"Sorumluluk Türklere ait değildir"

ANKARA (İHA) - Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Kopenhag Zirvesi'nde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin birliğe kabul edilmesi ve BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Kıbrıs'a ilişkin planı ile ilgili değerlendirmelere yer verildi.

Avrupa Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları'nın 12-13 Aralık 2002 tarihlerinde Kopenhag'da yaptığı zirve toplantısında, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) tek yanlı müracaatı üzerine Kıbrıs'ın Avrupa Birliği'ne üye olarak kabul edilmesi kararının hatırlatıldığı açıklamada, bu karara göre, fiilen sadece Ada'daki Rum Yönetimi'nin Avrupa Birliği'ne üye olmasının söz konusu olduğuna yer verdi.

Reklam
Reklam

Açıklamada, Kıbrıs'la ilgili 1959-60 anlaşmalarına göre, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurulduğu ve Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'ye garantörlük görevi verildiğini, ancak 1960 ortaklık devletinin 1963 yılında Rumlar'ca silah zoruyla yıkılmasından bu yana, adanın tümünü temsil etmeye yetkili tek bir devletin, hükümetin ve Parlamento olmadığını belirtildi.

Bugün Kıbrıs'ta iki ayrı halk ve bunların oluşturduğu iki ayrı demokratik sistem, iki ayrı hukuki düzen ve iki ayrı devletin olduğunun altının çizildiği açıklamada, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin egemen bir devlet olarak varlığını aynen sürdürmekte olduğuna işaret edildi.

Türkiye'nin BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonu çerçevesinde, Kıbrıs sorununa adil ve kalıcı bir çözüm bulunması yönündeki çabaları desteklediğinin belirtildiği açıklamada, "Esasında iki taraf arasında sürdürülen doğrudan müzakere süreci de KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Denktaş'ın girişimleri neticesinde mümkün olabilmiştir. Bilindiği gibi BM Genel Sekreteri, 11 Kasım 2002 tarihinde taraflara önerilerini sunmuş, söz konusu önerilerini 10 Aralık 2002 tarihinde gözden geçirerek taraflara yeniden iletmiştir. Sayın Denktaş, BM Genel Sekreteri'nin önerilerini müzakere etmeye hazır olduğunu bildirmiş, Sayın Denktaş'ın bu yaklaşımı Türkiye tarafından da desteklenmiştir. AB Kopenhag Zirvesi'nin marjında BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı De Soto ile sürdürülen istişareler sırasında Türk tarafı önerileri müzakere etmeye hazır olduğunu De Soto'ya teyid etmiştir. Buna mukabil De Soto, Rum tarafının BM Genel Sekreteri'nin önerilerini kabul ettiğini Türk tarafına teyid edememiştir. Dolayısıyla Kopenhag'da bu öneriler üzerinden bir çözüme varılamamış olmasının sorumluluğu Türk tarafına ait değildir" denildi.

Reklam
Reklam

Avrupa Birliği'nin uluslararası anlaşmaları ihlal ederek, Kıbrıs'ın geleceği ile ilgili tek taraflı kararlar almak ve uluslararası mükellefiyetler yapmak hakkına sahip olmadığının vurgulandığı açıklamada, Türkiye'nin AB Kopenhag Zirvesi'nin Sonuç Belgesi'nin Kıbrıs'la ilgili kararını hukuki ve siyasi bakımdan kabul etmediği kaydedildi. Açıklamada ayrıca, bu hususun AB üyesi ülkelere ve AB Komisyonu'na bildirildiği ifade edildi.

Açıklamada, Türkiye'nin bu anlayışla, Kıbrıs'ta barışın ve mevcut garantilerin devamını sağlayan, Türk-Yunan dengesini koruyan, adadaki iki tarafın egemenliğini ve eşitliğini kabul eden, uzlaşmaya dayalı yeni bir ortaklık oluşturulmasına yönelik bir siyasal anlaşmaya varılmasını arzu etmekte olduğunu ve BM Genel Sekreteri'nin önerilerinin müzakeresine devam edilmesini desteklemekte olduğu belirtildi.