Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu, video konferans yöntemiyle toplandı.
Bakan Koca, toplantı sonrası açıklama yaptı.
İşte Koca'nın açıklamalarından öne çıkanlar:
Ülkemiz 1 milyon kişi başına 2151 vaka ile dünya sıralamasında 51'inci sırada yer almaktadır. Türkiye, ölüm oranı sıralamasında 47'inci sırada bulunuyor. Avrupa, Kovid-19 ölüm oranı sıralamasında ön sırada.
Haziran ayıyla birlikte başlattığımız normalleşmenin eski hayat düzenimize dönmek olmadığını ifade ettik. Yeni normali 'kontrollü sosyal hayat' olarak tanımladık. Üretim devam etmek zorunda. Bütün hizmet sektörlerinin canlı olması toplumun geleceği için vazgeçilmez unsurlar.
Dünyanın herhangi bir yerinde Kovid-19’a henüz doğrudan etkili bir ilaç bulunamadı, aşı geliştirilemedi. Bu gerçek, daima tetikte olmamızı, seyri hassasiyetle incelemeyi ve acil müdahaleyi gerektiriyor.
Kara göründü ama deniz hala dalgalı. Son günlerde vaka sayımızda ve yoğun bakıma alınan hasta sayımızdaki değişmeler, bu dalgalanmaların yansımasıdır. Sürpriz yok. Beklenen sınırdayız. Bu sınırı aşmamak sizin elinizde. Zorunlu olmadıkça kalabalığa karışmayan büyüklerimizin elinde. Sahilde el ele tutuşmayan gençlerimizin elinde. Virüsün şiddetini düşürdüğüne dair bir kanıtımız yok ama vakalarımızın şiddeti düştü.
Vaka sayısına göre vefat oranını en yüksek olduğu il yüzde 12.4 Gümüşhane. En düşük olduğu il ise yüzde 0.33 ile Kilis.
Son bir ayda Ankara’da günlük ortalama vaka sayısı 127, son bir haftada ortalama vaka sayısı 155, son 3 günde ortalama vaka sayısı 177.
Son bir ayda İstanbul’da ortalama vaka sayısı 653, son bir haftada ortalama vaka sayısı 620, son üçü günde ortalama vaka sayısı 610’du, düne göre baktığımızda bu sayı 700’leri geçti.
İzmir’de ise son 3 günde ortalama vaka sayısı 34.
Bursa’da giderek artış olduğunu görüyoruz. Kocaeli’de son 3 günde vaka sayısı 133, artış devam ediyor. Konya’da günlük ortalama vaka sayısı 41, son bir ayda 73, son 3 günde 88. Son gün 100’e yaklaştı.
Diyarbakır’da günlük ortalama vaka sayısı 58, bir ayda 81, son üç günde ise 87. Son günde 100’lere yaklaştı.
Kontrollü sosyal hayat dediğimiz bu yeni normalin, yani normalleşme döneminin en önemli kontrol mekanizması 1,5 metreden aşağı olmayan mesafe, maske ve el hijyeni. Dolayısıyla biz hayatın devam ettiğini ama bu hayatın kontrollü olmak zorunda olduğunun altını çiziyoruz. Bu virüs insandan insana bulaşıyor. Gerekli tedbirlere uyulabilirse tehdit de ortadan kalkmış olur. İl Hıfzıssıha Kurullarımız bölgesel illerinde salgının seyrine göre her türlü tedbiri alma noktasında yetkililer. Bu anlamda maske kullanımıyla ilgili şu an 45 ilde gerekli görüldüğü için bu karar alındı. Benzer şekilde ilave olabilecek illerimiz de olabilir. Bunlardan 3 tanesi için Bilim Kurulu'nun önerisi oldu: İstanbul, Ankara ve Bursa. İstanbul'da artış çok ciddi olmamakla birlikte tedbir amaçlı alınmasını Bilim Kurulu önermiş oldu. Özellikle şu dönemde uygulamada maske zorunluluğu olmasına rağmen birçok ilimizde ve kapalı alanda bunun sağlanmadığını görüyoruz. Bu noktada sağlanmayan illerimizde veya ortamlarda, topluluklarda, kültürel, sosyal etkinliklerde bu vaka sayılarının arttığını çok net görüyoruz. Vatandaşımızdan ısrarla ricamız, maske, mesafe ve el hijyenine olabildiğince dikkat etmeleri noktasında 83 milyon olarak gayret içinde olmamız gerekir.
