Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, El Cezire kanalında katıldığı "Talk to Al Jazeera" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
"S-400'ler, Türk savunma sistemine mi entegre edilecek yoksa 'stand alone system (bağımsız sistemler)' şeklinde mi kullanılacak?" sorusuna Akar, "Başından beri bunu söylüyoruz. Elbette bu 'stand alone' şeklinde olacak. Herhangi bir şekilde bunu NATO sistemleriyle entegre etmeyeceğiz. Bağımsız olarak çalışacak." yanıtını verdi.
Akar, Türkiye ile ABD arasındaki F-35 projesi konusuna ilişkin değerlendirilmesinin sorulması üzerine, Akar, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Washington ziyaretinde ABD Devlet Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşmede F-35 konusunun gündeme geldiğini anımsattı.
Türkiye'nin program ortaklarından biri olarak üzerine düşen bütün sorumlulukları yerine getirdiğine işaret eden Akar, "Biz de ABD başta olmak üzere ortaklarımızdan bizim bu sorumluluklarımızı yerine getirirken gösterdiğimiz bu hassasiyeti bize karşı da aynı şekilde göstermelerini beklemek hakkımız. Bizim de beklentimiz budur." ifadelerini kullandı.
Bakan Akar, şunları kaydetti:
"Zamanında S-400'ün yerine Patriot almak istedik başlangıçta ama bu mümkün olmadı. Mümkün olmayınca S-400'ü aldık. Herhangi bir şekilde F-35 de alınamazsa, bu bizim silahlı kuvvetlerimizin ihtiyacı. F-35'ler ülkemizin savunması ve güvenliği için önemli bir araç, silah. Bunu almak mümkün olmadığı taktirde tabii ki doğal olarak bizim de başka arayışlara girmek zorunda kalacağımızın herkes tarafından bilinmesi lazım."
TÜRK-RUS ORTAK DEVRİYELERİ
Türkiye ile Rusya'nın 22 Ekim'de Soçi'de vardığı mutabakat kapsamında yürütülen Türk ve Rus ortak devriyelerin, bölgedeki gelişmelerin yakinen görülmesi bakımından faydalı olduğunu belirten Akar, "Önümüzdeki günlerde bu devriyelerin çok daha başarılı, faydalı olacağına inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Akar, terör örgütü PKK ve örgütün Suriye kanadı YPG'nin çeşitli versiyonlarının bölgeden çıkarılması konusunda Rusya ile mutabık kaldıklarını hatırlatarak, "Son olaylarda görüyoruz ki bugüne kadar yapılan çalışmalar neticesinde tacizlerin devam etmesi nedeniyle bölgede birtakım unsurların kaldığını değerlendiriyoruz." ifadesini kullandı.
Bu terör gruplarının tamamının bölgeden çıkarılması için Ruslarla temaslarının sürdüğünü dile getiren Akar, "Bölgeye barışın ve huzurun gelmesi için ateşkesin tam olarak sağlanması, herkesin rahat bir yaşama dönebilmesi için, yerleştikleri evlerinde topraklarında yaşayabilmesi için biz yoğun şekilde gayretlerimizi sürdürüyoruz. Bu konuda gerektiği yerlerde de Ruslarla gerekli koordinasyonu yapıyoruz. Bunu bir şekilde başarmaya çalışıyoruz." dedi.
Akar, Türk ve Rus ortak devriyelerine ilaveten bazı gözetleme noktalarının da kurulabileceğini Ruslarla görüştüklerini belirterek, ilerleyen günlerde bu konunun kesinleşeceğini söyledi.
'BİZİM KİMSENİN TOPRAĞINDA GÖZÜMÜZ YOK'
Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusunda YPG/PKK terör örgütüne karşı yürüttüğü Barış Pınarı Harekatı'na ilişkin soruları yanıtlayan Akar, Türkiye'nin, Suriye başta olmak üzere tüm komşularının toprak ve siyasi bütünlüğüne son derece saygılı olduğunun altını çizdi. Akar, "Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Bizim tek dileğimiz, amacımız ve gayretimiz ülkemizin ve milletimizin güvenliği. Kimlerden? YPG'den, PKK'dan, teröristlerden, DEAŞ'tan." ifadelerini kullandı.
Akar, terör örgütü YPG/PKK'nın Fırat'ın doğusunda havan, roket ve el yapımı patlayıcılarla gerçekleştirdiği saldırılarda bölgede yaşayan insanlara zarar verdiğini belirterek, "Örneğin son 9-10 gün içinde 1200-1500 civarında havan ve roket mermisi atıldı. Bizim köylerimizde, kasabalarımızda Türk vatandaşı 22 kişiyi kaybettik, yaklaşık 200 kişi yaralandı." diye konuştu.
Türkiye'nin gerçekleştirdiği askeri operasyonlarda sivillerin hedef alınmasının kesinlikle söz konusu olmadığının altını çizen Akar, Türkiye'nin bölgedeki faaliyetleri esnasında sivillere, çevreye, dini ve tarihi yapılarla ilgili çok sıkı tedbirler aldığını ve dikkatli davrandığını ifade etti.
'REJİM ATEŞKESE SAYGI GÖSTERMEDİ'
Milli Savunma Bakanı Akar, İdlib'teki Gerginliği Azaltma Bölgesine ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, "Burada rejim maalesef ateşkese gerekli saygıyı göstermedi, gerekli desteği sağlamadı ve her fırsatta ateşkesi ihlal etmek için elinden gelen gayreti gösterdi. Tabii bu konuda Rusların da birtakım desteklerini aldıklarını söyleyebiliriz." şeklinde konuştu.
İdlib'teki ateşkes konusunda rejimin istenilen pozisyona girmediğini ve özellikle mayıs ayından sonra çevreye ciddi zarar verdiğini belirten Akar, "6 Mayıs'tan itibaren şu ana kadar geldiğimiz noktada 1100-1200 civarında Suriyeli vatandaşın hayatını kaybettiğini, bunların büyük bölümü sivil, ayrıca 600 bin kişinin de evlerini terk ettiğini biliyoruz. Dolayısıyla bu çok ciddi bir insani dramdır." dedi.
Akar, Suriye'nin kuzeyinde oluşturulması planlanan güvenli bölge konusuna ilişkin, bu bölgenin barışa, istikrara ve güvenliğe ciddi katkı sağlayacağı değerlendirmesinde bulundu.
(AA)