Son dakika haberi: Türkiye, 28 Mayıs'ta 2. turu yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kilitlendi. Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan ve Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu arasında geçecek seçim yarışında ATA İttifakı adayı Sinan Oğan'ın kimi destekleyeceği merak ediliyor. TV100'de yayınlanan Candaş Tolga Işık'ın Az Önce Konuştum programına konuk olan Sinan Oğan, 2. turla ilgili açıklamalar yaptı.
Oğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
"Seçimin sürprizini biz yaptık. Ama memnun değilim sonuçtan. Sandıkta Türkiye genelinde organizasyonu yapacak tüm sandıkları gözetecek imkanımız yoktu. Yüzde 2 oyumuz iç edildi. Son 3 gün içinde söylediğimiz bir cümle, bir paragraf içinden alındı ve o kısım üzerinden linç edildik. Bunu yapanlar bir kısım sanatçılar, YouTuberlar, Cüneyt Özdemir gibi. Sinan Oğan olmasa seçim ilk turda biterdi. Biz en başından beri ilkeli siyaset yürütüyoruz. İlk günden beri 'Biz o günkü şartlarda kararımızı vereceğiz' dedik. Biz kararımızı verdiğimizde Sinan Oğan'ın kararı olmayacak. Bizimle birlikte hareket eden kitlenin kararı olacak. 1-2 gün içinde kararımız netleşecek. Tabanımızın önemli bir kısmını hareket ettirme kabiliyetimiz var. Bizim temel şartlarımız var bunları masaya koyacağız. Bu şartlarımız kabul edildikten sonra biz bir yediemin gibi sigorta gibi hükümetin içinde de yer alabiliriz. Sinan Oğan çekilse, seçim sonuçlarını yarım puan farkla kaybeden Erdoğan buradan puan alır seçimi kazanırdı."
Işık'ın "Temel şartlarınız nelerdir?" sorusunu yanıtlayan Oğan, "Bir biz PKK terör örgütüyle, FETÖ ve Hizbullah'la kesintisiz mücadele. Bu olmazsa olmazımız. Sığınmacıların bir takvim içerisinde geri gönderilmesi. Bizim takvimimiz 1 seneydi. Bir başkası seçildiğine göre 1 seneyle dayatmanın manası yok ama bir takvime bağlanmalı. HDP ve Hizbullah'a hükümette görev verilmemesi sürecin dışında tutulması. Anayasa'nın ilk 4 ve 66. maddesine asla dokunulmayacağının taahhüt edilmesi. Türk milletinin ortak talebi olan bu talepleri her iki tarafça kabul edileceğini düşünüyorum." dedi.
"Bundan sonraki süreçte HÜDA-PAR'ın ve HDP'nin gelip seçimin orta yerinde olması abesle iştigal olur biz orada olmayız. HÜDA-PAR'lı ve HDP'li bir bakan olmasını istemem. Bizim ortaya koyduğumuz şart reel gerçeklere dayanıyor. HDP, PKK ile arasına mesafe koyamayan bir uzantıdır. Siyasal uzantısı olarak görüyorum. Diğer türlüsü terör örgütü olarak görüyorum anlamına gelir ki o başka bir şey"
"Her iki ittifakla da bu temellerde anlaşılırsa ne konuşacaksınız?" sorusuna ise Oğan şöyle yanıt verdi:
"Bizim eğilimler devreye girer. Oy verenlerin ittifak üyelerinin tabanımızın eğilimleri devreye girer. Biz her iki tarafı da desteklemiyoruz bir sonraki seçimlere hazırlanıyoruz bu da olabilir. Bizim desteğimiz kazanan tarafı güçlendirebilir. Destek verdiğimiz tarafı tabanımızla birlikte istişare kararı vereceğimiz için desteğimiz o tarafı güçlendirebilir. Cumhur ve Millet ittifakı biz olmadan da seçimi kazanabilir. 10 milyona yakın oy kullanmayan kitleyi götürebilir. Bizim olmamız bulunduğumuz cenahı daha canlandırır ateşler dinamizm katar. Diyelim ki Cumhur İttifakı ile birlikteyiz o zaman seçimi 5-6 puanla kazanır. Güçlü bir hükümet demektir bu. Yatırımcıya güven verir. Aynı şekilde Millet İttifakı ile de. Sürekli eleştirilen 'Bunlar milli yerli değil' düşüncesine set çeker. Kararımızın ne olacağı yönünde aramızda bir fikir birliği var aşağıya yukarı. "
"Çok ilginç bir hikayesi var. Payız Türkçe bir kelime, sonbahar demek. Sayın Erdoğan ilk adaylarla ilgili değerlendirmeyi yaptığında 'Sayın Kılıçdaroğlu için Bay Kemal' demişti. Benim için ise 'Onun adını bile anmaya gerek yok' demişti. Iğdır'da bir tabir var 'Cüceyi payız sayarlar. Sonbahar geldiğinde bakarız kim kimi kaale alıyor almıyor. Cüce civciv demek. Yazın büyürler ama kimse yazın şu kadar tavuğum var demez. Çünkü tilki kapar ölür. Son olarak sonbaharda kümese kapatırlar ve sayarlar. 14 Mayıs geldiğinde kim kimi kaale alıyor almıyor anlamında demiştim. Sandıklar açılmaya başladığında civcivlerin saymanın zamanı geliyor anlamında demiştim."