Sokağa çıkma kısıtlaması düşünmüyoruz. Bilim Kurulu'nda gündeme gelmedi. Normalleşme döneminde özellikle pikten sonra bir plato çizdiği ve daha sonra aşağı düştüğünü gördük. Dünyanın birçok ülkesinde görüldüğü gibi dalgalanmalar olabilir. Bu dalgalanmalar tamamen bizim tedbirlere uyumla doğru orantılı, beklediğimizden fazla olduğunu söyleyebilirim.
18 yaş altı gençlerimizde bir artış olmadığını rahat söyleyebilirim. Demin verdiğim rakamlarda vaka sayısında yaş ortalamasının aşağı düştüğünü ifade ettim. Özellikle gençlerin sokağa çıkmasıyla birlikte bu oranın arttığını ve ortalama yaşı aşağıya çektiğini söyledim. Özellikle şu dönemde giderek bu yaş dağılımı 70'lerden 73-74'e çıktığını görüyoruz. Yaş aralığının yukarı doğru çıktığını söyleyebilirim. Büyüklerimizin bu anlamda hassas olmalarını, zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamalarını, kronik hastalığı olan büyüklerimiz için de ifade ediyorum. Çıkmaları gerekiyorsa maskesiz çıkmamaları gerektiğinin altını çiziyorum.
Aşı çalışmalarıyla ilgili daha önce bahsetmiştim, TÜBİTAK ve TÜSEB'in desteklediği kimi merkez ve üniversitelerde çalışmaları başlattık. Hayvan çalışmaları da devam ediyor. Klinik safhasına gelmiş değiliz. Dünyada da bu anlamda klinik safhaya gelmiş olan aşı çalışmalarının sayısının az olduğunu biliyoruz. Çin ve Rusya ile aşı çalışmalarını işbirliğini geliştirmeyi, klinik çalışma bazında bu işbirliğini daha güçlendirmeyi konuştuk. Bilim heyetlerimiz karşılıklı görüşüyorlar, çalışmaya devam ediyorlar. Önümüzdeki aylar, erken dönemde klinik çalışmalarının Türkiye'de gelebileceğini şu an söylemem zor. İki çalışmanın birinin Eylül, birinin Ekim ayında klnik çalışma safhasına gelebileceğini söyleyebilirim. İkisinin iki farklı üniversitemizde olan çalışma. Bir gelişme olduğunda açıklamış oluruz.
Bedelli askerlikle ilgili onun devamından yana olundu, bu anlamda Bilim Kurulu'nun tedbirleri önermesi şeklinde yaklaşım oldu, 28 gün uygulaması devam etmiş olacak.
Öğrencilerimizle ilgili hem LGS hem YKS ile ilgili şu dönemde sınavın olabildiğince güvenilir yapılması şeklinde Bilim Kurulu'nun önerisi oldu. Her türlü tedbirler alınması noktasında hem rehber yayınlandı hem ilgili birimlere hangi tedbirlerin alınması gerektiği hatırlatılmış oldu. Her iki sınav için Bilim Kurulu'nun özellikle sınava giriş saatleri başlangıç saatleri ve çıkış saatleri olmak üzere daha güvenilir bu sınava gelişlerini sağlamak üzere tedbir alınması, gerektiğinde sokağa çıkma dahil olmak üzere o saatlerle ilgili önerisi oldu. Sayın Cumhurbaşkanımızla bu öneriyi paylaştım. Sayın Cumhurbaşkanımız konuyla ilgili hasssasiyet gösterilmesi gerektiğini, sınav giriş ve çıkışların güvenli yapılmasının talimatını vermiş oldular. Hangi saatlerle ilgili olması gerektiğini, yanlarında iki kişi olması kaydıyla İçişleri Bakanlığımız bugün açıklama yapmış olurlar.