Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kadın Kolları 6. Olağan Kongresi'nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından satır başları:
Sözlerime başlarken içinde bulunduğumuz mübarek 3 aylarınızı ve çarşamba günü idrak edeceğimiz Miraç gecenizi tebrik ediyorum.
Kurulduğu günden beri partimizin çatısı altında ülkemize ve milletimize hizmet etmek için gayretle çalışan tüm kadınlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Kadın kollarımızda partimize emek vermiş olup da bugün artık aramızda olmayan tüm kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
İnşallah bu coşku 2023'ün müjdesidir. Kale içeriden fethedilir. Bu kaleyi fethedecek olanları şu anda karşımda görüyorum. AK Parti'nin başarısı için fedakarca çalışan hanım kardeşlerimize şükran duygularımızı anlatabilecek kelime bulamıyorum. Kadın kollarımız sadece seçimlerde kapı kapı dolaşan teşkilat olmaktan çıkmış yılın her günü adeta kadın siyasetçi yetiştiren bir okul haline gelmiştir. Bugün Meclis'te kadın milletvekillerimizin büyük bölümü, kadın belediye başkanlarımızın yüzde 80'i şu karşımda gördüğünüz okulda yetişmiştir. Bazı mücadeleler vardır ki, karşılığını sadece rabbimizden umarız.
Bugüne kadar kazandığımız tüm başarıları, zaferleri kadınlarımızla birlikte gerçekleştirdik. Bugün Türkiye'de siyasetten ekonomiye, iş dünyasından sivil toplum faaliyetlerine kadar her alanda kadının adı ve imzası varsa AK Parti'nin ve sizlerin gayretleri sayesindedir. Reformlar ve uygulamalarla; yıllarca çağdaşlık, laiklik adına kızlarımızın eğitim ve iş hayatında önlerini sinsice kesenlere en güzel cevabı hep birlikte verdik.
Üniversite kapılarından geri çevrilenler söke, söke, söke o üniversiteleri bitirdiler. İkna odalarından geri çevrilenler daha sonra ana muhalefet partisinin de üst düzey yöneticisi olmadılar mı? İnkar ettiler. Bunlar akşam yalan, sabah yalan. Yıllarca kamuoyu önünde kadının sadece adını kullanan, geri planda hep ezen, istismar eden, tacizde bulunan anlayışı bu mücadele ile hem deşifre ettik, hem gerilettik. Meclis'te sadece AK Parti grubunda 54 kadın milletvekilimiz varsa, bu mücadele sayesindedir. Kamudaki istihdamda kadın oranı yüzde 40'lar gibi Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine gelmişse, aynı mücadele sayesindedir.
Geçen 19 yıla yakın zamanda ülkemizde milletmiz adına, kadınlar adına elde edilen her kazanımın altında sizlerin emeği ve mührü var. Toplam üyemiz 11 buçuk milyon. Hiçbir partinin böyle bir üyesi yok. Sadece kadın kollarımızın üye sayısı 5.5 milyon. Hepsini koyun bir kenara, kadın kollarımızı koyun bir kenara. Ülkemizi 2023 hedeflerine birlikte ulaştıracak, 2053 vizyonunu birlikte miras bırakacağız.
Bizim inancımıza göre kadınla erkek aynı özden yaratılmıştır. Siyasette de kadını dışlayan sadece insanlığın yarısını değil aynı zamanda fıtrata da sırtını dönmüş olur. Ne diyor Neşet Ertaş; Kadın insandır, biz erkekler ise insanoğlu. Mesele bu.
Kadın hakları konusunda güya ileri sayılan ülkelerdeki kadın cinayetlerinin ülkemizdekilerden katbekat fazla olduğu gerçeğini görmezden gelerek Türkiye'yi hedef alanların derdi, milletimizin bizatihi kendisidir. Ülkemizde tek bir kadının dahi alçakça katledilmesine caddelerin ortasında dövülmesine, son Samsun'da yaşanan hadise, asla onlara haklılık payı çıkartmaz. Meclis'te yeni bir komisyon oluşturuyoruz. Bugün grup başkanımız ile de konuştum, süratle yeniden böyle bir komisyonu oluşturacağız. Biz bunları ne ana muhalefet ne de diğerlerine bırakamayız. Elimizden geleni sonuna kadar yapacağız. Dün akşam Adalet Bakanım ile konuştum, sonuna kadar bu işi kovalayacaklarını söyledi, ardından da malum kişi tutuklandı. Kadın kocasının veya babasının malı değil, aynı haklara sahip insandır. Kadına eziyet etmenin, kötü davranmanın hiçbir izahı olamaz. Ülkemizde, Samsun'da olduğu gibi zaman zaman rastladığımız olumsuzluklar kadim değerlerimizden uzaklaştığımızı gösteriyor. Kadını anne olmaktan, kardeş olmaktan, eş olmaktan, evlat olmaktan çıkartıp köksüz ve ruhsuz bir birey sıfatıyla karşımıza dikmeye çalışanların oyununa gelmeyeceğiz. Kişilik bozukluk ürünü olan saldırı ve cinayetleri töre bahanesiyle kültürümüze yıkmaya çalışanlara fırsat vermeyeceğiz.
