Sp Genel Başkanı Kamalak Akhisar'da

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Akhisar ilçe teşkilatını ziyaret ederek gündeme ilişkin açıklamalarda...

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Akhisar ilçe teşkilatını ziyaret ederek gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.SP Akhisar Teşkilatı'nda açıklamalarda bulunan Genel Başkan Mustafa Kamalak, "Türkiye'nin 971 ilçesi var, 383 beldesi, 81 ili var. Buraya ikinci gelişimiz, bütün Anadolu’yu dolaşıyoruz. Derdimiz sizin derdinizdir. Derdimiz İslam aleminin derdidir. Derdimiz mazlumların derdidir. Derdimiz tüm insanlığın derdidir. Şu Türkiye'mizin haline bir bakın, ne hale geldik. Polislerimiz, emniyet mensuplarımız son zamanlardaki uygulamaya bir bakın Allah aşkına. Çete üyesi midir, devletin polisi mi? Çete üyesi midir, devletin savcısı mı? Hakimler bizim hakimlerimiz mi? Yoksa bir çete üyesi mensubu mu? Çıkıyor baş danışman; 'milli orduya kumpas kuruldu' diyor. Yani verilen kararlar geçersiz anlamına geliyor. Şu Ergenekon olayları vardı ya, Balyoz davaları, bu kararlar geçersiz diyor adam. Ondan o mana çıkar. Bakıyoruz bir Gezi olayı patlak veriyor. Uluslararası komplo deniyor ama içeride benim sekiz vatandaşım ölüyor. Altısı sivil, ikisi polis. 17 Aralık olayı, bakıyorsun sıradan olaylar. 'Kumpas' deniyor. 'Türkiye’ye tuzak kuruluyor' deniyor. Belki öyle ama ben diyorum ki elbette düşmanın görevini yapacak. Fakat bu oyunları bozmak mümkün değil miydi? Gezi olayıyla ilgili olarak ben başbakan olsaydım, o gençlere şöyle seslenirdim; 'gençler sizler ne güzel insanlarsınız, Allah sizden razı olsun. Sizin derdiniz ağaç mı? Ben tüm yetkililere emir veriyorum. Sizde ne kadar genç varsa toplanın şu İstanbul’un etrafına fidan dikelim' demiş olsaydı acaba bu altı gencimiz ölür, iki polisimiz şehit olur, o ailelerin ocağına yangın düşer miydi? Biz baş kestiren sözden yana değil, savaş durduran sözden yanayız" dedi.Kamalak, sözlerini şöyle sürdürdü: "17 Aralık olayı, ortada bir yolsuzluk olayı iddiası. Var veya yok onu bilmem. Ben naçizane bir hukukçuyum. Hukukumuzda beraat-ı zimmet asıldır. Anayasa'nın 15. maddesinin son cümlesinde ve 38. maddesine göre haklarında kesinleşmiş yargı kararı bulunmadıkça hiç kimse suçlu sayılamaz. Ama mevcut iktidarın çıkarmış olduğu kanuna göre 5271 ceza muhakemesi kanunu 100. maddesine göre belirli fiilleri işlediği iddia edilen kişiler tutuklanır. Haklarında ciddi şüphe var demektir. Kumpas oldu diyeceğimize deseydik ki 'değerli bakanlarım bir kısmımızla ilgili olarak, ciddi iddialar var, ben bunlara ihtimal vermiyorum ama böyle bir iddia var. Bu iddialar açıklığa kavuşuncaya kadar lütfen siz istirahat edin' derim. Öbür taraftan çete üyesi diye suçlanan cumhuriyet savcısına, savcılara, emniyet mensuplarına ithafen deseydik; 'ben sizleri tebrik ediyorum. Ortada büyük bir iddia var, bu iddiayı ortaya çıkardığınız için sizleri tebrik ediyorum. İkinci olarak 14 ay takibatta bulunmuşsunuz. Doğrudan bana bağlı olan milli istihbarat bile bunu fark etmemiş ve böylesine ketum davranmışsınız. Bundan dolayı sizi tebrik ediyorum. Üçüncü olarak eğer iddia doğru ise bu pislik, bakanlar kuruluna kadar uzanmış. Neredeyse bana da bulaşacakmış. Bana bulaşmadan da bunu deşifre ettiğiniz için de sizleri tebrik ediyorum' demiş olsaydı, eğer iddia edildiği gibi bir komplo var ise Türkiye’ye karşı, bu komplo anında bozulup Türkiye’nin lehine çevrilmiş olmaz mıydı? Cebinizdeki para durup dururken erir miydi? Dolar aldı başını gidiyor. Euro aldı başını gidiyor. Cumhuriyet tarihinin rekoru kırıldı. Patates karaborsa oldu, geçen sene 1 lira olan patates şimdi 4,5 lira olmuş. Değerli arkadaşlar bizi il, ilçe dolaştıran şey bu. Bu milletin insanca yaşamaya hakkı var. Ben sizlerin huzurunda her bir teşkilat mensubumuza yürekten hürmetlerimi sunuyorum. Gazetelerden okumuşsunuzdur. 