GAZİANTEP (İHA) - Dünyada her 10 kişiden 3'ünün ağzının koktuğu, yaz mevsiminde ise bu rahatsızlığın daha da arttığı bildirildi.
Uzmanlar, ağız kokusunu önlemek için sigara, çay, kahve, süt ve baharattan uzak durulması konusunda uyarılarda bulunurken, diş bakımının yanı sıra dil temizliğinin önemine de dikkat çekiyor ve günde en az 10 bardak su içilmesi gerektiğini söylüyor.
Kişilerin sosyal ve iş yaşamlarında ciddi handikaplara yol açan ağız kokusu rahatsızlığının yüzde 85-90'ı ağız ortamından kaynaklanıyor. Ağız ortamında, geçici ve kronik olmak üzere 2 tür ağız kokusu meydana geldiğini belirten uzmanlar, geçici ağız kokusunun alınan gıdalardan, kronik ağız kokusunun ise diş çürükleri, diş eti hastalıkları, uyumsuz ve kötü kullanılan protezlerden kaynaklandığını ifade ediyor.
Adnan Menderes Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Açıkgöz, rahatsızlığın asıl sebebinin ağız içerisindeki yumuşak dokularla özellikle dil kökünde oluşan bakteriler olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:
"Dil kökü üzerinde biriken ölü doku artıkları, kan elemanları ve gıda artıkları, çürük yumurta ve ahır kokusunu andıran oldukça rahatsız edici uçucu gazlara sahip kokulardır. Nadir olarak hava girişini engelleyen sinüzit, polip gibi burun rahatsızlıkları da kökü kokulara sebep olabiliyor. Tükürük akış hızı ve miktarındaki azalma, kuruluğu arttırıcı etkenler arasında yer alıyor. Ağız kuruluğunda normalden daha az olan tükürük, dil üzerinde oluşan sülfür bileşiklerini yeterince yıkayamadığı, ağız kokusunun artmasına neden oluyor. Tükürük azlığı, ortamdaki oksijen azlığına da neden olduğu için kötü kokuların oluşmasına yol açıyor. Akciğer enfeksiyonları, böbrek yetmezliği, bazı kanser türleri, metabolik fonksiyon bozukluklarıyla bademcik iltihapları da az oranda da olsa ağızda kötü kokuların oluşmasına neden oluyor. Ağız kuruluğuna yol açan stres ile kullanılan bazı ilaçlar da kokunun oluşmasına sebep oluyor."
Tedavinin temelinde etkili ve tam ağız diş bakımı yattığını vurgulayan Açıkgöz, günde en az 2 kez ve 3'er dakika yapılan diş temizliğine ilave olarak, dil temizliğinin de yapılması gerektiğini kaydetti. Dil temizliğinde, özel dil kazıyıcılarının yanı sıra her zaman kullanılan diş fırçasından da faydalanılabileceğini ifade eden Açıkgöz, "Tedavilerin en önemlisi ağız gargaralarıdır. Ağız kokusu olan kişiler, alkol içeren ağız gargaraları kullanmamalıdır. Dil üzerinde oluşan plağı temizlemek için özel üretilmiş dil kazıyıcılar ve diş fırçaları kullanılabilir. Diş fırçalama, ağız kokusunu yüzde 25, dil temizliği yüzde 75 ve ikisi birlikte yüzde 88 oranında kokuyu azaltır. Günde en az 2 kez ağız ve diş bakımı yapılmalı. Süt ve sütlü ürünlerin kullanımında ağızda kalan protein artıkları kötü kokuya neden olur. Kahve ve çayın içerdiği asit, ağız ortamındaki oksijeni azaltır, sigara, baharat, alkol ve alkol içeren gargaralar, şekerli sakızlar kötü kokuya yol açan etkenlerdir" diye konuştu.
Prof. Dr. Orhan Açıkgöz, ağız kokusuna yol açan gıdalardan mümkün olduğunca kaçınılması, tüketilmesi halinde ağız, diş temizliğinin mutlaka yapılması gerektiğini dile getirerek, ağız kokusunu azaltmak için günde en az 10 bardak su içmeyi önerdi.