"Söz söylemeye hakları yok"

LEFKOŞA (İHA) - Kıbrıs Türk halkının özgürlük mücadelesi önderi Dr. Fazıl Küçük, 22'nci ölüm yıldönümünde Anıttepe'deki kabri başında düzenlenen törenle anıldı.

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın da katıldığı tören saat 10.15'te protokol sırasına göre anıta çelenklerin sunulmasıyla başladı. Dr. Küçük'ün ebediyete intikal ettiği saat olan 10.28'de saygı marşı ve sirenler eşliğinde saygı duruşu yapıldı, ardından İstiklal Marşı eşliğinde bayraklar göndere çekildi ve yarıya indirildi.
Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Hayat Güven, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri (KTBK) Komutanı Korgeneral Hasan Memişoğlu ile Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Tevfik Özkılıç'ın anıt özel defterini imzalamasıyla devam eden tören, Talat'ın konuşmasının ardından Müze'nin gezilmesiyle tamamlandı.

Reklam
Reklam

Anıttepe'deki törene Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Dr. Küçük'ün eşi Süheyla Küçük başta olmak üzere ailesi, Başbakan Ferdi Sabit Soyer, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Aydan Karahan, KTBK Komutanı Korgeneral Hasan Memişoğlu, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Tevfik Özkılıç ile diğer üst düzey komutanlar, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş, ana muhalefetteki Ulusal Birlik Partisi'nin (UBP) Genel Sekreteri Hüseyin Özgürgün, bazı bakan ve milletvekilleri ile dernek, kurum, kuruluş temsilcileri, öğrenciler ve sevenleri katıldı.

Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat törende yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk halkının; ölümünün 22. yıldönümünde, lideri Dr. Fazıl Küçük'ün kabri başında, O'nun manevi huzurunda, O'na bağlılığını, O'nun gösterdiği yolda yürümeye devam edeceğini bir kez daha teyit ettiğini söyledi.

Talat, Dr. Küçük'ün anıldığı törendeki konuşmasında Kıbrıs sorunu konusuna da değindi ve Güney Kıbrıs Rum yönetiminin, KKTC üzerinde herhangi bir söz hakkı olmadığını vurguladı. C

Reklam
Reklam

"BM'NİN MUHATABI KKTC'NİN MEŞRU MAKAMLARIDIR" Cumhurbaşkanı Talat, bunun meşru bir iddia olduğunu ve herkes tarafından çok iyi anlaşılması gerektiğini söyledi. Bu konunun, herhangi bir kuşkuya yer bırakmayacak kadar açık ve net olduğunu ifade eden Talat, "Kuzey Kıbrıs'la ilişki kurulacaksa, bizlerle ilişki kurulacaksa, ilişki bizlerle kurulacak, Güney Kıbrıs üzerinden değil. Güney Kıbrıs Rum yönetiminin, Kuzey Kıbrıs'la ilgili söz söyleme ve karar verme hakkı kesinlikle yoktur. Bunu bu tepeden, liderimiz Dr. Küçük'ün manevi huzurundan tüm dünyaya haykırmak istiyorum" dedi.

BM'nin, Kuzey Kıbrıs'ı kalkındırmak için bir fon oluşturacaksa bunun muhatabının KKTC'nin meşru makamları olduğunu vurgulayın Talat, muhatabın Güney Kıbrıs olamayacağını, istişarenin onlarla değil, KKTC makamlarıyla yapılacağını söyledi. Talat, bu ve bunun gibi pek çok konuda, uluslararası toplumun, politikalarını, Kıbrıs Türk halkının temsilcileriyle birlikte, diyalog içinde yeniden değerlendirmesi gerektiğinin altını çizerek şöyle konuştu:

Reklam
Reklam

"Herhangi birisine meydan okumuyorum. Herhangi bir kurumu karışma alıp ona herhangi bir tehditte bulunmuyorum. Böyle bir niyetim asla yok. Yel değirmenleriyle dövüşme niyetim de yok. Ama Kıbrıs Türk halkının onurunu korumakta son derece kararlıyım."

Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, bundan sonraki süreçte esneklik ile kararlılığı, uzlaşma ile ödünsüzlüğü birleştirerek hedefe varacaklarını söyleyerek, esnekliğin "kararsızlık" demek olmadığını kaydetti. Talat, Kıbrıs Türk halkının, esneklik ile kararlılığı, uzlaşma ile ödünsüzlüğü birleştirme başarısını göstererek Dr. Küçük'ün gösterdiği yoldan, O'nun ışığıyla hep ileriye gideceklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Talat, Kıbrıs Türk halkının meşru ve yasal kurumu olduğunu vurguladığı KKTC'nin, kendisine bağlı bütün kurumlarıyla dünyayla bütünleşme sürecini yaşaması ve ileriye götürmesi gerektiğini belirtti.

"YASALLIK TARTIŞMASINDA GÜNEY KIBRIS BİZİMLE BOY ÖLÇÜŞEMEZ" Talat, Güney Kıbrıs'tan gelen seslerin Kuzey Kıbrıs'taki hiçbir şeyin yasal ve meşru olmadığını iddia ettiğini anlatarak, KKTC'deki bütün kurum ve makamların Güney Kıbrıs Rum yönetimindeki kurum ve makamlardan daha yasal ve meşru olduğunu söyledi.

Reklam
Reklam

Güney Kıbrıs Rum yönetiminin bağlı olduğunu söylediği anayasayı birçok noktada delik deşik ederken, KKTC'nin bağlı olduğu anayasayı tamamen uyguladığını kaydeden Talat, "O yüzden yasallık tartışmasında Güney Kıbrıs'ın bizimle boy ölçüşmesi söz konusu değildir. Meşruiyet konusunda da KKTC daha sağlam bir zemindedir" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Talat, KKTC'deki kurumlar ve makamların Kıbrıs Türk halkı tarafından seçilen ve kurulan makamlar olduğunu; buna bağlı olarak da sadece Kıbrıs Türk halkını temsil ettiğini söylediğini anlattı. Güney Kıbrıs Rum yönetiminin kurumları ve makamlarının ise Kıbrıs Rum halkı tarafından seçilmesine karşın, onların, bütün Kıbrıs'ı yönettiğini öne sürdüğüne işaret eden Talat, bu nedenle Rum yönetiminin meşruiyet konusunda da sınıfta kaldığını belirtti.

Talat, Dr. Küçük'ün gösterdiği yolun, Kıbrıs Türk halkının toplumsal bilincini geliştirmesi, var oluşu, kendi yönetimini oluşturması ve bir ülkede bağımsız bir toplum olarak dünyayla bütünleşmesi olduğuna dikkat çekti. Dr. Küçük'ün bu yol göstericiliğinin daha sömürge yıllarında, Kıbrıs Türk halkının bir devlet çatısı altında bir araya gelmesinden önce toplum bilincinin oluşması sürecinde görüldüğünü anlatan Talat, O'nun, Kıbrıs Türkünün Kıbrıs Türk halkı, Kıbrıs Türk toplumu olarak bir araya gelmesinde, birliğini ve bütünlüğünü sağlamasında öncü bir rol oynadığını söyledi.

Reklam
Reklam

Talat, tanımlanmış düşmanlar, tanımlanmış mücadele odaklarının daha az belirgin olduğu o yılların, bu nedenle zor bir dönem olduğunu ifade ederek, "Toplumu bir araya getirmek, onları bilinçlendirmek ve o bilinçle mücadeleye yönetmek kolay bir iş değildi" dedi. Talat, Dr. Küçük'ün o kolay olmayan işi başardığını, onun için toplum lideri olduğunu belirterek, O'nun arkasından gelenlerin mücadeleyi sürdürdüğünü kaydetti.

