Sp Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Çalışkan Osmaniye’de

Saadet Partisi (SP) Tarama Programı Osmaniye Ekip Başkanı ve Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Süleyman Çalışkan, ziyaretlerde bulunmak üzere Osmaniye’ye geldi. Çalışkan ülke gündemi ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu.

Saadet Partisi İl Başkanlığı’nı ziyaret eden ve partisinin yurt çapında düzenlediği İlçe Tarama Programları kapsamında Osmaniye’ye geldiğini belirten Çalışkan, “Genel merkezimizce başlatılan bu program çerçevesinde Eylül ayı içerisinde 81 il merkezi ile 957 ilçemiz ziyaret edilmiş olacaktır. Biz bu meyanda ekip arkadaşlarım Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Harun Macit ve Halkla İlişkiler Bölge Sorumlumuz Çelebi Keyhıdır beylerle birlikte bu program çerçevesinde Osmaniye ve ilçelerini ziyaret etmek üzere huzurlarınızdayız. Üç günlük bir çalışma süresi içinde başta Kadirli ve Bahçe olmak üzere tüm ilçelerimizi ziyaret edeceğiz. Osmaniye’mizde ve ilçelerinde yapacağımız programlarla teşkilatımızın nabzını tutacağız. Sivil Toplum Örgütleriyle buluşacağız, kanaat önderlerimizi ziyaret edeceğiz ve hayır dualarını alacağız. Tabi ki yaklaşan Mahalli İdareler seçimlerine ilişkin yapılan çalışmaları da hep birlikte gözden geçireceğiz. Böylece bu çalışmalarla birlikte Osmaniye’mizde de seçim startını da vermiş olacağız” dedi.

Konuşmasında ülke gündemindeki konulara da değinen Çalışkan, “Ülkemizin karşı karşıya bulunduğu problemler hepimizin malumdur. Üzülerek ifade etmek durumundayız ki; bugün ülkemiz sorunlar yumağı haline gelmiştir. Pek çok temel problem çözülemediği gibi, kalıcı hale gelmiştir. Ülkemiz hem sosyal, hem ekonomik hem de dış politika açısından iyi yönetilememektedir” şeklinde konuştu.

Çalışkan, ülke gündemi ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Ekonomik olarak, özelleştirme adı altında yeraltı ve yerüstü kaynaklarımızın peşkeş çekilmektedir. Ekonomimiz deyim yerinde ise işgal altındadır. Bütün bunlara rağmen ülkemizin borcu yaklaşık üç kat artmıştır. Ekonomimiz çok ciddi oranlarda yabancı güdümündedir. Bütçeden yılda 50 milyar TL yalnızca borçların faizine ödenmektedir. Üretim adeta baskı altına alınmıştır, her geçen gün bir sanayi tesisi kapısına kilit vurmakta, yürüyemez hale gelmektedir. Tarım yok olmuştur. Yanlış tarım politikaları sonucu dünyada kendi kendine yeten 7 ülkeden biri iken; bugün buğday ve saman da dahil olmak üzere hemen her türlü tarımsal ürün ithal edilir hale gelmiştir. Çok önemli potansiyellerimiz atıl halde olmasına rağmen canlı hayvan ithal edilir hale gelmiştir. İşsizlik had safhadadır. İşçi, memur ve emekli perişan haldedir. Sadece rakamsal verilerle oynayarak, problemler çözülmez. Bugün on yıl öncesine nazaran çok daha büyük sosyal çöküntü ile ahlaki problemlerle karşı karşıyayız. Uyuşturucu ve alkol kullanım yaşı ilkokul çağlarına inmiştir. Boşanma oranları tarihte görülmemiş oranda yüksektir. Gençliğimizin problemleri çözülemediği gibi gençlik elden gitmektedir. Her dört evlilikten biri ilk beş yılda boşanma ile sonuçlanmaktadır. Cinayet, intihar, hırsızlık ve gasp olayları her gün karşılaşılabilen sıradan olaylar haline gelmiştir. Terör, her geçen gün daha fazla can yakmaya devam etmektedir. Teröre karşı çözüm üretilemediğinden yeterli tedbirler alınamadığından; terör artık tüm ülkeyi tehdit eder hale gelmiştir. Artık gün geçmiyor ki, yurdun bir köşesinde ağıtlar ve feryatlar yükselmesin. Dış politikada da hükümet başarısızdır, sınıfta kalmıştır. Sıfır sorun diye başlanan bir yerde sorunsuz komşu kalmamıştır. Ülkemiz, bölgede adeta batılı güçlerin sömürge valisi gibi, dış güçlerin taşeronu rolünde görevler üstlenmektedir. Bütün bunlardan sonra şimdi sormamız gereken soru şudur; ülkemiz on yıl öncesine göre daha mı iyiye gitmiştir, yoksa daha mı kötüye gitmiştir? Cevabı vereyim; Çok çok az ve cüz’i oranda bazı noktalarda iyileşme söz konusu olsa bile; ülke pek çok açıdan daha kötüye gitmiştir. Öyleyse çare nedir? Çare Milli Görüş iktidarıdır. Saadet Partisi’nin işbaşına gelmesidir, Saadet düşüncesinin yönetime hakim olmasıdır. Ülkenin problemleri ancak Saadet Partisi ile çözülür. Çünkü Saadet’ten başka hepsinin reçetesi aynıdır. Birbirlerinden farkları yoktur. Lider ülke Türkiye, Yeniden büyük Türkiye ve Yeni bir dünyanın kuruluşu ancak Saadet Partisiyle mümkündür.”