İşte Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları:
"Selçuk Özdağ, ciddi bir kan kaybı ile hastaneye kaldırılmıştı. Biraz önce kendisiyle ve başhekimimizle görüştük. Hepimizin kaygı duyduğu şekilde kafa travmasına benzer bir durum yok. 17 dikiş atıldı. Yarın sabah da ortopedik bir ameliyat geçirecek.
Bu herhangi bir saldırı değildir. İnsanların huzur içinde sokağa çıkamadığı, cuma namazına giderken bile saldırıya uğrayabileceği güvensiz, istikrarsız bir dikta, bir otorite rejim ülkesi olduğu intibasını yaratmak isteyen ve insanların yüreklerine korku salmak isteyen bir çete tarafından gerçekleştirildiği aşikardır.
"Burada bugün siyasi partiler aradı; ne Sayın Cumhurbaşkanı ne de Sayın Bahçeli kınayan bir açıklama yapmadılar.
"Bu tür saldırılar korkakların, kalleşlerin saldırısıdır. Bu, Türkiye'de dikta rejimi kurmak isteyenlerin hedeflerine yönelik bir saldırıdır.
"Sayın Cumhurbaşkanı çıkmalı 'bu bir siyasi terör faaliyetidir. Bu terör faaliyeti karşılıksız kalmayacaktır' demelidir. Dememesi, susması halinde bu tür saldırılar yapanları teşvik etmiş olur. Sessiz kalmak teşvik etmektir.
Bahçeli, Genel Başkan Yardımcısının Selçuk Özdağ'ı hedef alan sözlerinden sonra açık şekilde terör faaliyetini kınadığını ifade etmelidir.
"Bugün bu saldırılar yaşanırken 10 saattir Türkiye'yi yönetenlerin açıklama yapmamış olması utanç verici bir tablodur. Hepimiz bu devleti yönettik, bu devletin bekası, milli birliği beraberliği için çetin sınamalardan geçtik. Bu kabul edilebilir bir şey değil.
"Eğer şuysa, istenen şuysa, saldırıya uğrayan bizi eleştiren biriyse susarız diye bir düşünce varsa aynen hep uluslararası alanda tenkit ettiğimiz 'terörist bizimse iyidir' yaklaşımının Türkiye'ye yaklaşımı olur.
"Türkiye'yi daha otoriter bir rejime yöneltmeye çalışırlarsa bilsinler ki, bir daha bu ülkede dikta rejimlerine izin vermeyeceğiz. Bir kez daha, değerli arkadaşımız, dostumuz, refikimiz Selçuk Özdağ'a geçmiş olsun diyoruz. Onun o yiğit yüreğinin geri adım atmayacağını biliyoruz."