Soner Yalçın'dan gündemi sarsacak yazı: Tesadüf sanmayınız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleşen D8 adlı uluslararası toplantıda yaptığı “Ülkelerimiz arasındaki ticarette artık milli para birimlerini kullanmanın önünü açarsak D-8 tarihinde bir devrime imza atarız. Dolar ve euro baskısında ekonomiyi eritmeye gerek yok. Milli ve yerli parayla ticaret yaparsak ülkelerimiz kazanır konuşmasına değinen Sözcü gazetesi yazarı Soner Yalçın, gündemi sarsacak bir Necmettin Erbakan iddiasında bulundu."

Sözcü gazetesi yazarı Soner Yalçın bugün kaleme aldığı 'Tesadüf sanmayınız' başlıklı yazısında 5 gün önce yaşanan bir hadise üzerinden çok önemli tespitlerde bulundu. Türkiye'nin ev sahipliği yaptığı D8 adlı uluslararası toplantıya değinen Yalçın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı konuşma ile yıllar önce Necmettin Erbakan'ın yaptığı konuşma arasındaki müthiş benzerlik üzerinden çok kritik çıkarımlarda bulundu.

İşte Yalçın'ın gündem yaratacak o yazısındaki ilgili bölüm;

Reklam
Reklam

"5 gün önce…

Türkiye, D8 adlı uluslararası toplantıya ev sahipliği yaptı.

Toplantıya döneceğim ancak bazı bilgiler sıralamalıyım:

Tarih: 28 Haziran 1996.

Necmettin Erbakan başbakan oldu.

Tarih: 10-20 Ağustos 1996.

Başbakan Erbakan ilk yurt dışı gezisini İran'a yaptı. Devamında ikişer gün Pakistan, Singapur, Malezya ve Endonezya'da kalıp döndü.

Tarih: 2-8 Ekim 1996.

Başbakan Erbakan bu kez yine ikişer günlük Mısır, Libya, Nijerya gezisine çıktı.

Bu geziler Türkiye'deki siyasi tansiyonu hayli yükseltti! Keza:

ABD, Erbakan'ı uyardı:

– “Kesinlikle İran'a gitme.”

– “Sakın doğal gaz anlaşması imzalama.”

Erbakan geri adım atmadı…

Yanıt gecikmedi: ABD, 2 bin peşmerge ile ordu kurduğunu açıkladı. (Erbakan, Kuzey Irak konusunda Saddam ile görüşeceğini ve Hafız Esat'ı Türkiye'ye davet edeceğini söyledi.)

Bu süreçte…

PKK terörü arttı. Canlı bombalar patlatıldı. HADEP kongresinde Türk bayrağı indirildi.

Mehmet Ağar Libya gezisini protesto edip İçişleri Bakanlığı'ndan istifa etti. Bu gezi nedeniyle Erbakan hakkında gensoru verildi. Hakkında Yargıtay'a suç duyurusunda bulunuldu. Susurluk skandalı patladı.

Reklam
Reklam

Aczmendi Tarikatı şeyhi Müslüm Gündüz, Fadime Şahin ile basıldı. Ankara Sincan'da Filistin'e destek için düzenlenen Kudüs Gecesi'ne İran büyükelçisinin katılması sert tepkilere neden oldu. Sincan'da tanklar yürüdü. Türkiye ve İran büyükelçilerini çekti. Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir, İran'ın terörist devlet muamelesi görmesi gerektiğini açıkladı.

Mitinglerde “Türkiye İran Olmayacak” sloganı daha gür atıldı. Dolar 100 lirayı aştı. Ve:

28 Şubat 1997'de “post-modern darbe” yapıldı. Erbakan'ın partisi RP hakkında Anayasa Mahkemesi'nde dava açıldı.

Ve beklenen oldu: Erbakan, 18 Haziran'da istifa etti. Aslında daha önce başbakanlıktan ayrılacaktı. Fakat:

Üç gün önce gerçekleştirdiği “doğumu” bekledi.

Neydi bu?

