Salgınla mücadelede Bursa ve çevre illerdeki durumla ilgili toplantılar yapmak üzere kente gelen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bursa Şehir Hastanesini ziyaret etti.
Burada bölge toplantısına katılan ve 5 ilin sağlık müdürleri ile saha koordinatörleriyle görüşen Koca, daha sonra basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Bursa, Balıkesir, Bilecik, Çanakkale ve Yalova olmak üzere 5 ilin sağlık müdürleri, başhekimleri ve sahada görev alan koordinatörleriyle bir araya geldiklerini söyledi.
Salgının herhangi bir şehirdeki tırmanışının ülkenin her yerini ilgilendirdiğini anlatan Koca, şöyle devam etti:
"Durum, bölgesel bir yayılımdan daha ciddidir. Gelinen noktada yeni bir değerlendirme yapmak gerekmektedir. Bu noktanın adını koymak ise uyarıcılığı bakımından yararlıdır. Bu sebeple, Bursa'da yaptığımız toplantısının muhatabı 5 ilimiz ve diğer illerimizdir. Sabahki konuşmamda belirttiğim gibi İstanbul buna dahildir. Salgın Anadolu'da ikinci zirve dönemindedir. Riskli bir tırmanışla karşılaşıyoruz. İlk zirveyi, bir diğer tabirle ilk piki büyük illerde 14 Nisan'da, ikinci zirve noktasını da eylülde yaşamıştık. Anadolu'da ise ilk zirve eylülde görülmüştü. İkinci zirveyi şimdi yaşıyoruz. Büyük illerimizde, her iki zirve noktasından sonra tedbirlere durumun gerektirdiği ciddiyetle sarılmış ve hızla sonuç almıştık. Ekimin ikinci haftasından itibaren salgın karşısında öncekilerden daha büyük bir sınavdayız."
Bakan Koca, son birkaç günde riskin boyutunun arttığını vurguladı.
Mevcut koşullarda, sağlık ordusunun gücü, hastanelerin kapasitesi, hizmet için gerekli imkanlar, sahadaki ekipler, test sayıları, temaslı taraması, izolasyon ve hepsinden önemlisi devletin bu mücadeleye verdiği önemden yana kimsenin endişesinin olmaması gerektiğini kaydeden Koca, "İnanıyorum ki, yoktur. Virüsün bulaştığı kişilerin büyük kısmında belirti görülmemesi sevindiricidir. Fakat bu durum, işin ciddiyetini azaltmıyor. Çünkü salgın bize şunu öğretti; virüsün yayılması, sadece daha fazla sayıda insanın hasta olması, hayatını kaybetmesi değil, tüm hayatın sekteye uğramasıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Koca, salgına karşı verilen mücadelenin bütün hayatı koruma çabası olduğuna dikkati çekti.
Toplantıda 5 il hakkında yaptıkları değerlendirmelerle ilgili bilgi veren Koca, şunları ifade etti:
"Bursa'da 1 ay öncesine göre, günlük vaka sayısı yaklaşık 3 kat artmıştır. Bilecik'te geçen aya göre vaka sayımız 2 kat arttı. Balıkesir'de, Yalova'da ve Çanakkale'de ise 1 ay öncesine göre yüzde 50 oranında vaka artışı görüyoruz. Bursa'da yoğun bakım yatak kapasitemize 198 yatak ilave ediyoruz. Yatak doluluk oranımız yüzde 60, yoğun bakım doluluk oranımız yüzde 75, ventilatör doluluk oranımız ise yüzde 38. Balıkesir ilimizde 48 yoğun bakım yatağı daha artırılması için planlamamızı yaptık. Yatak doluluk oranımız yüzde 48, yoğun bakım doluluk oranımız yüzde 62, ventilatör doluluk oranımız ise yüzde 31. Bilecik'te 21 yoğun bakım yatağı daha artırılması için planlamamızı yaptık. Yatak doluluk oranımız yüzde 36, yoğun bakım doluluk oranımız yüzde 42, solunum cihazı doluluk oranımız yüzde 56. Çanakkale ilimizde yoğun bakım yatak kapasitemize 39 yatak daha ekliyoruz. Yatak doluluk oranımız yüzde 34, Yoğun bakım doluluk oranımız yüzde 48, solunum cihazı doluluk oranımız yüzde 24. Yalova'daki mevcut yoğun bakım yataklarımıza 9 ilave ediyoruz. Yatak doluluk oranımız yüzde 62, yoğun bakım doluluk oranımız yüzde 60, solunum cihazı doluluk oranımız yüzde 26."
