ANKARA (İHA) - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Türk limanlarından ve havaalanlarından yararlanmasının imkansız bir şey olmadığını belirterek, "KKTC'ye yönelik ambargo kalktığı takdirde bu, imkansız bir şey olmaktan çıkacak" dedi.
Ankara Sanayici ve İş Adamları Derneği (ASİAD) Dernek Genel Merkezi'nde 'Yaza Merhaba' kokteyli düzenledi. Kokteyle Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, TBMM Başkanvekili İsmail Alptekin, ATO Başkanı Sinan Aygün ve çok sayıda davetli katıldı. Davetliler ASİAD Genel Başkanı Cengiz Bozbeyoğlu tarafından karşılandı. Kokteyle katılan Bakan Şener, burada basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Şener, AB'nin, hazmetme kapasitesinin kriter olmaktan çıkarıldığını açıkladığının hatırlatılması üzerine, Türkiye'nin AB ile müzakere sürecini başlatmış ve ilişkilerinde yeni bir dönemi yaşayan bir ülke olduğuna işaret etti. Türkiye'nin önünde üyelikle ilgili uzun bir süre bulunduğunu belirten Şener, bu süre içinde zaman zaman bazı olumlu gelişmelerin ortaya çıkmasının doğal olduğunu söyledi. Şener, bu gelişmeyi olumlu olarak nitelemek ancak buna çok fazla önem atfetmemek gerektiğini düşündüğünü belirtti. Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'ın 'Türk tarafı limanları açmazsa üyelik zora girer' şeklindeki ifadelerinin hatırlatılması üzerine ise Şener, bu ifadelerin, Türkiye'nin önündeki uzun sürecin sonu ile ilgili olduğunu kaydetti. Konuya Türkiye'nin de bir bakış açısı bulunduğunu kaydeden Şener, Güney Kıbrıs'a limanların açılabilmesi için Kuzey Kıbrıs'a uygulanan haksız ambargoların kalkması gerektiğini ifade etti. Türkiye'nin, bu haksız ambargonun kaldırılması gerektiğini ısrarla ve sürekli vurguladığına işaret eden Şener, "Bugün de başbakanımızın ifade ettiği şekliyle Türkiye olarak BM'nin sunduğu bir plana evet demişiz. Bu plana hayır diyen Güney Kıbrıs Rum Yönetimi iken Kuzey Kıbrıs'a uygulanan ambargo tamamıyla haksız bir tutumdur. Bu referandum öncesinde AB çevrelerinden verilen sözler vardır. Biz de Türkiye olarak buna istinaden diyoruz ki Kuzey Kıbrıs'a yönelik uygulanan haksız ambargoyu kaldırın. Adım atın, mesafe alalım. Kuzeye yönelik ambargoların kalkması ile birlikte Güneye limanların açılmasını birlikte değerlendirelim.
Biz de Kuzey'e yönelik ambargoyu bir sorun olarak görüyoruz. Burada uzlaşmaz bir durum yok aslında. Eğer Güney Kıbrıs'ın Türk limanlarından ve havaalanlarından yararlanması isteniyorsa bu imkansız bir şey değil. KKTC'ye yönelik ambargo kalktığı takdirde bu, imkansız bir şey olmaktan çıkacak demektir. Sonunda her iki tarafın da talebine uygun bir sonuç ortaya çıkacak demektir. Böyle bir noktada şu anda Kuzey'e yönelik ambargoya yapılan vurgular veya Güney'e yönelik limanlardan yararlanmaya yapılan vurgular her ne kadar ayrı noktalarda dile getiriliyor gibi görünse de sonunda birlikte ele alınması mümkün olan, hatta doğal olan bir durumdur" dedi.
"SON HAREKETLİLİĞİN DIŞ TİCARET DENGESİ AÇISINDAN GENEL ANLAMDA OLUMLU ETKİSİ OLMUŞTUR"
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Şener, 'Sıcak para hareketlerine sınırlama getirecek misiniz?' şeklindeki soru üzerine dün akşam Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nun, kendi başkanlığında toplandığını hatırlatarak, toplantıya ilgili bakanlar, müsteşarlar ve Merkez Bankası Başkanı'nın katıldığını söyledi. Toplantıda ekonomide yaşanan hareketlilikle ilgili değerlendirme yapıldığını dile getiren Şener, "Birincisi, bu hareketliliğin nedenleri, kaynakları vardır. Bunlar birlikte ele alındı. Bu ortaya çıkan hareketliliğin ekonomiye değişik boyutlar itibariyle etkileri ne olmuştur? Bundan sonraki muhtemel etkileri ne olabilir? Bunlar gözden geçirildi. Üçüncüsü, sürecin bundan sonraki gelişmelerini nasıl yönetmek lazım? Neler yapılmalı? Bu değerlendirmeler dün yapıldı. Geldiğimiz nokta itibariyle küresel bazda ortaya çıkan birtakım hareketliliğe bağlı olarak diğer ülkelerin yaşadıkları süreçler Türkiye'de de mevcuttur. Şu anda ekonominin içinde bulunduğu durum itibariyle makro dengeleri koruyarak, mali disipline sahip çıkarak, para politikası araçlarını etkin bir şekilde kullanarak, yapısal reformlara verdiğimiz önemi sürdürerek yolumuza devam edeceğiz" diye konuştu. Cari açık konusunda bir çalışma yapılıp yapılmadığı sorusu üzerine Şener, bir perspektif yapıldığını ancak detaylar bazında çalışmaların her zaman yapılabileceğini söyledi. İthalat ve ihracatla bağlantılı politikaların Dünya Ticaret Örgütü kurallarına uygun zeminde her ülke tarafından belirlenebileceğini kaydeden Şener, zaman zaman Türkiye'de de bu düzenlemelerin yapılabildiğini ifade etti. Şener, son hareketliliğin, dış ticaret dengesi açısından genel anlamda olumlu etkisi olacağını söylemenin mümkün olduğunu bildirdi. Şener, özellikle yapısal reformlara yönelik çalışmalarda sadece bugünle bağlantılı değil orta ve uzun vadeyi de kapsayacak şekilde dış ticaret dengesini kurmanın temel hedefleri olduğunu dile getirdi.
TMSF Başkanı Ahmet Ertürk'ün, TMSF'nin, Merkez Bankası gibi bağımsız bir kuruluş olması gerektiği yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Şener, TMSF Başkanı ile zaman zaman sohbet ettiklerini, bugün de bazı konuları değerlendirdiklerini belirtti. Ertürk'ün bugün gazetelere yansıyan biçimiyle ifadeleri olduğunu düşünmediğini belirten Şener, "Türkiye'de genel idare içinde yer alan kurumlar vardır. Örneğin herhangi bir bakanlıkta Personel Genel Müdürlüğü dediğiniz zaman o bakanlığa doğrudan bağlı bir birimi anlatırsınız. Bunun da ötesinde Türkiye'de bağımsız düzenleyici ve denetleyici otoriteler oluşturulmuştur. Merkez Bankası'nın bağımsızlığı elbette tartışılmaz ama aynı şekilde BDDK da, SPK da, TMSF de, Enerji enması isteniyorsa bu imkansız bir şey değil. KKTC'ye yÜst Kurulu da,
Telekomünikasyon Kurulu da bağımsız kurullardır" şeklinde konuştu.