STK'lara 'omurga' mesajı

ANKARA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'onurlu, kararlı, eğilmeyen, bükülmeyen, rüzgar gülü gibi savrulmayan sivil bir duruşa ihtiyaçları olduğunu belirterek, "Bunu bütün kurumlarımızda görmek istiyoruz. Hava farklı estiği zaman farklı eğilen, hava farklı yönden geldiği zaman farklı eğilen sivil toplum örgütleri değil. Bu çok önemli. İlkeleri doğrultusunda hareket eden, omurgalı sivil toplum örgütleri" dedi.

Erdoğan, Devlet Su işleri (DSİ) Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen Hak-İş Konfederasyonu'nun 11. Olağan Genel Kurulu'na katılarak bir konuşma yaptı. 'Sendika, hak arama mücadelesi, emek, örgütlenme' gibi kavramların adeta öcü gibi görüldüğü bir dönemde Hak-İş'in, farklı bir anlayışın hakim olabileceğini, hem ülkeye hem dünyaya gösterdiğini belirten Erdoğan, "Gerek 12 Eylül öncesi o çalkantılı dönemde, gerekse 12 Eylül sonrasında, çatışmayı değil uzlaşmayı öne çıkaran Hak-İş, Türkiye'de işçi-işveren ilişkilerine yeni boyut ve derinlik kazandırmıştır" dedi. Ağustos ayı sonunda Hizmet-İş Sendikası genel kuruluna yaptığı konuşmada, 'Emek en kutsal değerdir' dediğini ve sonrasında bazılarının 'Erdoğan'a bir haller oldu' gibi yorumlar yaptığını hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

Reklam
Reklam

"Türkiye'de birtakım kavramları kendi tekellerinde görenler, kendi ipotekleri altında görenler maalesef bu kavramların içini boşalttılar ve Türkiye'ye telafisi zor yaralar açtılar. Bakıyorsunuz 10 yıllar boyunca ağızlarından emek kelimesini, ekmek kelimesini, sendikal hak ve mücadele, örgütlenme kelimesini düşürmüyorlar ama ortada da yaptıkları birşey yok, bir eser yok. Tribünlere oynamak konusunda çok iyiler. Umut dağıtmak konusunda çok becerikliler. Ama dönemlerine, yaptıklarına bakıyorsunuz, çalışanların haklarında bir adım bile ilerleme yok, tersine ekonomik olarak çok büyük kayıpları var".

"Bu kardeşiniz ve ekibi emeğin nasıl kutsal değer olduğunu çok iyi bilir" diyen Erdoğan, "Bu ülkenin başbakanı, bizzat emek mücadelesinin içinden gelmektedir" diye konuştu. Bir dönem İETT'de işçi olarak çalıştığını daha sonra da İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlığı görevinde bulunduğunu anlatan Erdoğan, "Dolayısıyla hem işçi tarafında, hemde işveren tarafında oldum" şeklinde konuştu.

2002 seçimlerinin ardından iktidara geldiklerinde net asgari ücretin 184 YTL olduğunu, bugün gelinen son noktada ise asgari ücretin 419 YTL'ye çıkarıldığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, "O günden bugüne asgari ücret yüzde 127 oranında artmıştır. Dikkat ediniz 2002'den bugüne enflasyonun kümülatif artış oranı yüzde 62.1. Buna karşı asgari ücretin artış oranı yüzde 127. Biz hiçbir zaman asgari ücreti enflasyona ezdirmeyecek dedik ve ezdirmiyoruz" değerlendirmesinde bulundu. Erdoğan, 'bu hükümet işçiyi, çalışanı eziyor' şeklindeki eleştirilere de tepki göstererek, "Allah aşkına, elinizi vicdanınıza koyun. Önlerine bir hesap makinesi alsınlar ve şu hesapları oturup kendileri yapsınlar. Türkiye'de bizden önce bu oranda ve bu kadar istikrarlı bir artış süreci hiç yaşanmış mı? Kendileri görsünler" ifadesini kullandı. Erdoğan, iktidara geldiklerinde kişi başına düşen milli gelirin 2 bin 500 dolar olduğunu, bu yıl sonu itibariyle bu rakamın 7 bin dolar olarak öngörüldüğünü vurgulayarak, "Şimdi önümüzde 10 bin dolar hedefini programımıza aldık. Allah'ın izniyle bunu da başaracağız" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

MUAYENEHANE İSTASYONU

İş Güvencesi Yasası'nı bu dönemde uygulamaya koyduklarını belirterek, "Sağlık sisteminde yaptığımız reformları herhalde anlatmaya gerek yok. Çünkü artık konuşma zamanı değil, yaşama zamanı, uygulama zamanı" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bunları beraber uygulayacağız. Biz, 'SSK hastaneleriyle, Devlet Hastanelerini birleştireceğiz' dediğimiz zaman, o emeğin savunucu olduğunu söyleyenler, o sosyal demokratlar 'böyle birşey yapamazsınız' demişlerdi. Siz 'emeğin savunucusu değil misiniz?' Niye bunun karşısına dikiliyorsunuz. SSK hastanelerinde doluluk oranı yüzde 130-140, bazen yüzde 160'lara geliyor. Ama devlet hastanelerinde doluluk oranı yüzde 60-70. 6 ay bekleniliyor. Ha dayınız varsa veya şöyle bir muayenehane istasyonundan geçtiyseniz, o zaman daha öne alma imkanı oluyor. Dedim ya masanın iki tarafında da oturuyordum. Ama şimdi hastanelerin birleşimiyle bunlar ortadan kalktı. Hastanelerde rehine olayları var mıydı? Biz bu işin takipçisiyiz. Bundan sonra yeni bir döneme daha giriyoruz. Artık doktor arkadaşlarımız iki şeyden birini tercih edecekler. Ya muayenehane, ya hastane. Zira kuyruklarda vatandaşımızı bekletmek istemiyoruz. Doktorlar çok ulvi bir görev yapıyorlar. O zaman bu ulvi görevi tam manasıyla yapın, bunu ortadan bölmeyin. Yarım hastane, yarım gün muayenehaneolmaz. Yarım gün devletin hastanesinde daha sonra git özel hastanede ameliyat yap olmaz. Ameliyatını herşeyini burada yap. Vatandaşımızı kuyrukta bekletmeyelim. O zaman bu işin anlamı kalmıyor. Bu konuda çok iyi ilerleme var. Şu anda yüzde 70-80 oranında doktorlarımız muayenehanelerini kapatmış durumdalar."

Reklam
Reklam

OMURGALI SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ İSTİYORUZ

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin demokrasi konusundaki atılımlarının, insan hak ve özgürlükleri ile reformlardan önce, çalışma hayatımızı etkileyeceğini söyledi. Sivil toplum örgütlerinin ve sosyal tarafların, özellikle sendikaların, AB gibi, demokratikleşme gibi, sivil anayasa gibi konularda çok daha aktif rol almalarını her zaman desteklediklerini ve desteklemeye de devam edeceklerini dile getiren Erdoğan, "Onurlu, kararlı, eğilmeyen, bükülmeyen, rüzgar gülü gibi savrulmayan sivil bir duruşa ihtiyacımız var. Bunu bütün kurumlarımızda görmek istiyoruz. Hava farklı estiği zaman farklı eğilen, hava farklı yönden geldiği zaman farklı eğilen sivil toplum örgütleri değil. Bu çok önemli. İlkeleri doğrultusunda hareket eden, omurgalı sivil toplum örgütleri" ifadesini kullandı.