemiz nüfusuna yetecek kadar doz aşıya ulaşabilme imkanı ve dünyada nüfus başına aşılamada en önde giden ülkelerden biri olma konumuna gelmemiz sağlanmıştır." denildi.
Aşının satın alınması ile ilgili mali konuların, Sinovac Firmasının Genel Müdürü Helen Yang’ın Türkiye’ye gelmesiyle, bizzat Sağlık Bakanlığı ve Devlet Malzeme Ofisi (DMO) nezdinde gerçekleştirildiğinin altı çizilen açıklamada, “Hem ülkemizin menfaatleri hem de aşı üretimiyle ilgili asgari maliyetler gözetilerek CoronaVac aşısının doz fiyatı konusunda anlaşmaya varılmıştır. Sağlık Bakanımız Sayın Dr. Fahrettin Koca’nın açıkladığı üzere şu anda bu aşıyı en ucuz bedel ile alan ülke Türkiye Cumhuriyeti’dir. Ancak Sinovac firması ticari bir firmadır ve firmanın diğer ülkelerle olan ticari ilişkilerinin etkilenmemesi adına birim fiyatının gizli tutulması konusunda anlaşılmış olup son günlerde çirkin bir şekilde alay konusu edilen ‘Ticari Sır’ konusu bundan ibarettir. Unutulmamalıdır ki ticari sırrın korunması, gerek ulusal mevzuatımızda, gerekse uluslararası anlaşmalarda düzenlenmiş ve ihlali halinde cezai ve hukuki yaptırımları bulunmaktadır." ifadeleri kullanıldı.
Üretim ve dolum kapasitelerinden kaynaklanan aşı tedarik sıkıntısı nedeniyle, pandeminin geldiği koşullarda, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu aşıyı en kısa sürede temin edilmesi için uygulamaya hazır ürünün yanı sıra, aşının yığın halde üretilmesi ve dolumunun ülkemizde yapılmasıyla aşılama programının aksamadan hızla devam ettirilmesinin hedeflendiği belirtilen açıklama şu ifadelerle devam etti:
“Tüm dünyada enjektör ve vial sıkıntısı yaşanmaktayken dolum için gerekli tüm malzemenin temini ve yatırımlar, Keymen İlaç tarafından zamanında yapılmış, maliyeti firmamızca karşılanmıştır. Sözleşme gereği Devlet Malzeme Ofisi’ne verilmesi gereken teminat mektupları, lojistik işlemler, dolum tesislerinin işlemleri için gerekli tüm nakit akışı, şirketimiz tarafımızdan karşılanmıştır. Bu yatırımlar ciddi yatırımlar olup Devlet Malzeme Ofisinden sözleşmeye istinaden tek kuruş avans veya peşin ödeme alınmadığı gibi, kamu bankalarından da tek kuruş kredi kullanılmamıştır. Sinovac firması, tüm dünyaya uyguladığı, sözleşmenin imzalanması ile birlikte yüzde 50 peşin ödeme şartından, Türkiye Cumhuriyeti’nin mevzuatlarına uymadığı için ticari risklerin bir kısmını Keymen İlaç’ın karşılaması ile vazgeçmiştir. Devlet Malzeme Ofisinden peşin ödeme ya da avans alınmadığı için firmamızca yapılan bunca ödemelerin bir kısmının karşılanabilmesi için 1 milyon doz aşı Sinovac firmasının talebiyle, bedelsiz olarak şirketimize gönderilmiştir. Bu aşının karşılığı, bahsedilen tüm bu giderler için kullanılmıştır.
Özetle bu süreç üretici firma ile tam ve tek yetkili distribütör arasındaki bir ticari mahsuplaşma işlemidir. Sinovac firması ile yapılan sözleşme kapsamında 1 milyon doz aşının hibe edilmesi söz konusu olmayıp, alınan bütçenin her kuruşunun karşılığı vardır. Keymen İlaç, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden tek kuruş komisyon, kar ve benzeri bir gelir elde etmemiştir, böyle bir beklentisi de yoktur, olamaz, olmamıştır. Bu aşı ile ilgili tüm ticari edinimler, Sinovac firmasıyla 2013 yılında yapılmış olan temsilcilik anlaşmasına dayalı olarak, bu firmanın ürünlerinin satışı, lojistiği ve benzeri işlemlerin gerçekleştirilmesiyle sınırlıdır. Çok rahatlıkla anlaşılacağı üzere buradaki sorumluluğumuzun tanımı ‘aracı (komisyoncu-yandaş-lüpletici-götürücü-haramzade vb.) firma’ değil, ‘yetkili firmadır’. Ülkemizdeki aşılama sürecinin herhangi bir zarar görmeden ve aksamadan yürütülmesi için harcanan bunca emek ve alınan riskler, hiçbir kamu mevzuatı çiğnenmeden, hiçbir kamu çalışanı zor durumda bırakılmadan ve ülkemizin tek bir kuruşunun heba olmasına izin vermeksizin yapılmıştır.
