Mersin’de, 16 yaşında bir sürücünün otomobiliyle çarpması sonucu yaşamını yitiren, davul zurna ve eline kına yakılarak son yolculuğuna uğurlanan üniversite öğrencisi Mehmet Deniz Sınar’ın (22) annesi Muazzez Sınar’a, Mersin Üniversitesi (MEÜ) tarafından oğlunun diploması verildi. Ayrıca, MEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nin önünde bulunan boş arazide Mehmet Deniz Sınar hatıra ormanı oluşturuldu.Mersin’in merkez Yenişehir ilçesi İsmet İnönü Bulvarı’nda 1 Ağustos 2014 tarihinde, arkadaşıyla bulvardan karşıya geçmeye çalışan Mersin Üniversitesi Matematik Bölümü 4. sınıf öğrenci Mehmet Deniz Sınar’a, 16 yaşındaki sürücü D.A. KKTC plakalı aracıyla çarpmıştı. Kazada ağır yaralanan hastanedeki tedaviye 18 gün cevap veren Sınar, yaşam savaşını kaybetmişti. Annesi Muazzez Sınar ve akrabaları, Deniz için Turgut Reis Mahallesi’ndeki evlerinin önünde davullu zurnalı bir cenaze töreni düzenlemiş, "Ben oğlumu kına yakarak askere gönderecektim" diye ağlayan anne, oğlunun eline kına yaktırmıştı.MEÜ Matematik Topluluğu, Mehmet Deniz Sınar’ı unutmadı. Prof Dr. Uğur Oral Kültür Merkezi’nde, Deniz için anma ve diploma töreni düzenlendi. Duygu dolu anların yaşandığı diploma töreninde, Deniz’in yakınları ve arkadaşları göz yaşlarını tutamadı. Mehmet Deniz Sınar’ın belgeseli ile başlayan anma ve diploma töreninde, Deniz’in kendi sesiyle konuşmaları da salondakilere dinletildi."BİR BABA VE ANNENİN EN KÖTÜ GÜNÜ HERHALDE BUGÜN"Törende konuşan MEÜ Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Abdullahyev, bu acının tarifinin olmadığını ifade ederek, "Bir kaç yıl önce bir doktora öğrencisine doktora cübbesini giydirirken şöyle bir cümle sarf etmiştim. Bir baba ve anne bir oğlunun düğünü gördüğü zaman çok mutlu olur. Bir bilim adamı ise öğrencisine doktora cübbesini giydirirken çok mutlu olur. Ama biliyorsunuz yaşamın ve kainatın kuralıdır ölüm. Madalyonun iki yüzü var. Herhalde yeryüzünü bugün söyleyeceğim. Bir baba ve annenin en kötü günü herhalde bugün. Bir hocanın, bir insanın da en kötü günü herhalde öğrencilerini kaybettikleri gündür. Bugün biz iki acı yaşıyoruz. Hem bir veli olarak hem de onun hocası olarak gerçekten de acı yaşıyoruz. İnsanlar dünyaya çıplak gelir, çıplak gider. 70, 80, 100 belkide çok yıllar yaşar ama gittikten sonra maalesef geride bıraktıklarını görmezler. Keşke Deniz geriye bakıp görebilse. Ama biz Deniz’in birçok şeyine şahit olduk. Bugün keşke burada olsaydın Deniz, her istediğini yapsaydık" diye konuştu."DAVUL VE ZURNA ÇALMAK DİNE AYKIRI BİR ŞEY DEĞİLDİR"Klikya Nehir Derneği Başkanı ve Arap Alevi Kanaat Önderi Ahmet Özuğurlu da cenaze töreninde çalınan davul ve zurnayla ilgili olarak, "Cenaze töreninin hiçbir somut şekli yoktur. Ancak bazı kişiler bu yapılanları kötü yorumladılar. Bu fırsatçılığı biz kınıyoruz. Deniz kardeşimiz bir Yahudi veya Ermeni’de olabilirdi. Kendi usulünce cenazesi kalkabilirdi. Burada üzerinde durulması gereken nokta bu değil ki. İnsanlar inançlarını istedikleri gibi yaşayabilirler. İkincisi bir anne coşmuş, bir anne 22 yaşındaki oğlunu kaybetmiş. O kendini bilmez bazı gazetecilerin önce kendini o anneni yerine koyması lazım. Ateş düştüğü yeri yakar. Bizim burada durmamız gereken konu 16 yaşındaki çocuğun, bilinçsiz bir şekilde annesinin, babasının, ailesinin yanlış yetiştirmesi ile bir ölüme neden olmuştur. Deniz’in başına gelen bu olay örnek teşkil edip kamuoyunun dikkati bu çarpık aile düzenine çekileceğine, davul ve zurnaya çekilmeye çalışıldı. Bu dine aykırı bir şey değildir, bunu kimse ispatlayamaz. Olayı kullanarak reyting yapılmamalıdır. Alevi inanç önderi olarak şunu da söylüyorum. Alevi geleneğinde davul ve zurna çaldırmak yoktur. Ama olmasını da kınamadık ve yadırgamadık" şeklinde konuştu."DENİZ’LE İLGİLİ KEŞKELERİN SONU HİÇ GELMEYECEK"Abla Derya Sınar ise Deniz’le ilgili keşkelerin sonunun hiç gelmeyeceğini belirterek, "Keşke o gece dışarı çıkmasaydı, keşke oradan bir dakika geç geçseydi, keşke keşke diye devam edecek ömrümüz boyunca. Deniz’i size anlatmak isterim tabi ki ama sizin gördüğünüzden farklı bir şey söyleyeceğimi sanmıyorum. Sizlerin de tanıdığı, bildiği gibi içi dışı bir, cam gibi şeffaf, tertemizdi benim kardeşim. Sevdiği için ölecek kadar mert, özü sözü bir adam gibi adamdı. Yeri geldiğinde 80 yaşındaki ile sohbet edecek kadar olgun, yeri geldiğinde küçük bir çocukla eğlenebilecek kadar çocuk ruhluydu. Kendi ayakları üzerinde durabilen, güçlü biriydi. Girdiği her ortamda kendine güvenen ama hiçbir zaman mütevaziliğini elden bırakmayan biriydi. Deniz yaşarken de gidişiyle de bir şeyler öğretti. Onu hiçbir cümleye, kelimeye, metine sığdıramam ben" dedi.Anne Muazzez Sınar da "İsterdim ki oğlum bunu, burada, şu anda şu diplomayı almış olsaydı. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Hepinize Allah uzun ömür versin. Sağ olun, var olun" ifadelerini kullandı.Konuşmaların ardından Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü Dekanı Prof. Dr. Murat Giriz tarafından anne Muazzez Sınar’a oğlunun diploması verildi. Diplomanın ardından salondakiler anneyi ayakta alkışladı. Salondaki törenin ardından ise Tıp Fakültesi Hastanesi’nin karşısında bulunan boş arazide Mehmet Deniz Sınar hatıra ormanı oluşturuldu. Anne oğlu için hazırlanan çınar ağacı fidesini toprağa dikti.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz