Siyasi-sosyolojik analizleri her defasında dikkat çeken, uluslararası üne sahip sosyolog Nilüfer Göle, Today’s Zaman’da bugün yer alan “Monday Talk” söyleşisinde Türkiye’nin bugün geçmişe göre çok daha çoğulcu bir yapısı olduğunu; ancak ülkenin demokratik gelişiminde hâlâ riskler de bulunduğunu söyledi.
Göle, “Türkiye her geçen gün daha çoğulcu hale geldi. Bugün Türkiye 1950’lerde ve daha sonra 1990 sonrası dönemde tecrübe edilen çoğulculuğun çok daha ötesine geçmiş durumda. Artık Ermeni sorunu, Kürt sorunu gerçekten her gün tartışılıyor. Bir İslami cumhuriyette yaşadığımıza ve her şeyin kontrol altında tutulduğuna katılmıyorum,” dedi.
Akademik çalışmalarını bir süredir Fransa’da sürdüren ve sosyoloji alanında dünyanın önde gelen eğitim kurumlarından Paris’teki Sosyal Bilimler Akademisi’nde (Ecole des Hautes Etudes en Sciences Sociales) ders veren, Today’s Zaman’ın sorularını İstanbul’da yanıtlayan Göle’ye göre, Adalet ve Kalkınma Partisi toplumun içinde bulunduğu bu süreci durdurmadı; ancak parti toplumun çoğulcu yapısını yansıtan bir görünümde değil.
“Bana göre Türkiye çok çoğulcu bir yapıda ve Türkiye halkı farklılıklarını yüksek sesle dile getiriyor. Türkiye’de toplumun, bugün bu kadar çok şey dile getirebilmesi hayret verici. Ancak burada kırılganlık ihtimali ve bu durumun sürmeyeceği endişesi de var. Bir belirsizlik var,” diye devam eden Göle, belirsizliğin demokrasilerde gerekli olduğunu; ancak bunda en önemli unsurun şiddete yönelmemek olduğunu belirtti.
Bu nedenle belirsizliklerin şiddete yol açmayacağı konusunda toplumun güvence görmek istediği bir dönemden geçtiğini de söyleyen Göle, halkın diktatörlük ve askeri idare gibi seçeneklerin devre dışında kalacağına dair güvene ihtiyacı olduğunu kaydetti; “Şeriat geliyor” gibi söylemlere ise hiçbir zaman inanmadığını belirtti.
İktidar partisine başarı ya da başarısızlık konusunda herhangi bir not vermediğini söyleyen Göle, “Belli ki oldukça başarılı,” dedi ve Türkiye’de gerçekleşen olumlu gelişmelerde AK Parti’nin de katkıları olmakla beraber, bunda Türkiye’nin geçmişten gelen laik geleneğinin, liberal ekonomik politikaların devamının, Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinin sürdürülmesinin de etkili olduğunu belirtti.
“Eğer AK Parti bugün Ortadoğu’da bu kadar önemliyse ve bir model olarak görülüyorsa, bu aynı zamanda Türkiye’nin laik geleneğine ve Avrupa Birliği’ne üyelik süreci yüzünden. AKP, kökleri 1970’lerden beri parlamento sisteminde olan bir siyasi parti,” diyen Göle, iktidar partisinin Türkiye’deki değişim sürecinde Müslüman hareketleri de değiştireceğini öngördüğünü; ancak partinin Ortadoğu’da bu şekilde bir rol modeli olmasının öngörülmediğini söyledi.
Bugün Türkiye’nin Ortadoğu’da bu derece öneme sahip olmasının ardında Turgut Özal’ın da rolü olduğunu belirten Göle, bu sayede girişimcilerin Libya, Suriye ve benzeri başka yerlerde yatırım yaptığını sözlerine ilave etti. Türkiye’nin Ortadoğu’da popüler dizi filmleriyle de bölgeye kültürel bir giriş yaptığını kaydeden Göle, AK Parti’nin bütün yapılanlara vizyon katmayı başardığını, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile gerçekleştirdiği uluslararası ilişkiler sayesinde politikalara şekil vermeyi bildiğini ve bunun da yine Türkiye’nin temsil ettiği gerçeklikler üzerinden olduğunu söyledi.
Bu arada ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin durumu konusunda da soruları cevaplayan Göle, kendisini AK Parti’nin politikalarına yakın hissetmeyenler için yeni CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu sayesinde, eksikliği çok hissedilen bir alternatifin oluştuğunu da belirtti.
Göle’ye göre Meclis’te çok daha fazla parti temsil edilirse, Türkiye için daha iyi olacak; çünkü bu sayede yeni anayasa yapımı için gereken fikir birliği de sağlanacak.
Ünlü sosyolog Göle’nin 1986’da yazdığı “Mühendisler ve İdeoloji” isimli ilk kitabı Özal döneminde yaşanan toplumsal değişimi anlatıyordu. Sonra gelen “Modern Mahrem” toplumda dinin yükselişini kadın üzerinden irdeledi. Göle’nin daha sonraki kitapları arasında “İslam ve Modernlik Üzerine Melez Desenler”, “İslam’ın Yeni Kamusal Yüzleri” ve “İç İçe Girişler: İslam ve Avrupa” bulunuyor.
Göle, Today’s Zaman’daki söyleşisinde Avrupa’daki Müslümanların vatandaşlık haklarından kaynaklanan taleplerini daha fazla seslendirdiklerini ve bu sayede daha görünür olduklarını da anlatıyor; ancak bunun Avrupa’nın pek çok yerinde henüz köklü bir İslami gelenek bulunmadığı için kolay olmadığını da söylüyor.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz