İSTANBUL (İHA) - Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, "Asılsız soykırım iddialarında bulunanların hiçbir dayanağı yoktur" dedi.
Orgeneral Özkök, Harp Akademileri Komutanlığı'nda yaptığı "Yıllık Değerlendirme Konuşması"nda bölgesel ve etnik kökenli savaşların hala önemini koruduğunu belirterek, "Güvenlik kavramının gelişmesiyle birlikte, güvenliğin boyutları da değişmiştir. Güvenlik de bir yerde küreselleşmiştir. Küresel ekonomi ve küresel güvenlik birbirini tamamlayan iki önemli kavram olarak ortay çıkmıştır" dedi. Özkök, dünyadaki büyük finans çevrelerinin, konunun ekonomik boyutuyla ilgilendiğini kaydederek, "Günümüzde küreselleşme ve ulusal egemenlik arasında bir mücadele olduğu doğrudur. 'Ben egemenim, kendi ülkemde ne istersem onu yaparım, başkası bana karışamaz' şeklinde düşünen devletlere karşı küresel güvenliğin önemini savunan ülkeler 'Sen her istediğini yapamazsın; çünkü senin yaptığın şeyler başkasına zarar verebilir' diye düşünebilirler. Günümüzün küresel güçleri, bu sistemin dışında kalan devletlerin, terörü, amaçları için vasıta olarak kullanmalarına şiddetle tepki göstermektedirler" diye konuştu.
Orgeneral Özkök, Türk-Amerikan ilişkilerinde her iki ülkenin de birbirine ihtiyaç duyduğunu söyledi. "Türk-ABD ilişkileri kötü günler geçirdi" yönündeki söylemlerin doğru olmadığını dile getiren Özkök, "Avrupa Birliği (AB) ile ilgili Avrupa'da Türkiye aleyhtarı bir hava var. AB, Türkiye üzerinden Asya pazarına açılabilir, AB üyeleri bunu iyi anlamalıdır. İsteğimiz; başımız dik ve gönlümüz rahat olarak AB'ye girmektir" açıklamasında bulundu. Orgeneral Özkök, ABD Silahlı Kuvvetleri'nin gelecekte klasik bir harpten ziyade isyancılarla, terör şebekeleriyle, yönetim etkinliği kaybolmakta olan devletlerle mücadele edeceği ve kuvvetlerin bu tehditlere göre yapılandırılacağının ifade edildiğini belirterek, "Bir ülkenin dünya üzerindeki gücü, o ülkenin milli güç unsurları ve coğrafyasıyla yakından ilgilidir. Milli güç unsurlarıyla birlikte bir ülkenin dünya üzerinde işgal ettiği konum, onun politikalarını belirlemektedir. Çin'in, Hindistan'ın ve Brezilya'nın 'yeni küresel aktörler' olarak takdim edilmesinde, kalabalık nüfuslarının yanında parlak bir ekonomiye sahip olmalarının da rolü büyük. Zengin büyük doğal kaynaklara sahip olmak da ülkeler açısından büyük önem taşımaktadır" dedi.
ERMENİSTAN VE SOYKIRIM İDDİALARI Birleşmiş Milletler'in (BM) yeniden yapılandırılması için bir dizi çalışma başlatıldığını belirten Özkök, "BM'nin daha demokratik bir çalışma tarzına sahip olacağı beklenmektedir" diye konuştu. Özkök, Ermenistan'ın, Türkiye'nin toprak bütünlüğünü tanımadığını, uluslararası arenada asılsız Ermeni soykırımı iddialarının tanınması için girişimlerde bulunduğunu hatırlatarak, "Ermenistan, Azerbaycan topraklarının büyük bölümünü işgal altında bulundurmaktadır. Bu iddialarla ilgili Türkiye Cumhuriyeti'ne herhangi bir hükümlülük intikal etmemiştir. Cereyan eden olaylarda Türk ve Ermeni vatandaşları ölmüştür. Savaş içinde bulunan Osmanlı, kendisine isyan eden işgalci devletlerle işbirliği yapan, Türk halkına karşı katliamlar başlatan, bağımsızlık için silahlı siyasi faaliyetlere başvuran Ermeni kuruluşlarından dolayı 1915 Mayıs ayında bir hareket başlatmıştır. Osmanlı, içinde bulunduğu zor şartlara rağmen hareketin güvenli ve sağlıklı yapılabilmesi için mümkün olan tüm tedbirleri almıştır. Soykırım, bilindiği gibi 'özel bir kasıtla eylemlere başvurulması' şeklinde tanımlanmaktadır. Asılsız soykırım iddialarında bulunanların hiçbir dayanağı yoktur" şeklinde konuştu.
Orgeneral Özkök, Çin ile de yakın bir işbirliği içine giren Rusya'nın, ABD ile karşı karşıya gelebileceğini söyledi. Özellikle Gürcistan, Ukrayna ve Kırgızistan'da gerçekleşen iktidar değişikliklerinin, Rusya'nın bölgedeki menfaatlerini zedelediğinin altını çizen Özkök, "Rusya, sahip olduğu coğrafyada doğal kaynaklar ve bilgi birikimiyle küresel bir güç olma potansiyeline sahiptir. Ortadoğu bölgesi, daima dünyanın öncelikli konusu olmuştur. Bu bölgede enerji birikimini sağlayacak gerginliklerin daima var olacağı unutulmamalıdır. Anlaşmazlıklar olsa da küresel aktörler arasında belli bir anlayış mevcuttur. Başta ABD olmak üzere önemli küresel aktörler, bu bölgeyi uluslararası terörün ana kaynağı olarak görmekte ve bunun nedeni olarak bölgedeki demokratikleşme eksikliğini işaret etmektedirler. Bölgeyle ilgili uzun vadeli ve kapsamlı projeler geliştirilmektedir" dedi.
BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ Orgeneral Hilmi Özkök, Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP), 22 Arap ülkesiyle Afganistan ve Pakistan'ı da kapsadığını vurgulayarak, "Bu bölge, tehditleri oluşturan faktörlerin yoğunlaştığı kilit bir bölge olarak görülmektedir. ABD bu bölgede tehditler ortaya çıkmadan, kaynağından etkisizleştirmek maksadıyla bir dizi tedbirler almak düşüncesindedir. Bu proje kapsamında politik boyutta demokratik süreci destekleme, kadına toplumda eşit haklar sağlama, hukukun üstünlüğü, dini konularda tolerans, sivil toplum örgütlerinin güçlendirilmesi amaçlanmaktadır. Ekonomi ve eğitim boyutunda ise pazar ekonomisi ve yerli para piyasalarının güçlendirilmesi, eğitim imkanlarının yaratılması, ekonomik canlanmanın sağlanması, refahın tüm halk katmanlarına yayılması suretiyle talebin artırılması hedeflenmektedir" diye konuştu.
Projenin güvenlik boyutu konusuna da değinen Özkök, "Güvenlik boyutunda ise ülkelerin ABD ve Avrupalı müttefikleriyle ortak güvenlik konularında birlikte çalışmaya teşvik edilmesi ön görülmektedir. Jeopolitik konumu nedeniyle bu projeyle birlikte Türkiye'nin adı da anılmaktadır. Bir kısım çevreler Türkiye'yi 'Ilımlı İslam' modeli olan bir ülke olarak tanımlamak istediler. Türkiye, laik demokratik ve sosyal bir hukuk devletidir. Türkiye ne bir İslam devleti ne de İslam ülkesidir. Türkiye'yi model olarak göstererek nüfusunun büyük bir bölümü Müslüman ülkelerin kolaylıkla demokratik bir yapıya dönüşeceği sonucunu çıkarmak da mümkündür. Burada unutulan husus, laikliğin Türk demokrasisinin oluşmasında ana güç olmasıdır. Laikliğin Türkiye'de geçirdiği tarihsel süreç göz ardı edilmemelidir. 'Laiklik' ilkesi Türkiye Cumhuriyeti'ni oluşturan tüm değerlerin kilit taşıdır. Türkiye bu nitelikle Türkiye Cumhuriyeti olarak model gösterilebilir. Başka ülkelerin kabul edeceği 'Ilımlı İslam' modeline dönüştürülmesi halinde bu yaklaşıma ulusça karşı çıkılacağı göz ardı edilmemelidir" açıklamasında bulundu. Özkök, "Yakın Çevremize Nasıl Bakıyoruz?" başlığı altında sürdürdüğü konuşmasında, şunları söyledi:
"Ülkemizin güvenlik kaygıları hangi noktalarda yoğunlaşmaktadır. Kuzeyden başlamak gerekirse Karadeniz'in önemi gün geçtikçe artmaktadır. Uyuşturucu kaçakçılığı ve terörizme karşı alınan önlemler Akdeniz ve Anadolu'da artmaya başlayınca bu illegal faaliyetlerin Karadeniz üzerinden gerçekleştirilmesi girişimleri artmıştır. Bir deniz operasyonu başlatılmıştır. Bu operasyon kapsamında şüpheli gemiler takip edilmektedir."
Her ülkenin kendi yaşam tarzını kendisinin seçtiğinin altını çizen Özkök, İran konusunda kuşkular duyulduğunu söyledi. Orgeneral Özkök, "İran'ın geçmişte rejimini Türkiye de dahil olmak üzere bazı ülkeleri etkilemek için kullandığına dair kuşkular duyulmuştur. Bu durum bizi rahatsız etmiştir. İran'ın nükleer çalışmalarını diğer ülkeler gibi biz de kaygıyla izlemekteyiz. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'ndan gizli olarak nükleer tesisler yaptığı saptanmıştır. Kuzey Kore'den başlayıp Hindistan, Pakistan ve İran üzerinden geçen ve bölgemizdeki diğer nükleer güçlere uzanan eksen büyük hassasiyet teşkil etmektedir. Bu sorunun barışçıl yönlerden çözümlenmesini istiyoruz. İngiltere Almanya ve Fransa'nın üçlü girişiminin çabalarını destekliyoruz."