"DR. KÜÇÜK, KIBRIS TÜRKÜNÜ CUMHURİYETİN MEKANİZMALARINDA TUTTU" Bunları başaran Dr. Küçük'ün, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kuruluşuna Kıbrıs Türk halkının lideri olarak imzayı attığını anımsatan Talat, Küçük'ün daha sonraları Kıbrıs Türklerinin Kıbrıs Cumhuriyeti'ndeki eşitliğini sağlama uğraşının öncülüğünü de yaptığını belirtti.

"Dr. Küçük, Cumhurbaşkanı Muavini olarak, 1963'te Rum saldırılarıyla Kıbrıs Cumhuriyeti'nin yıkılışına kadar, Kıbrıs Türk halkını direngen bir şekilde cumhuriyetin mekanizmalarında tuttu" diyen Cumhurbaşkanı Talat, Kıbrıs Rum yönetiminin, adadaki Türk halkını devletin kurumlarından dışlamasıyla birlikte var oluş mücadelesinin ve yıllarının hep birlikte yaşandığını kaydetti.

Reklam
Reklam

Talat, Dr. Küçük'ün her dönem gazetesi "Halkın Sesi"ni bir örgütlenme ve bilinç aracı olarak kullandığını anlatarak, bir gazetenin, o karanlık, sıkıntılı dönemlerde nasıl bir rol oynayabileceğinin en iyi örneğinin Dr. Küçük ve Halkın Sesi gazetesinde görüleceğini vurguladı.

Savaş yıllarında Kıbrıs Türk halkının var oluş mücadelesinin ciddi ve kararlı bir şekilde sürdürüldüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, 1974 Barış Harekatı'nın, Kıbrıs Türklerini adanın kuzeyinde toplayarak, onun devletleşme sürecinde önemli bir dönüm noktası olduğunu söyledi. Talat, Cumhurbaşkanı Muavini olmasa da o dönemde de Dr. Küçük'ün Kıbrıs Türk halkının lideri olmaya devam ettiğini vurgulayarak, gazetesiyle birlikte manevi yol göstericiliğini sürdürdüğünü belirtti.
Cumhurbaşkanı Talat, Kıbrıs Türk halkının 7'den 70'e Dr. Küçük'ün kimliğini ve kişiliğini bildiğini kaydederek, "Bu nedenle konuşmamda Küçük'ün yol göstericiliğine, halka verdiği güce değiniyorum" şeklinde konuştu.

Dünyadaki bugün yaşanan değişimin, pek çok şeyin tanımını bile değiştirdiğini, bu değişimin birçok siyasi durumun yeniden tanımlanmasını gündeme getirdiğini ifade eden Talat, "Kıbrıs Türk halkı bu değişimi yakalamak, bu değişime uygun politikalarla ileriye gitmek, dünyayla bütünleşmek göreviyle karşı karşıyadır. Artık, Kıbrıs Türk halkı siyasetin nesnesi değil, öznesi olmak durumundadır. Siyaseti belirlemek, siyaseti yürütmekle görevlidir. KKTC yöneticileri bu bilinçle hareket etmek durumundadır. KKTC'nin tüm kurumlarını değiştirerek çağdaş dünyayla bütünleştirme göreviyle yükümlüdür" diye konuştu.

Reklam
Reklam

"BUGÜN GELİNEN AŞAMA YENİ POLİTİKALARI ZORUNLU KILIYOR" Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, 1970'li yıllarda Kıbrıslı üniversite gençliği olarak Türkiye'deki siyasi akımlardan da etkilenerek siyaset yapmaya çalıştıkları zamanlarda Dr. Küçük'ün gazetesinin sayfalarını kendilerine açtığını anımsatarak, gençlerle aynı görüşü paylaşmasa da, gençlere söz söyleme hakkı tanıyarak demokrasiye olan inancını ortaya koyduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Anıttepe özel defterine ise şunları yazdı:
"Aziz lider Dr. Küçük; ölüm yıldönümünde bir kez daha huzurundayız. Yaşamın boyunca önderlik ettiğin, Kıbrıs Türk halkının daha bir güçlendiği, dünyayla daha sağlıklı diyaloga girdiği günler yaşıyoruz. Kıbrıs Türkünün dünyalı bir toplum olarak varlığının pekişmesi ve dahası dünya tarafından anlaşılması, senin verdiğin mücadelenin değerini artırıyor.