Koca, salgınla mücadelede en önemli silahlarından birinin, filyasyon ekiplerinin yaptığı çalışmalar olduğunu belirtti.
Ekiplerinin çalışmalarıyla şüpheli temaslıları tespit ettiklerini, evlerinde izolasyona aldıklarını, hastaların takibini yaptıklarını, ilaçlarını evlerine kadar teslim ettiklerini aktaran Koca, "Bursa'da 463 olan filyasyon ekip sayımızı 700'e çıkarıyoruz. Balıkesir'de 203 ekibimiz sahada. Yalova'da ekip sayımızı 60'a çıkarıyoruz. Bilecik ilimizde 66 filyasyon ekibimiz mevcut. Çanakkale'deki 42 filyasyon ekibimizin sayısını 97'ye çıkarıyoruz." diye konuştu.
Bursa Şehir Hastanesine ulaşım için metro ihalesi yapılacak
Bakan Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şehir hastanelerimizin yaşadığımız salgından önce bulundukları bölgenin sağlık hizmetlerine yaptıkları katkı vatandaşlarımız tarafından takdire mazhar olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımızın, 'Hayalim' diye ifade ettiği bu tesislerin ne kadar isabetli yatırımlar olduğunu hem Elazığ'da yaşadığımız deprem vesilesiyle hem de bugün hala mücadele ettiğimiz Kovid-19 salgını vesilesiyle tekrar tekrar görmüş olduk. Bursa ve Balıkesir'deki şehir hastanelerimizin pandemi döneminde verdikleri sağlık hizmetlerini değerlendirdik. Bölgemize çok önemli katkılar sağladığını gördük. Geçen yıl hizmete almış olduğumuz Bursa Şehir Hastanemiz de salgın hastalık döneminde bu yatırımın ne denli önemli olduğunu göstermiş oldu. Şehir Hastanemizi hizmete alırken, Bursa Devlet Hastanemizi, Zübeyde Hanım Doğumevini ve Türkan Akyol Göğüs Hastalıkları Hastanemizi, yeni tesisimize taşımıştık. Öncelikle şunu ifade edeyim, Bursa Devlet Hastanesi, eski adıyla Memleket Hastanesinin pandemi sonrası renovasyonunu yaparak, sağlık hizmet sunumuna devam etmesini sağlayacağız. Bu tesisler üzerinden hiçbir spekülasyona izin vermeyelim. Birçok şehir hastanemizin açıldığı illerde olduğu gibi, önceki tesislerimize sahip çıkarak hizmet sunmaya devam edeceğiz."
Bursalıların, Şehir Hastanesine ulaşımını kolaylaştırmak amacıyla Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile 27 Ekim'de metro ihalesini yapacaklarını belirten Koca, Ali Osman Sönmez Devlet Hastanesinin ihalesinin ise gerçekleştirildiğini, herhangi bir ödenek sorunu olmayan bu hastaneyi hızlıca tamamlamayı hedeflediklerini anlattı.
Büyükorhan İlçe Hastanesi inşaatının sürdüğünü ve gelecek yıl ilkbaharda açılacağını bildiren Koca, "Harmancık İlçe Devlet Hastanemizin inşaatına bu yıl başlıyoruz. Türkiye'de tek olan Spastik Çocuklar Hastanemizi yenileyeceğiz. Hayırseverlerin ve Belediyemizin desteği ile arsası genişletildi. İmar çalışmaları tamamlandı. Proje ihalesini yaptık. Projesini tamamlayıp inşaatına başlayacağız." bilgisini paylaştı.
