Son dakika... Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan, yılın son ve dördüncü Enflasyon Raporu sunumunda açıklamalarda bulundu.
Memur maaşı zammı, emekli zammı ve asgari ücret üzerinde etkili olan enflasyon rakamları için yeni bir ipucu geldi. **Gaye Erkan yıl sonu için enflasyon tahminini yüzde 65,0 olarak güncellediklerini duyurdu. 2024 tahmini ise yüzde 33'ten yüzde 36'ya çıktı. 2025 enflasyon tahmini de yüzde 15'ten yüzde 14'e çekildi.
TCMB, yılın 3. Enflasyon Raporu toplantısında 2023 yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 58'e yükseltirken, 2024 yıl sonu tahminini yüzde 33'e güncellemişti. Banka, 2025 yıl sonunda enflasyonunun ise yüzde 15'e gerileyeceği öngörüsünde bulunmuştu.
TCMB tarafından Temmuz'da yayımlanan son raporda enflasyonun yıl sonunda yüzde 58 olacağı öngörülmüştü. Raporda enflasyonun yüzde 54 ile yüzde 62 aralığında olacağı tahmin edilmişti. TCMB'den daha sonra yapılan açıklamalarda yıl sonu enflasyonunun tahmin aralığı üst bandına çıkabileceği belirtilmişti. OVP’de ise yıl sonu enflasyon oranı yüzde 65 olarak öngörülmüştü.
HAFİZE GAYE ERKAN'IN AÇIKLAMALARINDAN SATIRBAŞLARI ŞÖYLE:
TCMB olarak görevimiz dezenflasyonun en kısa sürede tesis edilmesi ve enflasyonun yeniden tek haneye indirilmesidir.
Merkez Bankası olarak, toplumsal refaha en büyük katkıyı, fiyat istikrarını sağlayarak sunacağımızın bilincindeyiz.
Haziran ayında başlattığımız güçlü parasal sıkılaştırma ile enflasyonla kararlı bir şekilde mücadele ediyoruz.
Parasal sıkılaştırmanın geniş çaplı etkileri zamana yayılmaktadır.
Para politikasının birikimli etkileri, içinde bulunduğumuz geçiş döneminde devreye girerken, dezenflasyon sürecinin 2024 yılının ikinci yarısında başlamasını hedefliyoruz.
İç talepten dengelenmeye ilişkin şimdiden bazı öncü sinyaller alıyoruz.
Enerji fiyatları jeopolitik gelişmelerin etkisiyle ayrışmıştır. Kuruluşların petrol tahminleri kayda değer bir belirsizliğe işaret etmektedir.
Son aylarda gelişmekte olan ülkelerden portföy çıkışı gözlemlenmektedir.
Olumsuz şoklara rağmen ülkemizde finansman koşulları dengeli seyretmektedir.
Tüketici fiyatı enflasyonu Eylül'de Haziran ayına kıyasla 23,3 puan yükseldi. Enflasyonun bu iki dönem arasında yükselmesinin temel nedeni büyük şokların bir arada gerçekleşmesidir. Bu dönemde akaryakıt etkisi öne çıkmıştır.
Vergi güncellemelerinin etkisi de 2,5 puan oldu. Eylül enflasyonu Ekim'deki yüksek frekanslı veriler ve tüm öncü göstergeler, söz konusu şokların enflasyona yansımasının büyük ölçüde tamamlandığına işaret etmektedir.
Talepteki güçlü seyir, devam etmekle birlikte ivme kaybetmektedir. Arz-talep dengesinde normalleşme kademeli şekilde başlamıştır
Bazı göstergeler talepteki aşırı katılığın ortalama olarak kalktığını göstermiştir.
Hizmetlerdeki fiyat katılığı enflasyonun önemli bir bileşeni olmayı sürdürmektedir. Kademeli artan hizmet enflasyonun yavaşlaması zamana yayılmaktadır. Büyük şehirlerde kiralarda yavaşlama eğilimi gözlemliyoruz, ama bunun etki etmesi zaman alacaktır.
Son dönemde aylık enflasyonun beklentileri aşması beklentiler üzerinde olumsuz etkide bulunmuştur. Bununla birlikte enflasyon beklentilerinde bozulma aydan aya yavaşlamıştır. Piyasa katılımcılarının 12 ay, 24 ay ve 5 yıl enflasyon beklentilerinde gerileme görmekteyiz.
Parasal sıkılaştırma süreci beklentilerin yeniden çıpalanmasını başlatacaktır.
Parasal sıkılaşma sürecini bütünsel bir şekilde tasarladık. Politika faizini güçlü bir şekilde toplamda 26,5 puan artırdık. Bunun tamamlayıcısı olarak miktarsal sıkılaşma ve seçici kredi politikasını devreye aldık.
Politika faizindeki artışa paralel olarak mevduat faizleri de yükselmiş, politika faizinin mevduat faizine aktarımı güçlenmiştir. Tüketici kredisi faizleri ticari kredi faizlerinin üzerinde seyretmektedir. Bireysel krediler önemli oranda yavaşladı. Bireysel kredi kartı harcamaları görece yüksek hızla seyretmekle birlikte daha ılımlı bir patikaya ilerlemektedir.
Kur korumalı mevduat ve Döviz mevduatı azalırken, TL mevduat artmıştır. TL mevduatın toplam mevduat içindeki payı yüzde 5 artmıştır. Bu süreçte rezervlerdeki artış da devam etmiştir. Rezervler Haziran ayından bu yana güçlü bir şekilde artmaktadır. CDS primi jeopolitik gelişmelere rağmen 400 baz puanın altında seyretmektedir. Finansal koşullar dengeli bir seyir izlemektedir.