SADECE DÖRT GÖZ

Başbakan Erbakan…

Gerek 10-20 Ağustos 1996 ve gerekse 2-8 Ekim 1996 yurt dışı gezilerinde -Batı'nın (sadece dört göz) “four eyes only” dediği- baş başa görüşmelerde yedi muhatabına aynen şunu anlattı:

“Batı, Sovyetlerin çöküşünü yanlış değerlendirmektedir ve zafer sarhoşluğu içerisindedir. Dünyada tek kutuplu yeni bir düzen kurmayı hayal ediyorlar. Bunu yapabilecek medeniyet birikimine sahip değiller. Herkes Soğuk Savaş dönemi sonrasının daha iyi olacağını beklerken İslam coğrafyasında sıkıntılar ve çatışmalar olmaya başladı. (…)

Reklam
Reklam

Bizler nüfusu 50 milyondan büyük olan Müslüman ülkeler, bir araya gelirsek yaklaşık 900 milyonluk bir nüfusu temsil etmiş oluruz. Bu aynı zamanda çok büyük bir ekonomik güçtür. Ekonomik güç zamanla siyasi güce dönüşür. (…)

Bugün aramızda ticareti dolar üzerinden yapıyoruz. Bu durum bizim ticaretimize engel ve ülkelerimizin menfaatlerine aykırı bir durumdur. Bunun yerine ortak para birimi oluşturabiliriz. Hatta şu anda bile aramızdaki ticarette dolar kullanmamıza gerek yoktur. “Karşılıklı müzakereler planlananı bir-iki saat geçiyordu. Yetmiyor…

Örneğin: Erbakan yakın dostu Pakistan ana muhalefet lideri Gazi Hüseyin Ahmet'e, bu oluşumun gerçekleşmesine destek veren Benazir Butto hükümetinin yanında durmasını rica ediyordu. (Bilgileri, Erbakan ile bu toplantılara katılan Mete Gündoğan'ın “Narkoz” kitabından aldım.)

Sonuçta….

Erbakan, başbakanlıktan ayrılmasından üç gün önce, ilk yurt dışı gezilerine çıktığı yedi ülkenin katılımıyla, İngilizce D8 (Developing Eight) ve bizim tabirimizle M8 (Müslüman Sekiz) kuruluşunu gerçekleştirdi…

Reklam
Reklam

Ya sonra?

BAŞLARINA NE GELDİ

Erbakan'ın çabasıyla D8, 1997 yılında kuruldu.

Peki…

Kurulmasına katkıda bulunanların başına ne geldi:

3 Şubat 1997… Pakistan Başbakanı Benazir Butto Cumhurbaşkanı Faruk Leghari tarafından görevinden alındı. Sürgüne gitti. Öldürüldü.

18 Haziran 1997… Başbakan Erbakan istifa etmek zorunda bırakıldı.

2 Ağustos 1997... İran'da Cumhurbaşkanı Rafsancani koltuğundan oldu.

21 Mayıs 1998… Endonezya Devlet Başkanı Suharto istifa ettirildi.

8 Haziran 1998… Nijerya Devlet Başkanı Abacha yatağında ölü bulundu.

Keza:

Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek iktidardan düşürüldü. Malezya Başbakanı Mahathir bir süre sonra siyaseti bıraktığını açıkladı.

Bangladeş Başbakanı Hasina bir müddet hapis yattı, suikaste maruz kaldı. Ama -Cemaati İslami Partisi liderlerini idam etmesi karşılığında- iktidarda kalmayı başardı.

Tüm bunlar tesadüf olamaz!

Beş gün önce yapılan D 8 zirvesine İstanbul ikinci kez ev sahipliği yaptı.

Reklam
Reklam

Erdoğan açılışta şöyle dedi:

“Ülkelerimiz arasındaki ticarette artık milli para birimlerini kullanmanın önünü açarsak D-8 tarihinde bir devrime imza atarız. Dolar ve euro baskısında ekonomiyi eritmeye gerek yok. Milli ve yerli parayla ticaret yaparsak ülkelerimiz kazanır.”

20 yıl önce bu sözleri Erbakan söyledi."