Koca, Balıkesir'de Sındırgı ve Gömeç ilçe devlet hastanelerinin inşaatlarını bu yıl sonuna kadar tamamlayıp hizmete sunacaklarını dile getirdi.
Bigadiç Devlet Hastanesi ek hizmet binasının inşaatına başlandığını, yapımını tamamladıkları Bandırma Ağız Diş Sağlığı Merkezinin geçici kabul çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Koca, şu ifadeleri kullandı:
"Susurluk Devlet Hastanemizin ihalesini tamamladık, inşaatına başlıyoruz. Edremit Devlet Hastanesi ve Merkez Devlet Hastanesi proje çalışmalarımız devam ediyor. Çanakkale'de Çan Devlet Hastanemizi bu yıl tamamlıyoruz. Gökçeada Devlet Hastanemizin inşaatına devam ediyoruz. Bu yıl Biga Ağız Diş Sağlığı Merkezinin ihalesini yapacağız. Yalova'da Devlet Hastanemizin inşaatına geçen yıl başlamıştık, önümüzdeki yıl da tamamlayacağız. Bilecik ilimizde Bozüyük Devlet Hastanemizin inşaatı hızla devam ediyor. Önümüzdeki yıl hastanemizi tamamlayıp hizmete alacağız. Bozüyük Ağız Diş Sağlığı Merkezi inşaatımıza da bu yıl başlıyoruz. Bugün değerlendirmeye aldığımız illerde saydıklarımın dışında birçok Aile Sağlığı Merkezi, Sağlıklı Hayat Merkezi ve 112 Acil Sağlık İstasyonu yatırımlarımız da devam ediyor."
Salgınla mücadelede yurt genelindeki duruma değinen Bakan Koca, şöyle devam etti:
"Salgın Anadolu kentlerinde ikinci zirve dönemindeyken, İstanbul'da mücadelenin önemi artarken, günlük hayatımızı nasıl sürdürmeliyiz? Bunun tarifini, Kontrollü Sosyal Hayat şeklinde yapmıştık. Her şeyden önce, dışarıda geçirdiğimiz zamanı asgari düzeye indirmeliyiz. İşimiz, mecburiyetlerimiz dışında evimizde kalalım. 'Hayat eve sığar' cümlesini yeniden hatırlayalım. Dışarıya çıkmışsak, kalabalıktan uzak durmalıyız. Salgının bu devresinde asıl ciddi sınavı kalabalığa karşı vereceğiz. Evimiz dışında, iş yerimiz dahil, başkalarıyla paylaştığımız her ortamda maske takalım. Mesafe kuralıyla birbirimizi virüsten koruyalım. Yeni vakaların önünü kesecek asıl güç bu basit tedbirlerdir. Salgın Anadolu'da ikinci zirve dönemine kış henüz gelmeden ulaştı. Tedbire boş verip, seyri kendi halinde bırakırsak, kapalı ortamların da etkisiyle, kış hepimiz için bir yenilgi dönemi olur."
Koca, Anadolu genelindeki ikinci zirve döneminin, bugün çalışma toplantılarında ele aldıkları 5 il için de geçerli olduğunu belirtti.