Gazeteci Cüneyt Özdemir seçimden önce Oğan'ın bir paylaşımını alıntılayarak "Sinan Oğan’ın son gün kendi kalesine attığı gol, siyaset tarihine geçer.." demişti. Özdemir başka bir paylaşımında ise "İnanılmaz ! Kendi kalesine 2. gol geldi…" ifadelerini kullanmıştı. Canlı yayında Özdemir'in bu sözlerini eleştiren Oğan "Son 3 gün içinde söylediğimiz bir cümle, bir paragraf içinden alındı ve o kısım üzerinden linç edildik. Bunu yapanlar bir kısım sanatçılar, YouTuberlar, Cüneyt Özdemir gibi." ifadelerini kullandı.
Cüneyt Özdemir yayın sırasında Candaş Tolga Işık'a bir açıklama gönderdi. Özdemir'in açıklamasını okuyan Işık, "Ben 30 yılı aşkın süredir gazetecilik yapan birisiyim. Sinan Bey ne çabuk eleştirdiği Erdoğan'a benzedi. Her eleştireni küçümsüyor ötekileştiriyor. Bıktık bu nobran tavırdan her eleştiren düşman değil. Benim ne alıp veremediğim olabilir kendisiyle. 2 gündür kendisinin başarılarını anlatıyoruz. Doğruya doğru yanlışa yanlış diyoruz. Ümit Bey'i de 2 defa yayına almıştık" dedi.
Özdemir'e yanıt veren Sinan Oğan "Bakınız Ben de Cüneyt Bey'i bir gazeteci olarak beğeniyle takip ederdim. Ne zaman kadar. Cüneyt Bey bizi yayına davet etti. Biz buradan kalktık İstanbul'a gitti. Sonra bize 'Kanala saldırı oldu, sistemimiz çöktü, sizi yayına alamayacağız' dedi. Sonra baktık ki yayınlar devam ediyor. Kendisi arayıp 'Sinan Bey sizi davet ettik İstanbul'a kadar geldiniz yayına alamıyoruz' falan bile demedi. Gazetecilik etiği denilen bir şey var, ciddi bir iştir. Ayrıca ben gazetecilerle tartışmayı doğru bulmuyorum. Bana yönelik bir linç kampanyası vardı. Sayın Özdemir benim konuşmamı alabilir yayınlayabilir. Üzerine değerlendirme yapabilir. Ama bir gazeteci 'Birinci gol ikinci gol' bu gazetecilik değil tarafgirliktir. Ayrıca YouTube yayını yapan birisine ne dememi bekliyorsunuz. YouTube yayını yapıyor. Binlerce YouTuber var hepsi saygın. Benim de YouTube kanalım var ayrıca." şeklinde konuştu.
Sinan Oğan daha sonra konuyla ilgili kendisine gelen Cüneyt Özdemir'in açıklamasını da okudu. Oğan, "Cüneyt Bey eşimle konuşmuş. Diğer cumhurbaşkanı adaylarını alamadıkları için beni alamadığını yazmış. Saygı duyuyorum gerçek buysa. O gün bize gelen bilgi oydu. Ama bugün Cüneyt Bey'den gelen bilgi bu olduğu için doğru olduğunu kabul ediyorum. Benim açımdan sorun yok. Sanatçıyla, gazeteciyle, sporcuyla kavga etmeyi doğru bulmuyorum" dedi.
"Biz sandıklarda yüzde 2 oyumuzun çalındığı kanaatindeyiz. Bunu dememdeki kasıt bu. Yerelden aldığımız bilgiler bu. Bir çok yerde operasyon çekildi. Afişler asıldı, 'Sinan Oğan' çekildi diye oy verenlere söylendi. Bu kanaatin ötesinde çok net hırsızlığa dair önümüze koyacağımız kanıt yok. Kanaat bildirdiğim için adres göstermem doğru olmaz. Ama sonuçlara bakmakta fayda var."
"Aradaki fark kapanmayacak fark değil ama diğer tarafla kazanmak daha kolay. Tercihimizi yaparken kazanmak üzerine değil ilkelerimizle yapıyoruz. Mantıktan ziyade ilkelerden hareket ediyoruz. Cumhur İttifakı'nın işi daha kolay ama siyaset her şeye gebedir. Millet İttifakı'nın da kazanma olasılığı var. Biz desteklersek, başka şartlar olursa, sandıklara sahip çıkarlarsa, sandığa gitmeyen seçmen sandığa giderse bu mümkün. En kötü ne olur AK Parti kazansa bile 50 küsur farkla kazanır. Millet İttifakı kazanırsa çok cüzi farkla kazanır. Ne Millet ne de Cumhur İttifakı'nın cüzi farkla kazanmasını istemem. Bunun yolu 50 artı 1'dir. Daha güçlü bir hükümete ihtiyaç var ekonomi düzelene kadar. 8,5 milyon kullanılmayan oy var. Millet İttifakı da güçlü bir hükümet çıkarabilir buradan."
"Seçimin kazananı benim ama Sinan Oğan değil. Sinan Oğan ve temsil ettiği kitle, anlayış. Seçimin kazanını Türk milliyetçileri ve Atatürkçülerdir. Bir konuda yanıldım. Meclis çoğunluğunu Millet İttifakı'nın alacağı kanaatindeydim artı HDP ile. Ama Millet İttifakı o kadar kötü liste yaptı ki. Parlamentoda seçimi teşkilatlar ve adaylar alır. Kazanan aday belirleyeceksiniz. Örneğin Erzincan'da Mustafa Sarıgül'ü koydunuz kazandı. Erzincan'da CHP değil Sarıgül kazandı. Bazı adaylar çok ciddi oy kaybettirdi."
"Elbette. Eşyanın tabiatında var. Biz tabi ki bir tarafla birlikte kazanmak için yola çıkıyorsak üzerimize düşeni gerektiği şekilde yaparız"
"O konulara girmeyeceğimi söylemiştim. Özel konular ve ulu orta konuşulmasını doğru bulmuyorum"