Son dönemde çok konuşuluyor! Metaverse ile enerji ihtiyaçları artacak

Son dönemin gözdesi olan metaverse'ün doğaya etkisi konusunda uzmanlar farklı noktalara dikkat çekti. Çevre Mühendisi Prof. Dr. Mustafa Öztürk, ulaşım kaynaklı kirleticilerde yüzde 20'lik bir düşüş olacağını ifade ederken, Bilişim ve Siber Güvenlik Uzmanı Osman Demircan ise enerji ihtiyaçlarının artacağına vurgu yaptı.

Metaverse'ün çevreye etkisi tartışılıyor. Uzmanlar, her geçen gün yaygınlaşan üç boyutlu sanal evren metaverse'ün doğaya nasıl etki edeceği hakkında ise farklı noktalara dikkat çekiyor. Çevre Mühendisi Prof. Dr. Mustafa Öztürk ve Bilişim ve Siber Güvenlik Uzmanı Osman Demircan bu konuda çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Pandemi döneminde dünya genelinde yaşanan sokağa çıkma kısıtlamalarıyla, havaya salınan sera gazı salınımı ve fosil yakıt tüketimi kaynaklı kirleticiler azaldı. Hayatımıza son dönemde giren metaverse bu kez tercihleri keyfi olarak eve kapanma yönünde değiştiriyor.

Reklam
Reklam

3 BOYUTLU SANAL EVREN

Metaverse yani 3 boyutlu sanal evren, başta sanal gerçeklik gözlüğü olmak üzere sanal gerçeklik cihazlarıyla giriş yapılan bir ortam. Sergi alanları, müzeler, restoranlar bu dünyada bir bir yerini alırken, kullanıcıların ilgisi de gün geçtikçe artmaya başladı.

Metaverse dünyasında gezinti yaparken evden dışarı çıkma ihtiyacı ortadan kalkıyor. Evde, kapalı alanda sanal gerçeklik cihazlarının kullanılması yeterli oluyor. Sanal dünyada gezintiler, toplantılar, görüşmeler yapmak mümkün oluyor.

İnternetin adeta ete kemiğe bürünmüş hali olan metaverse, insanları, bir yandan kapalı ortamları tercih etmeye yöneltirken diğer yandan kendi ihtiyaçlarını doğuruyor.

"GLOBAL ÖLÇEKTE KİRLETİCİ YÜZDE 30-35 ORANINDA ULAŞIM KAYNAKLI"

Yeni sanal dünyanın çevreye ve doğaya olası etkilerini AA muhabirine değerlendiren Çevre Mühendisi Prof. Dr. Mustafa Öztürk, ulaşım kaynağı dışında, ısınma, soğutma ve aydınlatma kaynaklı enerji tüketimi sonucu, kükürt dioksit, partikül madde gibi kirleticiler meydana geldiğini hatırlattı. Bu kirleticilerin hem dış ortamda, hem de iç ortamda kontrol altına alınması gerektiğini ifade etti. Öztürk, şunları söyledi:

Reklam
Reklam

"Özellikle iç ortama kapanma sonucu iç ortam hava kalitesinde özellikle nem ve karbondioksit konsantrasyonlarında insan sağlığı konfor yapısı standartlarında olması şart. Aksi durumda insan için ciddi bir risk oluşur. Çevresel önlemler, kirletici kaynaklarla ilgili çözümler alınırsa, iyileştirmeler sağlanırsa hareketlilik hariç çevre için çok olumlu gelişmeler olur. Sera gazı salınımları azalır, kükürt dioksit salınımları azalır, partikül madde salınımları azalır. SO2’nin (kükürt dioksit) yanında azot oksit kirleticileri çok çok önemli sağlık için. Bu kirleticilerin ciddi anlamda azaldığını görebiliriz. Bu kirleticilerin salınmasını azaltmak için de bu tip sahalara ciddi çevresel yatırımların yapılması gerekmektedir. Global ölçekte kirletici, yüzde 30-35 oranında ulaşım kaynaklı olduğu için bu kirleticiler ciddi ölçüde azalacak. Bu yüzde 30-35 oranı yüzde 20'lere düşecek çünkü insanların yeme, içme ihtiyaçlarından dolayı ulaşım ve nakliye durmayacak."

2020 yılında pandemiyle birlikte özellikle kükürt dioksit ve karbondioksit konsantrasyonunun benzer oranda azaldığını hatırlatan Öztürk, "Çünkü insanlar iç ortama kapandığı için azalmıştır. Sürekli atmosferde karbondioksit artar ama 2020 yılında karbondioksit konsantrasyonu yüzde 10 mertebesinde azaldı. Bu tarihte ilk defa olan bir olay. Dünyanın dijitalleşmesi umut verici ama insan üzerindeki etkisi ayrıca incelenmesi gereken bir olay." ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

İnsanların daha fazla iç mekana kapanacağını söyleyen Öztürk, "İç mekan yaşam standardının, hava kalitesinin iyileştirilmesi gerekmektedir. Bunun için de Avrupa ile Amerika, Güney Kore gibi ülkelerde ciddi enerji verimliliği için teknolojik yatırımlar yapılıyor. Bu yatırımlarla evinizde konforlu yaşıyorsunuz ama minimum enerji tüketiyorsunuz." diye konuştu.

"CİDDİ ANLAMDA ENERJİ ÇEKECEKLER, SONRASINDA DA DIŞARIYA BİR ISI VERECEKLER"

Siber Güvenlik Uzmanı Osman Demircan ise enerji ihtiyaçlarının artacağına vurgu yaparak, "Metaverse internet 3.0 diye tabir ettiğimiz bir yapının üzerinde çalışacak ve bugün bilinen sunuculardan daha farklı, daha hızlı sunuculara ihtiyaç olacak. Bunun yaygınlaşması için bu sunucuların üretilmesi gerekiyor, bu üretimler için çip üretiminin artması lazım. Çip üretimi için de madencilik yapılması gerekiyor ve bunun doğaya negatif etkileri olacaktır. Sunucuların çalışmaya başladığını düşünürsek bunlar çok ciddi anlamda elektrik harcayan cihazlar, ciddi anlamda enerji çekecekler, sonrasında da dışarıya bir ısı verecekler. Dünyanın sonu için biraz daha çaba harcıyormuşuz gibi bir durum olacak." dedi.

Reklam
Reklam

"ALTERNATİF ÜRETMEZSEK ARTIK ÇİP ÜRETİLEMEYEBİLİR"

Demircan, söz konusu etkilerin en az 10 yıl içinde görüleceğini ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bugün bize metaverse olarak tanıtılan evrenler aslında başlangıç seviyeleri, çok amatörce hazırlanmış ve profesyonel kurgular değil. Büyük oyuncular oyunun içerisine henüz girmediler ve mühendisleri o evrenleri yaratmak için ciddi çalışmalar yapıyor. Burada en az 10 yıllık bir süreçten bahsediyoruz. 10 yılın sonunda altyapısıyla ve kullanılabilirliğiyle oturduktan sonra yaygınlık başlayacak. Yani 10-15 yıllık ciddi bir süreç olabilir önümüzde. Bu süre içerisinde madenleri tamamen tüketiyor olabilir ve çip üretimi için eğer bir alternatif üretmezsek artık çip üretilemeyebilir. Bugün bile araba üretilemiyor çip üretilemediği için, o zamanlarda daha büyük bir felaket bizi bekliyor olabilir." (AA)

Reklam
Reklam