Salgına karşı yürüttükleri mücadele için Bursa halkından, Balıkesir, Bilecik, Çanakkale ve Yalova sakinlerinden şimdiye dek verdikleri desteğin çok daha büyüğünü talep ettiğini anlatan Koca, "Bursa, salgın boyunca gördüğü en riskli dönemi yaşıyor. Son bir haftadaki günlük vaka sayıları, ilk zirveyi yaşadığımız eylül ortasına kıyasla 3 kat fazladır. El birliğiyle yeni bulaşmaları, can kayıplarını önleyelim." değerlendirmesini yaptı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, diğer illerle ilgili şunları kaydetti:
"Bilecik, salgında ilk zirveyi 10 Eylül'de yaşamıştı. O güne kıyasla, günlük vaka sayısı iki katına yaklaşmıştır. Dikkat çekici diğer nokta, zatürre oranının Türkiye ortalamasının çok üzerinde olmasıdır. Yayılımı önlemenin yolu, teması azaltmak, kurallara uymaktır. Yalova, ikinci zirveyi Türkiye geneliyle aynı günlerde yaşıyor. Nisan dönemine kıyasla günlük vaka sayısı yüzde 50 arttı. Bilecik'te olduğu gibi Yalova'da da zatürre oranı yüksek ve yüzde 10 civarında seyrediyor. Bu kentimizden de daha güçlü bir mücadele bekliyoruz. Çanakkale'de yüzde 50 oranındaki artış, ilk zirveye benzerlik gösteriyor. Bu ilimizin kontrolü elde tutması ve tedbirlerde çok kararlı olması gerekiyor. Balıkesir, ilk zirveyi eylül başlarında yaşamıştı. Son iki haftada yüzde 50 vaka artışı görüyoruz. Bu ilimiz için verebileceğim bir iyi haber, zatürre oranının düşmeye devam etmesidir."
Türkiye'nin sağlık sisteminin hastayı en iyi şekilde tedavi edecek güçte olduğuna dikkati çeken Koca, sahadaki müdahalede ise ekiplerin büyük başarı gösterdiğini dile getirdi.
Asıl önemli olanın, hastalıktan uzak durarak salgına set çekmek olduğunu anlatan Koca, "Sağlık ordumuzun hastalarımızı tedavi etmek için gösterdiği çabayı, tedbirlere uymak için her birimizin göstermesidir. Sizlere, açık ve ısrarlı mesajım şudur: Salgınla mücadelede halen, tedbirlerden daha güçlü silahımız yok. Biliyoruz ki bu mücadele sadece hasta tedavi ederek kazanılamaz, yayılmayı önleyerek kazanılır. Bu ise ancak ve ancak, tedbirlere uymakla mümkündür." diye konuştu.
Bakan Koca, Bursa Şehir Hastanesinde düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin "Grip aşısıyla ilgili bir algoritma oluşturuldu mu? Kimlere grip aşısı yapılabilecek?" sorusu üzerine Koca, bu durumun son günlerde çok konuşulduğunu söyledi.
Koca, grip aşısının bir yıl önceden sipariş edildiğini anlatarak şunları kaydetti:
"Yani 2021 yılının aşısını şimdiden sipariş etmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla bu yıl olan aşının siparişi de geçen yıllara dayanır. Her yıl ortalama aldığımız aşı 1 milyon 350 bin dozdu. Dünyada grip aşısının arzı toplamda yüzde 20 oranında arttı. Pandemiyle birlikte grip aşısının önemi daha da artmış oldu. Özellikle bu dönemde grip aşısının herkese yapılabilmesi gerektiği kanaati giderek yaygınlık kazanıyor. Böyle bir durum söz konusu değil, olamaz. Dolayısıyla biz bu yıl için 1 milyon 350 bin grip aşısını tedarik etmiş olduk ve ilk 400 binini de eczanelerimize depolar üzerinden verdik. Önümüzdeki zannediyorum 2 veya 3 hafta içinde devamını da bu şekilde eczanelere göndermiş olacağız, depolar üzerinden. Ayrıca bunun dışında biz grip aşılarını daha da artırmak için yoğun bir gayret içindeyiz. Şu an için bu sayının 2,4 milyona çıktığını söyleyebilirim, geçen yıla göre. Bunu 3 milyon hatta 3 milyonun üzerine çıkarma noktasında yoğun bir gayret ve çaba içinde olduğumuzu özellikle ifade etmek istiyorum. Yani geçen yıla göre en az iki kat artmış olacak, hatta daha fazlası."