Adına aile dediğimiz mukaddes ocak, nesli muhafaza eden, inancı yaşatan vasıfları ile ortak geleceğimizin teminatıdır. Ailenin çözüldüğü yerde, toplumu ayakta tutmak da mümkün olmaz. Toplum ayakta olmazsa geride ne millet, ne medeniyet kalır. Yaşadığımız her afet, kriz güçlü aile yapısının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor. İyi ve kötü günlerimizde her zaman yanımızda olacağını bildiğimiz bir ailemiz varsa hayata daha güvenle bakarız. Salgın döneminde bu gerçeği bir kez daha hep birlikte yaşadık. Yeni dönemdeki önceliklerimizden birisi de aile müessesesini güçlendirmek olacaktır. Evlilik yolu ile kurulan ailede çocuklar, gençler, büyükler birbirlerinin emanetidir. Yaradanın emrine uygun şekilde sevgi ve merhamet üzre beraberce yol yürümektir. Aile içi iletişim ne kadar güçlü olursa, özlediğimiz nesilleri yetiştirme imkanımız o derece artacaktır. Devlet bu konuda üzerine düşenleri mutlaka yerine getirecektir. Asıl görev bizlere, bilhassa da siz kadınlara düşüyor. Kadın en başta annedir. Çocuğun ilk vatanıdır. Kız çocuklarını babaevini ve ailelerini terk etmeye çağıranlar olduğunu duyuyoruz. "Sokaklara dökülün diyorlar" çocuklara. Bu ne anlayıştır, böyle ahlaksızlık olur mu?
550 gündür evlat nöbeti tutan Diyarbakır Anneleri'ni anmadan geçmek olmaz. Anne baba olan herkes, evlat sevgisinin ne olduğunu da, evlat acısının ne anlama geldiğini de gayet iyi bilir. Evlatlarınız terör örgütü tarafından sizden çalınmışsa, bu acının tarifi hiç mümkün değil. Bu annelerin tek bir amacı vardır, o da PKK'nın çocuk yaşta ellerinden aldığı, baskıyla ölüme gönderdiği evlatlarına kavuşmaktır. Böyle ulvi bir amaca sahip Diyarbakır Aileleri birilerinin aklına 550 gün sonra ancak düşmüş. Siyasetin her alanındaki riyakarlığın izahı olabilir, kendisine karşı mücadele ettiğiniz, her adımda karşısına çıktığınız bir liderin vefat yıl dönümü törenine katılabilirsiniz ancak ittifak ortağı olduğunuz partinin mensupları tarafından kandırılıp terör örgütüne teslim eden evlatları için yüreği yanan annelerin karşısına dikilip aynı yüzsüzlüğü sergileyemezsiniz. Bu rol yaparak değil, ancak gönülden, kalpten, yürekten gelen üzüntü beyanı ve destek ifadesi gerektiren bir durum. Ben ana muhalefete soruyorum, siz bu partinin yanında mısınız, karşısında mısınız, bunu açıkça söyleyeceksiniz.
Biz yeni ve sivil bir anayasa yapalım diyoruz, onlar darbe anayasasından bahsediyoruz. Ey ana muhalefet partisinin başındaki adamcağız, sen ne zamandan beri şu anda devletin aşıları parayla sattığını söylüyorsun, bu ne utanmazlıktır? Dünya şu anda aşı arıyor, aşı. Bulamıyor. Biz aşıları süratle belli kategorilerde hemen sahiplerine ulaştırmaya çalışıyoruz. Önce, ben vatandaş Kemal'in dedi, sıram ne zaman gelirse yaptıracağım dedi, niye gittin yaptırdın? Zaten her şeyde böylesin. Biz hiçbir eve kahve, çaya gitmez mişiz. Sen bizden alıştın bu işlere, dur bakalım. Biz vatandaşımızda doğduk, büyüdük, bu yolda yürüyoruz Bay Kemal.