Son yılların artarak devam eden hastalığı: Tüketim bağımlılığı

Toplumun hemen her kesiminde ortaya çıkabilen tüketim bağımlılığını uzmanlar, dürtüsel bozukluklardan biri olarak tanımlıyor. Tüketim bağımlılığının madde bağımlılığına benzediğine dikkat çeken Psikiyatrist Alper Evrensel burada kişinin eşyaya aşerdiğini söylüyor. Kişinin elde ettiği nesne kısa sürede cazibesini yitiriyor sonrasında yenisiyle değiştirilmesini arzu ediyor. Bu kısır döngüye dönüşüyor.

NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Alper Evrensel, tüketim bağımlılığının dürtüsel bozukluklardan biri olduğunu söyledi.

İHTİYACI OLMADAN ALIŞVERİŞ YAPMAK, TÜKETİM BAĞIMLILIĞI

“Tüketim bağımlığı bir tür dürtü denetim bozukluğudur” diyen Dr. Alper Evrensel şunları söyledi: “İnsanın bebeklikten çıkıp çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik dönemlerine doğru büyüdüğü sırada her dönem için denetleyebileceği dürtüleri vardır. Örneğin insan yavrusu, tuvaletini yapma dürtüsünü denetlemeyi 1-2 yaşında öğrenir. Tüketimin sınırlarını belirlemekte zorlanan ve ihtiyacı olmadığı halde sırf tüketmek amacıyla bir şeyler alma arzusunda olan kişilere tüketim bağımlısı denebilir. Yaşı büyüyerek yetişkinlik çağlarına gelmiş olmasına rağmen çocuksu özelliklerini sürdüren kişilerde görülebilen bir durumdur. Zira tüketim esasen çocuğun doğasıdır.”

Reklam
Reklam

TÜKETİM BAĞIMLILIĞINDA EŞYA AŞERİLİR

Tüketim bağımlılığının madde bağımlılığı ile benzerlikleri olduğunu kaydeden Dr. Alper Evrensel, “Tüketim bağımlılığını hem gerçek hem de mecazi anlamda madde bağımlılığı ile benzeştirebiliriz. Gerçek anlamda maddeye, maddiyata yönelik karşı konulamaz bir arzu duyulur. Eşya aşerilir. Yeni edinilmiş her nesne kısa sürede cazibesini yitirir ve eskir. Eskimiş her nesnenin ise yenisi ile değiştirilmesi gerekir. Bu döngü bu şekilde sürer gider. Mecazi anlamda da bir nevi madde bağımlılığı vardır. Maddeye ulaştıkça tolerans gelişir ve daha çok istenir. Bu durum ise madden olmasa bile mânen bir ölümle sonuçlanır” diye konuştu.

ALTTA YATAN NEDENLER ARAŞTIRILMALI

Tüketim bağımlılığının tedavi edilebilmesi için önce bu durumun kabul edilmesi gerektiğini kaydeden Dr. Alper Evrensel, “Bir sorunun giderilmesi için öncelikle ortada bir sorun olduğunun kabul edilmesi gerekir. Bağımlılar ise ne yazık ki kendilerini bağımlı olarak görmezler. Bağımlılığın altında eğer depresyon gibi bir ruhsal hastalık yatıyor ise tedavisinde bu hastalığa yönelik ilaç ve terapi uygulanmalıdır. Terapiler çoğu zaman ham kişiliklerin olgunlaşmasında da çok önemli bir rol oynar. Bir fidanın usta bir bahçıvan elinde usulüne uygun şekilde budanarak büyütülüp verimli bir meyve ağacı hâline getirilmesi gibi” diye konuştu.

Reklam
Reklam