Dünyada arzının çok olmadığı ama talebinin fazla olduğu bir dönemde grip aşısını özellikle riskli olan kişilere yapılması gerektiğini vurgulayan Bakan Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yani riski en yoğun olan kişiden başlayarak bu grip aşısını kademeli olarak vermek gerekiyor. Bununla ilgili de Bilim Kurulumuz bir çalışma yaptı. Kimlere öncelikli yapılması gerektiğini belirlemiş oldu. Özellikle riskli gebelere, 26 haftadan sonra olan gebelere artı doğumdan sonra ilk iki hafta içinde olanlara. Bunun dışında 65 yaş üzerinde bir kronik hastalığı olanlara. 5 yaş altı kronik hastalığı olan çocuklara. 5 yaş ile 65 yaş arası 2 kronik rahatsızlığı olan kişilere ve özellikle riskli olan sağlık çalışanlarımıza. Ayrıca organ nakli olan kişilere olmak üzere ilk planda bunun dağıtımını hedefleyerek planladık. Peyderpey gelen aşıyı da bu çerçevede dağıtmış olacağız. Yani vatandaşımız e-nabız üzerinden bugün riskli olmadığını görüp 'Ben yaptırmayacak mıyım?' diye düşünmemeli. Bunu çünkü peyderpey bu dediğim çerçevede, Bilim Kurulunun da hazırladığı bu çerçevede dağıtıyor olmuş olacağız. Sağlık çalışanlarımıza ise eczane üzerinden değil, halk sağlığı üzerinden yapılıyor olacak. Sanırım kasımın ilk haftası veya ilk 10 günü içinde sağlık çalışanlarımıza, riskli olanlara da yapmış olacağız."
Koca, aşıyla ilgili bu kademelendirmeyi daha da genişletmeyi düşündüklerini anlatarak, "Dolayısıyla bu anlamda telaşlanmayalım. Bu kademelendirme doğrultusunda aşının gelişiyle birlikte bu dediğim çerçevede yaygın bir şekilde uygulamasının yapılacağını özellikle söylemek istiyorum. Bugünden riskli görülmeyen kişilerin daha sonra kademelendirmeyle birlikte riskli kişi olabileceklerini de ifade etmek istiyorum. Özellikle bu anlamda şu an bir sorunun olmadığını ve geçen yıla göre en az iki kat oranında aşının tedarik ediliyor olduğunu, bunu 3 milyon hatta daha fazlasına çıkarmak istediğimizi de söylemek istiyorum." diye konuştu.
Kovid-19 enfeksiyonuyla birlikte influenza olduğunda risk taşıyabilecek kişileri daha önemli görerek bir planlama yapıldığını dile getiren Koca, "Bu çerçevede de zaten uygulama yapılmış olacak. Vatandaş şundan emin olsun. Dijital altyapı boyutuyla çok güçlü bir altyapımız var. Bu altyapıyla biz dünyada benzeri çok az görülen çünkü sağlık sisteminin, geri ödeme kurumlarının yüzde 100'e yakın içinde vatandaşlarımız olduğu için bilgi işlem altyapımız herkesi kapsayacak. Özel sektöre giden vatandaşlarımız dahil olmak üzere bütün bilgilerin yer aldığı bir altyapıya sahibiz. Bu altyapı üzerinden bu dağılımı, risk durumunu her geçen gün genişleterek kademeli şekilde planlıyor olacağız. Bu anlamda endişe etmeyelim." ifadelerini kullandı.
Fahrettin Koca, Çin ve Almanya'da yürütülen Kovid-19 aşılarıyla ilgili soru üzerine de iki şirketin faz 3 aşı çalışmalarının sürdüğünü belirterek, kasım ayı sonunda konuyla ilgili bir bilgilendirme olacağını söyledi.
Aşıların bağışıklık durumunun seyrini görmeyi istediklerini dile getiren Koca, şunları aktardı:
"Biz özellikle faz 3 çalışmasına izin verirken, daha çok aşıların ülkeden ülkeye bölgesel farklılıklar gösterebileceğini, vatandaşımız üzerinde bu geliştirilen aşıların etkisini görerek, erken dönemde bir aksiyon alma hedefiyle izin vermiştik. Bu çerçevede sanırım kasım sonrası belli olmuş olur. Aralıkta beklentimiz, yapılan çalışmalar doğrultusunda bu bağışıklık düzeyinin geliştiğine kanaat getirirsek aralık ayında bu aşılardan birisini büyük ihtimalle, Türkiye'de yan etkisi az olan aşıyı uygulamayı düşünüyoruz ve bağlantılarımızı bu çerçevede yapıyoruz. Muhtemelen aralıkta 5 milyon gibi bir aşılamayı yapabiliriz. Eğer kasım sonunda bizim bu anlamda beklentimiz doğrultusunda sonuç alınabilirse, devamlı ocak ve şubat için de devam etmiş olur aynı şekilde. Bizim yerli aşımız için de bildiğiniz gibi 13'tü şu an 16 aşı çalışması devam ediyor."
Bu aşı çalışmalarının sadece bir tip değil yan etkisi azaltılmış aşılar olmak üzere birden çok tipte olduğunu vurgulayan Koca, gelecek hafta sonunda inaktif bir aşının çalışmalarının biteceği bilgisini vererek, seçilmiş kişilere 5 günlük karantina uygulayarak aşılama yapılacağını belirtti.
Koca, "Aralık, ocak, şubat döneminde belki yurt dışından uygun gördüğümüz, güvenli bulduğumuz aşıyı vatandaşımız için uygulayabiliriz. Devamında kendi yerli aşımızın, hem de birden fazla aşımızın devreye girebileceğini şimdiden söylemek istiyorum." ifadesini kullandı.
Okullarda devam eden yüz yüze eğitimin son durumuyla ilgili soru üzerine Bakan Koca, "Okullarla ilgili şu ana kadar ciddi bir salgına sebep olacak, artırabilecek bir durumun olmadığını söyleyebilirim. Okula gitmeyen çocukların yaş grubu ile okula devam eden çocukların yaş grubunu kıyasladığımızda, okula giden çocukların yaş grubunu, gitmeyenlerin yaş grubuna göre yani evde kalan veya okula gitmeyenlere göre yüzde 3 hatta 4 oranında düşük olduğunu görüyoruz ama bu önümüzdeki haftalar benzer şekilde devam edecek mi bilmiyoruz." ifadelerini kullandı.
Koca, yüz yüze eğitime kademelendirilerek geçişin planlandığını hatırlattı.
2 Kasım'dan itibaren 5 ve 9. sınıfların da yüz yüze eğitime başlayacağını dile getiren Koca, şöyle devam etti:
"Eğer aynı şekilde devam eder, belirgin bir artış olduğunu görmezsek o durumda kademeli olarak diğer sınıflara da geçilebilir. Şu son iki hafta olan artışı görüyoruz. Bu artışın bazı illerde daha belirgin olduğunu görüyoruz, özellikle batı illerinde İstanbul başta olmak üzere. Önümüzdeki iki veya üç hafta içinde elde edeceğimiz sonuçlarla birlikte bir değerlendirme yapma durumumuz söz konusu olur. Onu da zaten açıklamış oluruz ama şu an salgını artırabilecek bu anlamda ciddi bir durum olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim."
Koca, yurt genelinde ya da il bazında herhangi bir kısıtlamanın gündemde olup olmadığı sorusunu da cevapladı.
"Özellikle sokağa çıkma yasağı gibi bir durumu düşünmüyoruz ama hareketliliğin artmasıyla birlikte salgının arttığını da iyi biliyoruz." diyen Koca, tedbirlere hassasiyetle uymanın son derece önemli olduğunu, kalabalık ortamlara girmekten kaçınılması gerektiğini, evlerde de özellikle ev içi bulaşın daha da arttığını gördüklerini aktardı.
