Sözcü gazetesi sahibi ve yazarları hakkındaki davada karar

Sanık Emin Çölaşan hakkında verilen kararda, suç konusunun önem ve değeri, sanığın toplumda tanınan gazeteci olması nedeniyle suça konu yazılarıyla örgüt lehine toplumda oluşturduğu algının boyutu, böylelikle örgüte sağlanan fayda, sanığın kastının yoğunluğu, meydana gelen zarar ve tehlikenin dikkate alındığı belirtildi - Sanık Necati Doğru hakkındaki karara, sanığın 15 Temmuz hain darbe girişiminden iki gün sonra yazmış olduğu ''Naylon Darbe'' başlıklı yazı ile örgüt tarafından darbe girişiminden hemen sonra oluşturulan ''kontrollü darbe'', ''tiyatro'' gibi algılara hizmet eder şekilde örgüt lehine sağladığı algının boyutu, böylelikle örgüte sağlanan faydanın boyutu, sanığın kastının yoğunluğu ile meydana gelen zarar ve tehlike gerekçe gösterildi - Gazetenin genel yayın yönetmeni sanık Metin Yılmaz ve gazetenin internet sitesinin genel yayın yönetmeni hakkında verilen kısa kararda ise 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişiminden sonra örgüt lehine yapılan haberler, örgüte ait kapatılan Zaman gazetesi ile benzer şekilde haberlerin yapılması, toplumda örgüt lehine algı oluşturma çabasına girilmiş olması, örgüt lehine toplumda oluşan algının boyutu, Basın Kanunu'ndaki sorumluluk ilkesi gereğince sanıkların gazetenin ve sitenin genel yayın yönetmeni olması nedeniyle yapılan haberlerdeki sorumluluğuna dikkat çekildi

İSTANBUL (AA) - Sözcü gazetesinin sahibi Burak Akbay, yazarları Emin Çölaşan ve Necati Doğru ile genel yayın yönetmeni Metin Yılmaz'ın da aralarında bulunduğu 9 sanığın yargılandığı davada verilen kararın kısa gerekçesi de belli oldu.

İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nce bugün yapılan duruşmada verilen kararın kısa gerekçesinin detayları ortaya çıktı.

Mahkeme heyeti, gazetenin yazarı sanık Emin Çölaşan'ın, ''FETÖ'ye bilerek ve isteyerek yardım etme'' suçundan sübut bulan eylemin sevk maddesi gereğince, suç konusunun önem ve değeri, sanığın toplumda tanınan gazeteci olması nedeniyle suça konu yazılarıyla örgüt lehine toplumda oluşturduğu algının boyutu, böylelikle örgüte sağlanan fayda, sanığın kastının yoğunluğu, meydana gelen zarar ve tehlike dikkate alınarak 5 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmasına hükmetti.

Reklam
Reklam

Sanığın örgüt içerisindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme konumunda bulunduğu, suçun işlenmesindeki özellikler ve örgüte yardımın boyutu dikkate alınarak verilen cezanın 2 yıl 10 aya düşürülmesini kararlaştıran heyet, sanığın işlediği suçun Terörle Mücadele Kanunu'nun sayılan suçlardan olması sebebiyle cezanın 4 yıl 3 aya yükseltilmesine, sanığın geçmişi, yargılama sürecindeki davranışları, sosyal ilişkileri, cezanın geleceği üzerindeki olası etkilerini dikkate alarak cezayı 3 yıl 6 ay 15 güne düşürdü.

Heyet, sanık Necati Doğru'nun, üzerine atılı ''FETÖ'ye bilerek ve isteyerek yardım etme'' suçundan sübut bulan eylemin uyan sevk maddesi gereğince, suç konusunun önem ve değeri, 15 Temmuz hain darbe girişiminden hemen sonra 17 Temmuz 2016 tarihinde toplumda tanınan gazeteci olan sanığın yazmış olduğu ''Naylon Darbe'' başlıklı yazı ile örgüt tarafından darbe girişiminden hemen sonra oluşturulan ''kontrollü darbe'', ''tiyatro'' gibi algılara hizmet eder şekilde örgüt lehine sağladığı algının boyutu, böylelikle örgüte sağlanan faydanın boyutu, sanığın kastının yoğunluğu, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı dikkate alınarak 5 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi.

