İngiltere'de sperm bankaları aracılığıyla hamile kalan kadınların sayısı artıyor. Fakat bir çoğu da özel kliniklerdeki tedavi ücretlerinin çok yüksek olmasından şikâyetçi. Bu da, bazı kadınların ruhsatsız sperm bağışçılarına yönelmesine neden oluyor.
BBC'nin Victoria Derbyshire programına konuşan 41 yaşındaki Simon Watson da 'ruhsatsız sperm bağışçılarından'. Her hafta en az bir kere spermlerini bağışlayan Watson, "Genelde haftada bir bebek çıkıyor" dedi ve şöyle devam etti: "Tahminim şimdiye kadar 800 çocuğum vardır, dört yıl içinde 1000'e çıkarmak isterim."
"İspanya'dan Tayvan'a, birçok ülkede çocuğum var. Dünya rekorunu kırmak isterim. Başkası kırmasın diye mümkün olduğu kadar çok olsun." İngiltere Ulusal Sağlık Hizmetleri (NHS) kriterlerinin çok katı olması nedeniyle, yapay döllenme hakkı çok az sayıda kadına tanınıyor.
Ruhsatlı özel kliniklerde her bir tedavi döngüsünün maliyeti de 500 sterlin ila 1000 sterlin arasında değişiyor. Erkeklerin de 10'dan fazla çocuğa babalık etmelerine izin verilmiyor. Watson, 'sihirli iksir' olarak tanımladığı hizmetleri karşılığında 50 sterlin alıyor. Müşterilerinin çoğu da Watson'u Facebook'tan buluyor.
Her üç ayda bir test
Müşterileri Watson'a, kalıtımsal bir hastalığı olup olmadığı gibi sorular soruyor ve genellikle bir benzin istasyonunda buluşuyor. Müşteriler ya bir otel odası tutuyor ya da umumi tuvaletleri kullanıyor. Her üç ayda bir cinsel yolla bulaşan hastalıklar için test olan ve hastane sonuçlarını internette paylaşan Watson kendi kabını ve şırıngasını kullanıyor. Bağışlarının üçte birinin ilk denemede olumlu sonuçlandığını söylüyor.
Fakat uzmanlar yasal olmayan bu yöntemin kadınların ve korunmasız cinsel ilişkiye girmek isteyen erkeklerin de sağlığını tehlikeye attığını ve cinsel yolla bulaşan hastalıklara davetiye çıkardığını belirtiyor. Eşeyli üreme konusunda çalışmalar yapan Ulusal Gamet Bağış Vakfı Genel Müdürü Laura Witjens, bu yöntemin her zaman sorunlu olarak görülmeyebileceğini, fakat işlerin ters gitmesi durumunda da sonuçlarının felaket olabileceğini söylüyor.
Witjens, 'cinsel taciz veya tecavüz sayılabilecek farklı şartlarda yaşanan çok sayıda olumsuzluk' ihtimalinden söz ediyor. Sperm bağışçısı Watson iki defa evlenmiş, üç çocuğu var, ilk evliliği sona erdikten sonra spermlerini bağışlamaya başlamış.
'18 yaşına kadar kız arkadaşım olmadı'
Neden bu işe başladığını da şöyle anlatıyor: "Tüm bunları bir daha yaşamak istemediğimi düşündüm. Onun yerine bir sperm bankasına gidip oradan çocuk sahibi olurum, eğer daha sonra gelip beni görürlerse çok güzel olur, gelmezlerse de gelmezler, dedim."
"18 yaşıma kadar hiç kız arkadaşım olmadı. 'Hiçbir zaman evlenip çocuk sahibi olamayacağımı' düşündüm. Bir psikolog belki bu işin ondan kaynaklandığını söyler ama bilmiyorum, hiç psikoloğa gitmedim." Laura Witjens ise, "Yeryüzünde bir yerlerde en az 500 üvey kardeş var, insanlar ailelerini bulma ihtiyacı duyacak. Bunun bu insanlar için çok rahatsız edici olduğunu biliyoruz. Kadınlar kendi küçük bebeklerini düşünüyor, fakat çocukların büyüyüp birer yetişkin olacaklarını ve kendi Facebook araştırmalarını yapacaklarını unutuyorlar" diyor.
İngiltere'de sperm bağışıyla doğan çocuklar 2005 yılından bu yana, 18 yaşından sonra babalarının kimliğini bilme hakkına sahipler. Fakat bir bağışçı hiçbir zaman yasal ebeveyn olamıyor ve doğum kaydında adı geçmiyor.