Sonbahar yorgunluğundan korunma yolları


Sonbaharla birlikte daha yavaş ve sakin bir döneme geçildiğini, evde geçirilen zamanın arttığını belirten Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Aylin Sezer, bu dönemin duygusal sıkıntılara neden olabileceğini söylüyor.

Yazın renkli ve tempolu havasından çıkmanın kaygı yaratabildiğini ve bu durumda çatışmalar yaşanabileceğini ifade eden Aylin Sezer, “Sonbaharda doğal olarak değişim, mevsime adaptasyon süreci oluyor. Bünyenin ihtiyaçlarını ve enerjisini kontrol etme çabası da kaygı yaratabiliyor, depresyon da bu nedenle tetiklenebiliyor” diyor.

Reklam
Reklam

Aylin Sezer, 2 haftayı geçen, kişinin günlük aktivitelerini bozan, okul veya iş performansını etkileyen yorgunlukları, bahar yorgunluğu deyip önemsememenin önemli psikiyatrik tedavileri geciktirebileceğini ifade ediyor. Sezer ayrıca, önlem alınmadığı takdirde mevsimsel yorgunluğun, kronik yorgunluk sendromuna dönüşebileceğini belirtiyor.

Sezer, kronik yorgunluk sendromunun belirtilerini hakkında şunları söylüyor:


“Halsizlik, isteksizlik, eklem ağrıları, baş ve kas ağrıları, enfeksiyona yatkınlık, uykuya dalmada ve uyanmada güçlük, ışığa ve sese karşı duyarlılık gibi belirtiler görülebilir. Kronik yorgunluk sendromu olan kişi gözlerinin önünde benekler uçuştuğunu söyler, devamlı baş ağrısı ile birlikte sanki kerpetenle ensesinin sıkıldığı hissine kapılabilir, iş performansı bozulur. Kronik yorgunluk sendromu fiziksel, duygusal ve zihinsel tükenmişlik içerir.”

Kronik yorgunluğun nedenlerini sıralayan Sezer, sonbaharda tetiklenen kronik yorgunluk sendromundan korunmak için alınabilecek önlemleri de şöyle özetliyor:

Reklam
Reklam

•Enfeksiyonlar.

• Stres.

• Kontrol kaybı.

• İşle ilgili nedenler (sosyal destek eksikliği, organizasyon bozuklukları, gerçek dışı hedefler, gözlemcilerin tavrı, ekip ilişkilerindeki bozukluklar, iş tatminsizlikleri.)

• Bireysel etkenler (kadın olma, yüksek sosyoekonomik koşullarda yaşama, sağlık çalışanı olma, azalmış özsaygı, duygusal açıdan sorunlar yaşama, depresyon geçirme, ağır işler yüklenme, erken yaşta evlenme, okula gönderilmeme, problemli evlilikler, aileden uzakta yaşama.)

• Tiroid bezinin düzenli çalışmaması.

• Yetersiz beslenme.

• Yetersiz uyku.


• Daha önce yapabildiğiniz işleri yapmakta zorlanıyorsanız.

• Karar verme ve plan yapma açısından zorlanacak kadar zihinsel karışıklık içindeyseniz.

• İlişkileri olumsuz etkileyecek boyutta sinirlilik ve alınganlık yaşıyorsanız.

• Aşırı yorgunluk hissediyorsanız.

• Uykuya eğilim, sabahları kalkamama.

• Sosyal faaliyetlerden kaçınma.

• Cinsel istekte belirgin azalma.

• Aşırı unutkanlık, konsantrasyon düşüklüğü.

• Belirgin kilo değişiklikleri.


Nedenini araştırın. Neden, iş yoğunluğu ise tempoyu düşürün. Kısa ve sık dinlenme aralıkları verin. Neden, monotonluk ise yaşamınızı renklendirecek farklı uğraşlar bulun.

Reklam
Reklam

Fiziksel veya duygusal stres meydana getirecek ortamlardan ve işlerden kaçının. İş hayatınızda ve özel hayatınızda yeni stratejiler belirleyin, takım çalışması yapın. Tatil en iyi ilaçtır. İmkânları zorlayarak birkaç gün şehir dışına çıkın.

Spor, güneşli, açık havada yürüyüş, koşu, bisiklet (her gün 5 dakika) veya havalandırılmış odada egzersiz. Her gün 10-15 dakika düzenli egzersiz ile metabolizma hızlanır ve daha fazla enerji oluşturur. Kalp-damar sisteminin ve solunumun düzenlenmesini, dokulara yeterli düzeyde oksijen gitmesini sağlar.


Bol sebze ve meyve yiyin! Baharda vücudun vitamin ve mineral ihtiyacı artıyor. Özellikle B ve C vitamini ve potasyum açısından. Günde 3 litre su için. Yemek yemeden ve yatmadan önce az miktarda su tüketin. Alkolden kaçının. İlk başta enerji verse de sonrasında olduğunuzdan daha da yorgun hissetmenize neden olacaktır.

Uyku düzenine dikkat edin. Günlük tasaları, stresleri zihninizden uzaklaştırmaya çalışın. Çalıştığınız yeri doğal ışıkla aydınlatıp, havalandırmaya çalışın. Kas gevşetici egzersizler yapın.”

Reklam
Reklam