Bakan Koca, şunları kaydetti:
"Evlere de mümkün mertebe dışarıdan misafir alınmamasını bu dönemde özellikle önemsiyoruz. Bunun dışında ulaşımın önemli bir kaynak olduğunu, bu çerçevede esnek çalışma hem kamuda hem özel sektörde ciddi anlamda devreye giriyor olmalı. Yani günün özellikle pik yapan iki saati var. Bu pik yapan zaman dilimlerini azaltmak gerekiyor. Azaltmanın yolu da esnek mesaiden geçer. Bunu hem özel sektör hem kamu uyguluyor olmalı. Tek başına olmaz. Bölgede İl Hıfzıssıhha Kurullarımız, valilerimizin başkanlığında bu konuda son derece yetkili. Her il bu anlamda ulaşım açısından olabilecek riski minimalize etmek için üzerine düşeni yapıyor olmalı. Bu dönemde özellikle maskenin daha çok sadece koronaya karşı değil önümüzdeki dönem viral enfeksiyonların, damlacık enfeksiyonların, üst solunum enfeksiyonlarının yoğun olacağı bir döneme giriyoruz. Maskenin bütün viral enfeksiyon veya hastalıklar için yüzde 90'a kadar önleyici olduğunu biliyoruz. Aşının yaygın yapıldığında yüzde 60'lar oranında bir koruyuculuğunu biliyoruz. Bunu söylerken aşının etkisini azaltmak için söylemiyorum."
Gelecek 4-5 ayın çok önemli olduğunu vurgulayan Koca, sadece Kovid-19 değil diğer enfeksiyonlara karşı da maskenin koruyucu özelliğinin çok fazla olduğunu vurguladı. Maskenin viral yükü azaltarak aşı benzeri etki gösterdiğini anlatan Koca, sözlerini şöyle tamamladı:
"Şu dönemde mevsim olarak çocuk yaş grubunda özellikle viral enfeksiyonları, influenzayı çok yaygın görürdük. Poliklinik sayılarımız bu dönemde çok artardı. Şu an çocuk polikliniklerimizde sayının artmadığını görüyoruz ama sayının arttığı polikliniğimiz özellikle dahiliye poliklinikleri. Yani Kovid-19 hastalarının daha çok geldiği poliklinikler oluyor. O nedenle çocukluk yaş grubunda bile bu enfeksiyonu yani influenzayı görmemiş olmamızın en büyük sebeplerinden biri de maske, mesafe ve kurallara, tedbirlere uymamız olduğunu hepimiz görüyoruz. Bu mücadeleden hiç kimsenin geri kalmaya hakkı olamaz. Herkesin bu hassasiyetlere, tedbirlere uymasının önümüzdeki kış dönemi için son derece önemli olduğunu ifade etmek istiyorum. Eğer bunlar uygulanırsa, bu noktada tedbirlere sıkı sıkıya 83 milyon bir ve beraber uyma noktasında bir gayret gösterirse başka alternatif daha katı tedbirler alma durumu söz konusu olmaz.
Önümüzdeki dönem bir başka riski söylüyorum. Önümüzdeki dönem özellikle Avrupa'da bu salgın daha da giderek artmış olacak. Şu an dünyada görülen Kovid-19 vakasının yarısı, yüzde 50'si Avrupa'da. Avrupa şu an pandeminin merkezi olmuş durumda. Önümüzdeki haftalar bu daha da giderek artmış olacak. Dolayısıyla biz de bundan etkileniyor olacağız. Etkilenmemek için bu dönemi daha kolay atlatabilmenin yolu, bu tedbirlere sıkı sıkıya uymaktan geçer. Bu noktada 83 milyon vatandaşımız özellikle maske, mesafe, hijyenin, kalabalık ortamlardan kaçınmanın, evlerine de özellikle misafir, bir başka kişinin gelmesini önleme noktasında bir gayret ve yaklaşım içinde olmalıdır. Eğer olursa o durumda yeni tedbirlerin gelmeyeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz." (AA)