Aşılama programı aksatılmadan, gerekli yasal ihracat prosedürlerinin en kısa sürede tamamlanarak, aşı temininin olabildiğince düzenli ve hızlı yapılması, Sağlık Bakanımız ve bakanlık yetkililerinin hem yurt dışı muhatapları hem de Sinovac nezdinde olağanüstü gayretleri ile gerçekleşmektedir. Aşı konusunun siyasi çıkar malzemesi yapılması ve toplumun yanıltılması böylesine kritik bir süreçte kabul edilemez. Keymen İlaç’ın tüm ticari faaliyetlerinde asla ödün vermediği ve vermeyeceği iki konu, insan sağlığı ve ülkenin çıkarlarıdır. Şu ana kadar yaptığı tüm işlerde şeffaf olup tüm enerjisini mesnetsiz iddialara karşılık vermek yerine, ülkenin pandemiden kurtulması için daha çok çalışmaya ve nihai hedefi olarak ülkemizde kendi aşılarımızı kendimizin üretmesi için bağlantıların ve altyapının oluşturulmasına harcamayı tercih etmektedir. Gerektiğinde tüm faturalar, bizzat Keymen İlaç tarafından ibraz edilebilir, bunun için Türkiye Cumhuriyeti memurlarının usulsüz iş yapmaya zorlanmasının gereği yoktur. Zira söz konusu evrakları kendi zihniyetlerindeki aracı tanımına uygun kişi ya da kişililerle yolsuzluk ve usulsüzlükle elde edip, kasıtlı olarak yolsuzluk yapılıyormuş algısını yaratmak için kamuoyuna sunan kişilere, bu durumun açıklaması daha önceden yapılmıştır.
Klinik çalışmanın başlaması ile birlikte firmamıza ait gümrük kayıtlarının illegal yollarla elde edilmesiyle başlayan taciz sürecinde de kendilerine istedikleri zaman istedikleri bilgi ve evrağı tarafımızdan talep edebilecekleri ifade edilmiştir. Aşı üreticilerinin, Mayıs ayında milyarlarca para hibe eden ülkelere bile aşı tedarik edemediklerinin, ilgili ülkelerin üreticileri mahkemeye vereceklerinin ortada olduğu bir dönemde, bir milyon doz aşının hibe edildiği ve bunun üzerinden yolsuzluk yapıldığı algısını yaratmak, en hafif tabiri ile kötü niyettir. Ülkemizde yapılan aşılama sayısının artması ile birlikte dozu artan yalan ve iftiraları şaşkınlıkla ve bir anlam veremeden üzüntüyle izlemekteyiz. Her gün yüzlerce insanımızın hayatını kaybettiği, maddi ve manevi sıkıntıların yaşanmasına yol açan böylesine hayati bir konudan siyasi rant beklentisiyle sorumsuzca davranarak ülkemizin aşı temin sürecine verilen zarar ve firmamızın maruz bırakıldığı hakaret ve ithamların karşılığını öncelikle halkımızın vicdanına bırakmakla birlikte gerekli hukuki sürecin de başlatıldığını kamuoyuna duyururuz.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Ücretsiz gelen 1 milyon doz aşı için devlete fatura kesildi' iddiasında bulunmuştu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, iddia ile ilgili olarak "Ticari sır olarak kalması gereken bilgiler ifşa edildi. Biz aşıyı en ucuza alan ülkeyiz, bu iddiamın arkasındayım. Altını çiziyorum, hiçbir şekilde aracı firmaya zerre kadar bir kuruş ilave verilmemiştir" açıklamasını yapmıştı.
Kaynak: DHA