Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet'in Ankara'da bir plazanın 20. katından atılarak öldürülmesine ilişkin açılan dava Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesince 4 Aralık 2019'da karara bağlanmıştı. Mahkeme, sanık Çağatay Aksu'ya "bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermişti.
Taktir indirimi uygulayan mahkeme, cezayı müebbet hapse çevirmişti. Sanık Aksu'ya, ayrıca "cinsel saldırı" ve "hürriyeti yoksun bırakma" suçlarından 12 yıl 6 ay hapis cezası verilmişti. Mahkeme, diğer sanık Berk Akand'ın ise bu suçlarda sanık Aksu'ya yardım ettiğinin tespit edildiğini bildirmişti. Bu kapsamda sanık Akand'a "bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme", "cinsel saldırı" ve "hürriyeti yoksun bırakma" suçlarına yardım etmekten 18 yıl 9 ay hapis verilmişti.
Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesince oy çokluğuyla verilen kararın gerekçesi açıklandı. Kararda, Çet'in sanıklar Aksu ve Akand ile önce bir restoranda buluştuğu, Çet'in bir müddet sonra da sanık Aksu'nun "ısrarı" ve "baskısı" nedeniyle olayın yaşandığı plazaya gitmeyi kabul ettiği belirtildi. Çet'in ilerleyen saatlerde de zorla söz konusu plazada tutulduğu ifade edildi. Dinlenen tanık ifadeleri ve telefon mesajlaşmaları ışığında sanık Aksu'nun Çet'e zorla cinsel saldırıda bulunduğu, Çet'in bu olay karşısında sanık Aksu'ya tepki gösterdiğinin anlaşıldığı bildirildi.
Kararda, "Maktulenin uğradığı cinsel saldırıdan sonra, ev arkadaşı olan tanığa gönderdiği gece saat 03:03'teki son mesajlarından da anlaşılacağı gibi maruz kaldığı cinsel saldırı eylemini kabullenmeyerek, sanık Çağatay'a ağır tepki gösterdiğinin anlaşıldığı, maktulenin saat 03.03'den sonra başka bir mesajının da bulunmadığı, son gönderdiği mesajlar ile maktule Şule'nin cinsel saldırı eylemini kabullenmediği anlaşıldığından Çağatay hakkında şikayetçi alacağını söylemiş olabileceği gibi sanık Çağatay'ın da maktule Şule'nin kendisinden şikayetçi olacağını düşünmesi nedeniyle bu aşamadan sonra maktule Şule ile Çağatay arasında tartışmanın başladığı. Olay yeri fotoğraflarında maktulenin elinde kendi saç tellerinin bulunduğu görüldüğünden, sanık Çağatay'a çok şiddetli bir tepki göstererek kendi saçlarını yolduğu anlaşılmıştır" denildi.
Kararda şu ifadeler kullanıldı:
"Sanık Çağatay Aksu'nun maktule Şule Çet'e yönelik zorla nitelikli cinsel saldırı eylemini gerçekleştirdikten sonra, bu durumu kabullenmeyerek ve kendisine tepki gösteren maktulenin plazadan ayrılmasına izin vermemesi nedeniyle aralarında çıkan tartışma sonucu yüksek düzeyde alkollü olmasının verdiği etki ile de şikayet edileceğini ve zor durumda kalacağını düşünerek maktuleyi darp ettiği ve boğazını sıkması nedeniyle bu aşamada ölen veya darbın etkisi ile şuurunu kaybedip bayılmış olan maktuleyi öldüğünü düşünerek intihar görüntüsü vermek için binanın 20. katında bulunan ofisin açık olan penceresinden aşağı atmak suretiyle, işlediği cinsel saldırı suçunu gizleme ve bu suçun delillerini ortadan kaldırmak amacıyla nitelikli kasten öldürme, nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işlediği anlaşılmıştır."
Sanık Berk Akand'ın olayın tüm aşamalarında sanık Aksu ve Çet ile aynı ortamda bulunduğu belirtilerek, "Sanık Çağatay'ın bu eylemleri sırasında Çağatay'ın yanında yer alarak, sanık Çağatay'ı cesaretlendirerek eylemini kolaylaştırmak suretiyle maktulenin direncinin daha kolay kırılmasını sağlayarak sanık Çağatay'ın işlediği nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve nitelikli kasten öldürme suçlarına yardım eden sıfatıyla katıldığı konusunda oluşan vicdani kanaat uyarınca oy çokluğu karar alınmıştır" tespitine yer verildi.
Kararda, sanık ve avukatlarının Çet'in intihar ettiği yönündeki iddialarına da vurgu yapıldı. Kararda, "Sanıklar ve sanık müdafileri maktulenin önceye dair psikolojik rahatsızlıklarının bulunduğu ve psikolojik rahatsızlığı nedeniyle intihar ettiğini söylemiş iseler de Gazi Üniversitesi Hastanesince düzenlenen konusunda uzman olan üç kişilik bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, maktulenin gerek olay günü gerekse olaydan önce gayet neşeli olduğu, günlük yaşamına devam ettiği ev tuttuğu, iş aradığı anlaşıldığından intihar eylemi olan bir insanın böyle bir psikolojik yapıda olamayacağı, intihar etmesini gerektirir bir neden olmadığının bildirildiği anlaşıldığından, sanıkların bu yöne ilişkin savunmalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu kanaatine varılmıştır" denildi.
Gerekçeli kararda, sanıklara verilen cezanın oy çokluğu ile verildiği, kıdemli üyenin karara muhalefet şerhi koyduğu da yer aldı. Kıdemli üye, görüşünü ise şöyle açıkladı:
"Çağatay Aksu'nun üzerine atılı nitelikli cinsel saldırı suçunu işlemiş olduğuna ilişkin çoğunluk görüşüne katılmakla birlikte kasten nitelikli öldürme ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işlediğine ilişkin her türlü şüpheden uzak mahkumiyete yeterli kesin ve inandırıcı delilin bulunmadığı, yine diğer sanık Berk Akand'ın; sanık Çağatay tarafından işlenen cinsel saldırı suçuna aslen iştirak ettiği ya da yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırdığına dair ve yine üzerine atılı diğer suçlar olan nitelikli kasten öldürme ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçlarını doğrudan doğruya ya da asli faile yardımda bulunarak işlediğine ilişkin her türlü şüpheden uzak mahkumiyete yeterli kesin ve inandırıcı delilin bulunmadığı görüşünde olduğumdan çoğunluk görüşüne katılmıyorum.”
Kıdemli üye muhalefet şerhinde, sanık Berk Akand’ın üzerine atılı suçlar sabit olmadığından hükümle birlikte tahliyesine karar verilmesini istedi.
(İHA / DHA)