Su altı araştırmalarında Osmanlı donanmasından önemli izler bulundu

Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Öniz başkanlığında Antalya'nın batı kıyılarında yürütülen arkeolojik su altı araştırmalarında, Osmanlı donanmasının bölgeyi "gizli üs" olarak kullandığını gösteren kalıntıların ortaya çıkarıldığı bildirildi. Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü Akdeniz Sualtı Kültür Mirası Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Hakan Öniz, "İlk kez bir Osmanlı deniz üssünü kesin olarak belgeleyebildik" dedi.

Antalya'nın batı kıyılarında devam eden arkeolojik su altı araştırmalarında, bilim insanlarını heyecanlandıran gemi batığı kalıntılarına rastlandı. Osmanlı İmparatorluğu dönemine ait olduğu belirlenen batık ve kalıntıların, savaş gemilerine ait olduğu tespit edildi.

Konumu itibarıyla bölgeyi değerlendiren bilim insanları, kalıntıların bulunduğu noktanın Akdeniz'e kolay açılan ve fark edilmeyen bir yer oluşundan hareketle Osmanlı donanmasının "gizli deniz üssü" olduğu görüşüne vardı.

Güvenlik nedeniyle konumu gizli tutulan bölgede deniz dibindeki çok sayıda çapanın ve batık gemilerin sıralı oluşu ise büyük bir donanmanın Akdeniz'e hakim, hızlı hareket edilecek bu noktada hazır bekletildiğinin göstergesi olarak yorumlandı.

Reklam
Reklam

BATIKLAR TARİHE IŞIK TUTACAK

Devam eden arkeolojik su altı araştırmalarına başkanlık eden Akdeniz Üniversitesi Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü Akdeniz Sualtı Kültür Mirası Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Hakan Öniz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl Antalya'nın batısındaki küçük bir adanın etrafında su altı kazı çalışması yaptıklarını söyledi.

Burada, Osmanlı donanmasına ait savaş gemisi ve kalıntılarına rastladıklarını aktaran Öniz, "tarihe ışık tutacak nitelikte" değerlendirmesi yaptığı bu gelişmenin, kendilerini heyecanlandırdığını ifade etti.

Bu yıl yapılan keşiflerin, Osmanlı'nın Akdeniz'deki deniz hakimiyetini açık şekilde gösterdiğine işaret eden Öniz, "Yaz aylarında bir Osmanlı savaş gemisini belgeledik. Devam eden çalışmalarda bir Osmanlı savaş gemisiyle daha karşılaştık. Çalışmalarda karşımıza çıkan Osmanlı batıkları, daha çok fırtınada ya da bir şekilde batmış olan savaş gemileri şeklinde. Akdeniz'in güneyindeki küçük adalarımızdan birinde gizli koyda denizin dibinde çok miktarda Osmanlı çapasına rastladık. Çapalar ve bölgesinde yoğunlaştığımız araştırmalarda Osmanlı savaş gemilerinin burayı 'gizli bir deniz üssü' olarak kullandığını tespit ettik. Bunu belgeledik." diye konuştu.

Reklam
Reklam

İLK DEFA SOMUT BULGU ELDE EDİLDİ

Bölgede yürüttükleri su altı araştırmalarında çok eski yıllara ait batık ve çapalara rastladıklarını dile getiren Öniz, Osmanlı donanmasının izlerini taşıyan buluntuların bu alanda elde edilen ilk somut bulgu olduğunu kaydetti.

Akdeniz'de kilit bir noktanın üs seçildiğinin görüldüğüne dikkati çeken Oniz, "Savaş gemilerinin herhangi acil bir durumda hızlı bir şekilde bölgeden hareket edebildiklerini tespit ettik. Son derece önemli bir gelişme. Osmanlı'nın Barbaros Hayrettin gibi önemli kaptanlarıyla denizde ne kadar güçlü ve çevik olduklarını biliyorduk ama biz arkeolojik olarak ilk defa somut bir şekilde Osmanlı denizciliğini ve Osmanlı'nın deniz filosunun üssünü belgelemiş olduk." diye konuştu.

"BU KADAR OSMANLI ÇAPASINI BİR ARADA GÖRMEMİŞTİK"

Bunun, önemli bir çalışma olduğunu anlatan Öniz, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Burada gördüğümüz çapa sayısı 17 tane ve hepsi yan yana. Bir geminin yan yana nizami nasılsa deniz dibinde de aynı şekilde görüyorsunuz. Bu kadar Osmanlı çapasını bir arada görmemiştik. Fırtına sırasında aniden çapalarını kesip, bölgeden çıkmış veya aniden bir düşman filosuna saldırmak için çapaları bırakarak bölgeden hareket etmiş olabilir. Bölgede bulduğumuz diğer kalıntılarla bu gemilerin denizin üstündeyken karaya çekilmeden bakımlarının da yapıldığını gördük. Gemilerin bir kısmı savaşa hazır vaziyette limanda veya gizli üste beklerken birer birer bunları karaya yanaştırıyorlar. Karaya çekmeden belirli bir yöntemle iskele ya da sancak yönüne doğru iyice eğilmelerini sağlıyorlar, kurumasını bekleyip kalafatlama işlemini yapıyorlar. Böylelikle bakımı yapılan gemi, aniden müdahale gerektiğinde 15-20 dakika içerisinde hazır hale geliyor."

Reklam
Reklam

Osmanlı'nın denizi ne kadar iyi bildiği, ne kadar başarılı olduğu ve müdahaleye hazır beklediğinin bu "gizli deniz üssünden" anlaşıldığını vurgulayan Öniz, son yıllarda yapılan araştırmalarda Tunus'ta, Cezayir'de, Lübnan açıklarında çok sayıda Osmanlı batığının tesadüfen bulunduğunu kaydetti.

Bunun, Karadeniz'den Hint Okyanusu'na kadar Osmanlı'nın denizlerde güçlü olduğunu ortaya koyduğuna değinen Öniz, "Antalya'daki çalışmamızda elde ettiğimiz bulgular, buranın, şu ana kadar tespit edilen ilk deniz üssü olduğudur. 1999'dan bu yana bölgede sualtı araştırmaları yapıyoruz. İlk kez bir Osmanlı deniz üssünü kesin olarak belgeleyebildik." şeklinde konuştu.

Bulunan çapaların, yerinde muhafaza edilerek dalış turizmine kazandırılmasını istediklerini belirten Öniz, bu yılki çalışmalarda 57 arkeolojik nitelikte batık belgelediklerini, bunun 42'sinin Antalya'da, diğerlerinin ise Mersin kıyılarında olduğu bilgisini verdi.