İSTANBUL (İHA) - Almanya'dan sınır dışı edilerek dün akşam saatlerinde Türkiye'ye iade edilen İslami Cemiyet ve Cemaatleri Birliği'nin (İCCB) yöneticisi Metin Kaplan, çıkarıldığı İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuklandı. Duruşmada ayağa kalkmayan Metin Kaplan, Mahkeme Başkanı tarafından uyarıldı. Mahkeme Başkanının tüm ısrarlarına rağmen ayağa kalkmayan Kaplan, önce "Sonuca katlanmaya hazırım" dedi, ardından da avukatının araya girmesiyle "24 saattir uykusuzum, rahatsızım, üstelik açım, ayağa kalkmamakta başka bir maksadım yok" diyerek ifadesini düzeltti. Duruşmada özellikle, patlayıcı dolu bir uçakla Anıtkabir'e intihar saldırısı düzenlenmesi planı, kötü hava şartları yüzünden eylemin gerçekleştirilememesi, ayrıca, Fatih Camii'nin işgali gibi Kaplan'ın birçok suçtan yargılanması, öne çıkan suçlar arasında oldu. Hakkındaki tutuklama kararı vicahiye çevrilen Metin Kaplan, tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Türkiye aleyhine bulunduğu faaliyetleriyle kamuoyunda "Karases" olarak bilinen, Almanya'da yasaklanan İslami Cemiyet ve Cemaatleri Birliği'nin (İCCB) yöneticisi, "sözde halife" Metin Kaplan, dün Almanya'nın Köln kentinde gözaltına alınmış, Türk Güvenlik Timi'nin nezaretinde gece özel bir uçakla İstanbul'a getirilmişti. Metin Kaplan'ın Türkiye'ye iadesi, Alman mahkemelerinin "İdam edilecek veya işkence edilecek" gerekçeleriyle engellenmiş, daha sonra Kaplan için Mayıs 2004'te iade kararı verilmişti. Ancak Kaplan'ın iadesi, avukatının Eyalet Yüksek İdari Mahkemesi'ne yürütmeyi durdurma başvurusu üzerine gerçekleşmemişti. Kaplan'ın ikamet izni birer ayla sınırlanmış ve şahsen başvurusu üzerine uzatılmıştı. Köln İdari Mahkemesi, Köln Yabancılar Dairesi'nin girişimi üzerine dün, "Halen Eyalet Yüksek İdari Mahkemesi'nde bakılmakta olan iadeyi durdurmayla ilgili temyiz davasının, Kaplan'ın Almanya'da kalmasını gerektirmediği" sonucuna varılmıştı.
Metin Kaplan hakkında İstanbul, Ankara, Erzurum ve Adana DGM'lerince, "Anayasal düzeni yıkmaya yönelik eylemlerinden" dolayı davalar açılmıştı. Kaplan hakkında, 10 Kasım 1998 tarihinde Anıtkabir'e saldırı hazırlığı içindeyken yakalanan kişileri azmettirme iddiasıyla İstanbul DGM'de "Silah yoluyla anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs" suçundan dava açılmıştı. Bu dava kapsamında Kaplan hakkında gıyabi tutuklama kararı verilmişti. Kaplan, 1997 yılında, milletvekillerine birer bildiri göndermiş ve bu bildirilerde, sözde "Anadolu Federal İslam Devleti'nin kurulduğunu" ilan etmişti. Ankara DGM bildirilere ilişkin soruşturma başlatmış, soruşturmanın ardından Kaplan hakkında dava açılarak gıyabi tutuklama kararı çıkarılmıştı. Kaplan'ın, "Anadolu Federe İslam Devleti'nin yayın organı olan "Ümmedi Muhammed Dergisi"nde 1999 yılında yazdığı bir yazıda, Türkiye'yi bölmeyi hedef aldığı iddiasıyla açılan davada da gıyabi tutukluluğu bulunuyordu. Kaplan hakkında Ankara, Adana ve Erzurum DGM'lerinde açılan dava ve soruşturma dosyaları, İstanbul DGM'de "Silah yoluyla anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs" suçundan açılan dava dosyasıyla birleştirilmişti.
Metin Kaplan'ı taşıyan uçak saat 22.25 sıralarında Atatürk Havalimanı'na indi. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı havalimanında, 8 kişilik uçakta Kaplan'a, Alman güvenlik ekipleri eşlik etti. Türk Hava Yolları Teknik Hangarı'na yanaşan uçaktan önce Alman güvenlik ekibi indi, ardından da Kaplan indirilerek, Terörle Mücadele ekiplerine teslim edildi. Kaplan, bir minibüse bindirilerek Havalimanı Polis Merkezi'ne götürüldü. Havalimanına gelen Kaplan'ın avukatı Hüsnü Tuna, müvekkili hakkında gıyabi tutuklama kararı bulunduğunu, bu nedenle gözaltına alınmadan savcılığa çıkarılması gerektiğini söyledi. Ayrıca Kaplan'ın bir doktor eşliğinde Türkiye saatiyle 19.30'da özel bir jet uçağıyla Türkiye'ye gönderildiğini, ailesinin ise Köln'de kaldığı belirtildi.