Reklam
Reklam

Sanığın örgüt içerisindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme konumunda bulunduğu ve suçun işlenmesindeki özellikler ve örgüte yardımın boyutu dikkate alınarak verilen cezanın 2 yıl 10 aya düşürülmesini kararlaştıran heyet, sanığın işlediği suçun Terörle Mücadele Kanunu'nun sayılan suçlardan olması sebebiyle cezanın 4 yıl 3 aya yükseltilmesine, sanığın geçmişi, yargılama sürecindeki davranışları, sosyal ilişkileri, cezanın geleceği üzerindeki olası etkilerini göz önüne alarak cezayı 3 yıl 6 ay 15 güne düşürdü.

- Genel yayın yönetmeninin sorumluluğu

Mahkeme heyeti, gazetenin genel yayın yönetmeni sanık Metin Yılmaz ile gazetenin internet sitesinin genel yayın yönetmeni Mustafa Çetin'i, üzerlerine atılı ''FETÖ'ye bilerek ve isteyerek yardım etme'' suçundan sübut bulan eylemin uyan sevk maddesi gereğince, gazetenin 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişiminden sonra örgüt lehine yapmış olduğu haberler, örgüte ait kapatılan Zaman gazetesi ile benzer şekilde haberlerin yapması, böylelikle Sözcü gazetesinde ve internet sitesinde yapılan haberler ile toplumda örgüt lehine algı oluşturma çabasına girilmiş olması, örgüt lehine toplumda oluşan algının boyutu, Basın Kanunu'ndaki sorumluluk ilkesi gereğince sanıkların gazetenin ve sitenin genel yayın yönetmeni olması nedeniyle yapılan haberlerden sorumluluğu ve örgüte sağlanan faydanın boyutunu dikkate alarak, ayrı ayrı 5 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırdı.

Reklam
Reklam

Sanıklar Çetin ve Yılmaz'ın örgüt içerisindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme konumunda bulundukları, suçun işlenmesindeki özellikler ve örgüte yardımın boyutu dikkate alınarak verilen cezaların 2 yıl 8 aya düşürülmesini kararlaştıran heyet, sanıkların işlediği suçun Terörle Mücadele Kanunu'nun sayılan suçlardan olması sebebiyle cezaları 4 yıla yükseltip sanıkların geçmişi, yargılama sürecindeki davranışları, sosyal ilişkileri, cezanın gelecekleri üzerindeki olası etkilerini dikkate alarak cezaları ayrı ayrı 3 yıl 4 aya düşürdü.

Mahkeme heyeti, sanıklar Yücel Arı, Yonca Yücekaleli ve Bekir Gökmen Ulu'yu da ''FETÖ'ye bilerek ve isteyerek yardım etme'' suçundan 2 yıl birer ay hapis cezasına çarptırdı. Heyet, bu sanıklara yönelik kısa gerekçesinde de suç konusunun önem ve değeri, suçun işlenmesindeki özellikler ve sanıkların kastının dikkate alındığını belirtti.

Mahkeme heyeti, Sanık Burak Akbay'ın savunmasının alınmamış olmasını ve hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı bulunmasını dikkate alarak, Akbay hakkındaki dosyanın ayrılmasına ve çıkarılan yakalama emrinin devamına hükmetti.

Reklam
Reklam

Heyet, sanık Mediha Olgun'un ''FETÖ'ye bilerek ve isteyerek yardım etme'' suçundan cezalandırılmasının talep edildiğini ancak dosya kapsamı ve toplanan delillerden atılı suçun sanık tarafından işlenmediğine hükmederek, beraat kararı verdi.

- Karar sonrası açıklama

Kararın ardından gazetecilere açıklama yapan Sözcü gazetesinin avukatı İsmail Yılmaz, kararın hukuka aykırı olduğunu savunarak, "Delilsiz bir dosyadan müvekkillerimize haksız ceza verilmiştir. Bu cezaların hiçbir şekilde kabul edilecek tarafı yoktur. Üstelik son çıkan yargı reformu, düşünce suçlarını suç olmaktan çıkarmıştır. Buna rağmen yargı reformu hiçe sayılmış, görmezden gelinmiştir. Demek ki yargı reformu boşuna çıkarılmıştır." dedi.

Bu tip davalar nedeniyle yargıya güvenin azaldığını öne süren Yılmaz, "Bundan sonraki süreçte, mahkemenin bu kararına gerekli itirazları yapacağız.Yüksek yargının bu yanlışları görüp düzelteceğine ve adil bir karar vereceğine inancımız tamdır." ifadelerini kullandı.

Avukat Celal Ülgen de bu davanın Sözcü gazetesinin üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sallanıp durduğunu söyleyerek, "FETÖ düşmanlığıyla bilinen gazetecilerin FETÖ propagandasından dolayı ceza alması, gazetecilerin lekelenmeme hakkını ihlal etmiştir." dedi.

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: