BURSA (İHA) - Uludağ Üniversitesi Spor Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Gür, basit tedbirler ve tetkiklerle havaların ısınmasıyla birlikte sahalarda meydana gelen kalp rahatsızlıkları ve ölümlerin önüne geçilebileceğini belirterek, "Türkiye'de spor ölümleri Avrupa'dan yüksek değil" dedi.
Son günlerde spor sahalarında görülen ani ölümler ve sağlık sorunlarıyla ilgili haberlerin bilimsel gerçekleri yansıtmadığını söyleyen Prof. Dr. Hakan Gür, "Çelişkili ve doğru olmayan bazı ifadelerin konu hakkında kamuoyunun yanlış bilgilenmesine temel teşkil ettiği düşüncesindeyiz. Sportif aktivite sırasında veya takip eden saat içinde herhangi bir travma olmaksızın gerçekleşen ölümlere spor ölümleri deniliyor. Spor kaynaklı ani ölüm, ABD verilerinde değişik yaş ve spor grubu için kabaca yılda 100 bin sporcuda bir görülür. ABD'de 1974-1996 yıllarında (22 yılda) toplam 550 sporcuda ani ölüm vakası tespit edilmiştir. İtalya verileri için ise bu oran yılda 100 bin sporcuda 2.3'tür. Türkiye'de son yıllarda medyaya yansıyan 126 sporda ani ölüm olayı tespit edilmiştir. Sporda ani ölümlerin son yıllarda artığını gösteren bilimsel bir veri yoktur. Türkiye'de spor ölümleri Avrupa'dan yüksek değildir. Erkeklerde ve 35 yaş üstünde görülme oranı daha yüksektir. Genç erişkin sporcular spor yapmayan yaşıtlarıyla karşılaştırılınca, ani ölüm görülme sıklığı 2.5 kat daha fazladır. Uç hava şartları (aşırı sıcak, nem ve soğuk) riski artırabilir. Ne oranda artırdığıyla ilgili veri yoktur. Bir kısım doping maddeleri (anabolik steroidler, uyarıcılar, kan dopingi gibi), aşırı alkol tüketimi, kokain kullanımıyla birlikte aşırı ve ağır egzersizler riski artırır. Değişik hastalıklar ishal, kusma, gribal enfeksiyon esnasında ağır aktivitelere katılmak da riski artıran faktörler arasında yer almaktadır" dedi.
35 yaş altında görülen ölümlerin büyük çoğunluğunun kalp-dolaşım sistemiyle ilgili genetik yapıdan kaynaklandığını ifade eden Prof. Dr. Gür, "Sporda ani ölümlerin yüzde 80'i kalp-dolaşım sistemi kökenlidir. ABD'de kalp durmasıyla ortaya çıkan ani ölümlerin ise yaklaşık yüzde 40'ı hipertrofik kardiyomyopati (anormal büyümüş kalp kası) nedenlidir. Geri kalan bölümü koroner arter ve kalp ileti sorunları gibi değişik sebeplerden kaynaklanmaktadır. Sporcu lisans muayeneleri riski azaltmakla birlikte yeterli değildir. İtalya'da her yıl 6 milyon sporcu (İtalyan nüfusunun yüzde 10'u) spor öncesi ön muayeneden geçmektedir. Bunların yüzde 3.1'i spordan men edilmiştir ki, yüzde 1.8'i kalp-dolaşım sistemi kaynaklıdır. Uludağ Üniversitesi Spor Hekimliği'nde son 10 yılda yapılan spor öncesi ön değerlendirmelerde taranan sporculardan yüzde 0.25'i kalp sıkıntıları yüzünden spordan men edilmiştir" diye konuştu.
"Kalp-dolaşım sistemi sorunu olan sporcuların spordan men edilmeleri halinde yaşama sürelerinin ne olacağı" sorusunun cevabının da arandığını kaydeden Prof. Dr. Gür, "İtalya'nın Padova Spor Hekimliği Merkezi'nde 1979-1996 yılları arasında sporcu muayenelerinde 33 bin 735 sporcudan 22'si hipertrofik kardiyomyopati nedeniyle spordan men edilmiştir. Spordan men edilen, antrenman ve yarışmalara katılmayan 22 genç sporcu ortalama 8 yıl yaşamışlardır. Amerikan Kalp Cemiyeti Ani Ölüm ve Doğuşsal Sorunlar Komitesi bu konuda geleneksel fizik muayeneyle birlikte kişisel ve ailesel öyküyü yeterli bulurken, Avrupa Spor Kardiyolojisi Çalışma Grubu buna ek olarak elektrokardiyografi çekimini tavsiye ediyor. Amerikan görüşü, geniş gruplardaki taramalarda elektrokardiyografinin düşük oranda duyarlılık gösterdiği, buna karşın maliyetleri artırdığını öne sürmektedir. İdeal spor öncesi değerlendirme nasıl yapılır? Sporcuların detaylı fizik muayeneyle birlikte kişisel ve ailesel öykülerinin ayrıntılı bir şekilde alınması ve de istirahat elektrokardiyografilerinin değerlendirilmesi birinci basamak olarak yeterlidir. Kişisel ve ailesel öykülerinde aşağıdaki sorulara evet yanıtını veren veya elektrokardiyografisinde anormallik saptanan sporcular, bir kardiyolog denetiminde ekokardiyografi, efor testi, kardiyak MR anjiyografi gibi ileri tetkiklere tabi tutulmalı ve risk tespit edilenler spordan men edilmelidir" şeklinde konuştu.
Sporcu muayene ve elektrokardiyografisinin maliyetinin devlet kuruluşlarında 20 YTL olduğunu kaydeden Gür, spor sahalarında ilk yardım konusunda deneyimli sağlık personeli bulundurulması, acil durum planları yapılması, donanımlı ambulans veya acil durum ekipmanı (defibrilatör başta olmak üzere) bulundurulması gerektiğinin altını çizdi. Spor sahalarında alınacak tedbirlerle ölümlerin ciddi oranda azaltılabileceğini ifade eden Gür, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi detaylı fiziksel muayene ve elektrokardiyografinin taramalar açısından en ideal yol olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Gür'e göre sporcuların sağlıklarıyla ilgili öncelikle şu sorulara cevap araması gerekiyor:
"Antrenman sırasında veya sonra hiç bayıldınız mı? Antrenman sırasında veya sonra hiç başınız döndü mü? Antrenman sırasında veya sonra göğüs ağrınız oldu mu? Antrenman sırasında arkadaşlarınızdan daha çabuk mu yorulursunuz? Hiç tansiyonunuz yükseldi mi? Kalbinizde farklı bir ses duyulduğu size söylendi mi? Kalbinizin çok hızlı veya normalden değişik attığını fark ettiniz mi? Ailenizde 50 yaşından önce kalp hastalığından veya aniden ölen oldu mu? Ailenizde şeker hastası var mı?"