Zor günlerden geçtik. O zor ve karanlık günlerde azimle, kararlılıkla, gerektiğinde esneklikle yürütülen mücadelenin bugün geldiği aşama yeni politikaları zorunlu kılıyor. Bu anlayışla çalışırken siyasal eşitliğimizin, iki bölgeli bir yapının sağlanacağı bütünlüklü çözüm temel hedefimiz olmaya devam ediyor.
Aydınlattığın yolda ilerleyerek başarıya ulaşacağımızdan eminim. Huzurunda saygıyla eğiliyoruz."
Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Aydan Karahan ise özel deftere duygularını şu satırlarla aktardı:
"Dr. Küçük; ebediyete intikalinin 22'nci yıldönümünde Kıbrıs Türkünün yıllardır özveriyle sürdürdüğü haklı ve çetin mücadeledeki dirayetli önderliğinizi minnet ve şükranla anıyoruz.
Geçmişte olduğu gibi bugün de Kıbrıslı Türk kardeşlerimizle birlikte, sizin yaktığınız meşaleyi taşıyor, geleceğe duyduğumuz güven ve inançla aziz hatıranız önünde saygıyla eğiliyoruz."

Reklam
Reklam

"KIBRIS TÜRK HALKI SİZİ ASLA UNUTMAYACAK" KTBK Komutanı Korgeneral Hasan Memişoğlu ise şunları yazdı:
"Aziz lider Dr. Küçük; kalbimizde, kahraman Kıbrıs Türkünün şanlı varoluş mücadelesinin temeli ve ruhunu temsil eden eşsiz önderliğinizin kıymetli hatırasıyla huzurunuzdayız.
Özünü, büyük Türk milletinin halis karakterinden, temelini yüce önder Atatürk'ün ilke ve inkılaplarından alan şaşmaz bakış açınızla yön verdiğiniz mücadele Kıbrıs Türkünü hakkı olan özgürlük ve barışa ulaştırarak hedefine ulaşmıştır. Türk milleti ve kahraman Kıbrıs Türk halkı, var oluş mücadelesine yaptığınız değerli katkıları ve bu uğurda göstermiş olduğunuz emsalsiz fedakarlıkları asla unutmayacak, onları bir gurur timsali ve milli bir tecrübe kaynağı olarak sonsuza dek kalbinde yaşatacaktır.
KTBK vermiş olduğunuz mücadele ve fikirlerinizin idraki içinde olacaktır. Yüksek şahsiyetinizi minnetle anıyor, manevi huzurunuzda saygıyla eğiliyoruz."
Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Tevfik Özkılıç'ın özel deftere yazdıkları ise şöyle:
"Aziz liderimiz Dr. Fazıl Küçük; Kıbrıs Türk halkının zülüm ve haksızlığa karşı direnişi ve insanca yaşama hakkı mücadelesi, eşsiz önderliğiniz ve kıymetli fikirleriniz ışığında başarıya ulaşmış ve Kıbrıs Türk halkı huzur ve güven içinde yaşadığı bir vatana sahip olmuştur.
Artık bu milletin başı diktir ve ayakları yere basmaktadır. Haklı ve onurlu mücadele sonunda kurulan KKTC'yi savunmakla görevli Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı'na komuta etmek benim için bir şeref ve en kutsal vazifedir.
Bizlere emanet edilen bu kutsal toprakların her zaman yılmaz bekçileri olacağız. Manevi huzurunuzda saygıyla eğiliyoruz."