Geceyi polis gözetiminde geçiren Metin Kaplan, saat 08.30 sıralarında yoğun güvenlik önlemleri altında Atatürk Havalimanı Polis Merkezi'nden çıkarılarak polis minibüsüne bindirildi. Kaplan, Beşiktaş'taki Ağır Ceza Mahkemesi'ne doğru yola çıkarıldı. Metin Kaplan'ın içinde bulunduğu araç, sahil yolunda ilerlerken önde giden araca çarptı. Kazada ufak çaplı maddi hasar meydana gelirken, Kaplan'ın içinde bulunduğu araç bir süre yolda beklemek zorunda kaldı. Yoğun yağış nedeniyle meydana gelen kazanın ardından Kaplan, güvenlik önlemleri altında Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne getirildi. Beşiktaş'taki Ağır Ceza Mahkemesi, sabahın ilk saatlerinden itibaren habercilerin akınına uğradı. Çok sayıda gazete ve televizyon habercisi, Kaplan'ı adliyeden içeri girerken görüntülemek için adliye önünde yerini aldı. Çevik Kuvvet'e bağlı ekipler de sabahın ilk saatlerinden itibaren İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi önünde güvenlik önlemi aldı.
METİN KAPLAN 13 AYRI SUÇTAN YARGILANIYOR 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya Metin Kaplan ve avukatı Hüsnü Tuna katıldı. İstanbul, Adana ve Erzurum'da açılan 3 davanın birleştirildiği duruşmada, Kaplan'ın 13 ayrı suçtan yargılanmasına başlandı. Duruşmada özellikle, patlayıcı dolu bir uçağın Anıtkabir'e intihar saldırısı düzenlenmesi planı, kötü hava şartları yüzünden eylemin gerçekleştirilememesi, ayrıca, Fatih Camii'nin işgali gibi Kaplan'ın birçok suçtan yargılanması öne çıkan suçlar arasında oldu. Duruşmada, Metin Kaplan'ın yüzüne 13 iddianame ayrı ayrı okundu. İddianamenin okunmasının ardından Kaplan'a yasal hakları hatırlatıldı. Mahkemede Kaplan'a, savunma yapmak zorunda olmadığı, isterse 7 günlük süre isteyebileceği ve susma hakkını kullanabileceği belirtildi. Bunun üzerine Kaplan, savunma yapmayacağını ve bu nedenle süre istediğini söyledi.
Bu arada, duruşmada ayağa kalkmayan Metin Kaplan, Mahkeme Başkanı tarafından, "Eğer bir rahatsızlığın yoksa ayağa kalkmak zorundasın. Ayağa kalkmazsan hakkında gıyaben karar veririm. Böyle bir sonuca hazır mısın?" şeklinde uyarıldı. Mahkeme Başkanının tüm ısrarlarına rağmen ayağa kalkmayan Kaplan, önce "Sonuca katlanmaya hazırım" dedi, ardından da avukatının araya girmesi ile "24 saattir uykusuzum, rahatsızım, üstelik açım, ayağa kalkmamakta başka bir maksadım yok" diyerek ifadesini düzeltti.
Savcı duruşmada, Metin Kaplan hakkındaki gıyabi tutuklama kararının vicahiye çevrilmesini ve savunma için ek süre verilmesini talep etti. Metin Kaplan ve avukatı Hüsnü Tuna'nın savunma için ek süre talebini kabul eden mahkeme heyeti, sanık hakkındaki gıyabi tutuklama kararını vicahiye çevirerek tutuklama kararını yüzüne okudu. Metin Kaplan'ın tutuklanarak cezaevine gönderilmesine karar veren heyet, duruşmayı 20 Aralık tarihine erteledi.
Savcı tarafından hazırlanan iddianamede, Metin Kaplan'ın, TCK'nın 146. maddesi uyarınca "Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye çalışmak", TCK'nın 312/2. maddesi uyarınca "Halkı sınıf farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik etmek", TCK'nın 168/1. maddesi uyarınca "Örgüt liderliği", TCK'nın 146/3. maddesi uyarınca, "Anayasal düzeni değiştirmeye ferren iştirak" ve 3713 sayılı "Terörle Mücadele Yasası'na muhalefet etmek" kapsamında cezalandırılması istendi.