3 parti 10 gün önce hazineden, alışmış olduğunuz rakamlarla tam 315 trilyon 700 milyar lira hazine yardımı aldılar. Peki Saadet Partisi ne aldı? Hiç, bir kuruş bile değil. Peki bu toplantıları nasıl yapıyor Saadet Partisi? Allah mensuplarından razı olsun. Çocuklarının okul harçlıklarından kesinti yaparak, mutfağın masraflarından kısıntı yaparak bu toplantıları gerçekleştiriyor. Bu insanlar saygıya değer insanlar."Konuşmasında temiz toplum, temiz siyaset ve temiz yönetim için adresin Saadet Partisi olduğunu kaydeden Kamalak, "Siz temiz toplum, temiz siyaset, temiz yönetim istiyor musunuz? Evetse adres belli; Saadet Partisi. Oğlunuza, kızınıza, torununuza iş mi arıyorsunuz? Saadet Partisi. Üretim yapmayan, fabrikalar kurmayan bir ülkenin, fakirliği ve işsizliği yenmesi mümkün mü? 2009 seçimlerinden bu yana Türkiye’de bin 522 belediye başkanı hakkında yolsuzluktan, rüşvetten, adam kayırmadan dava açılmış durumdadır. Bunlardan 600’ü AK Parti'li belediyedir. 454’ü CHP’li belediye başkanıdır. 232'si MHP’li belediye başkanıdır. 96'sı da Barış ve Demokrasi Partisi mensubudur. Biz 44 yıllık bir milletin temsilcisiyiz. 4 sefer partimiz kapatıldı. Yolsuzluk yaptığımız ve rüşvet aldığımız için değil; sizin inancınızı savunduğumuz için kapatıldı. Milli Nizam İslami olduğu için kapatıldı. Ne var İslami düzende? Yalan söylememek, haram yememek, ziyan etmemek, kem gözle bakmamak. Bunun neresi kötü?" diye konuştu.Kamalak, açıklamalarını şöyle tamamladı: "Bütün engellemelere rağmen bu davanın fedakar insanları Refah Partisi'ni kurdu. Kendileri zindandayken 12 Eylül darbesiyle içeri kapatılmış, idamla yargılanırken dışarıdaki insanlara talimat veriyor. Bu dava milletin davasıdır, bu dava ümmetin davasıdır, bu dava insanlık davasıdır. Derhal birleşerek yola devam etmemiz lazım. 3'üncü partimiz kuruluyor. Aziz milletimiz 1994 seçimlerinde başta Ankara ve İstanbul olmak üzere 29 ile mahalli yönetimleri Milli Görüş erlerine teslim ediyor. Halka hizmet, Hakk'a ibadettir anlayışıyla kolları sıvayıp işe koyuluyor. Belediyelerin kapıları tüm halka açılıyor. Ucuz ekmek fabrikaları kuruluyor. Her vatandaşımız konut sahibi olsun diye kaliteli fakat ucuz konut projeleri gerçekleştiriyor. Halkımız bu gelişme karşısında 1995 genel seçimlerde Refah Partisi'ni birinci parti yapıyor. Ama belirli çevreler harekete geçiyor. Dışarıda işbirlikçilerle el ele vermek suretiyle; 'bunlar daha fazla iktidarda kalırlarsa, bunlar önümüzdeki seçimlerde tek başlarına iktidar olacak şekilde iş başına gelirler' diyorlar ve 'o zaman İslam birliğine giden yol açılır, buna imkan verilmemeli' diye harekete geçiyorlardı. Koalisyon hükümetini kurar kurmaz işçiye, memura, emekliye yüzde 50 zam diyorlar. Aklı erenlere soruyorum 90 yılın cumhuriyet tarihinde hangi hükümet ilk çırpıda yüzde 50 zam vermiştir? Tarihte böyle bir şey yoktur. Şundan emin olun bizim icra ettiğimiz, uygulamaya koyduğumuz projeleri anlamak için Milli Görüş şuurunda olmayanların hayali bile yetişemez."Projelerini açıklayan SP Akhisar Belediye Başkan Adayı İsmail Hakkı Kuzum ise yaptığı konuşmada, "Bizler tüm İslam alemimin özlediği bir genel başkana sahibiz, bundan dolayı şükürler olsun. 30 Mart tarihinde yapılacak olan yerel seçimler öncesi beni başkan adayı olarak gördüler ve bunun üzerine çalışmalarımıza hemen başladık. İki aydır tüm teşkilat olarak var gücümüzle çalışıyoruz. Öncelikle çalışmalarımıza köylerden başladık. Daha sonra merkeze daralarak devam edeceğiz. Belediyeye sahip olduğumuz zaman tüm belediye kapıları açılacak ve tüyü bitmemiş herkesin hakkını koruyacağız" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: