Yoğurt sindirimi kolaylaştırıp bağırsakların çalışmasına yardım eder. Laktoz içeriğinin süte göre az olması nedeniyle sindirimde avantaj sağlamaktadır. İçerdiği probiyotikler sayesinde sindirimin yanında vücut bağışıklığını da destekler. Yoğurt, içerdiği kalsiyum sebebiyle kemikleri güçlendirir ve korur. Bu nedenle osteoporozun (kemik erimesi) önlenmesinde de büyük önem taşır. Kalsiyumun en önemli işlevi kemik ve diş sağlığını korumak ve gelişimlerini sağlamaktır. Dolayısıyla büyümenin hızlı olduğu dönemde, hamilelikte ve emzirme döneminde kalsiyuma ihtiyaç daha da artış göstermektedir.
Yoğurt, fosfor yönünden de zengindir. Fosfor, hücrelerde yer alan DNA ve RNA moleküllerinin temel yapıtaşlarıdır. Hücredeki tüm enerji döngüsünü sağlamaktadır. 200 g yani bir kâse yarım yağlı yoğurdun %36’sı karbonhidrat, %32’si protein ve %32’si yağdan oluşmaktadır. Bir kâse yoğurt ortalama 100 kcal’dir.
Yoğurdun içerisinde bulunan vitamin ve mineraller aşağıdaki gibidir;
Yoğurt bakterileri faaliyetleri sırasında B1, B2, B3 vitaminleri sentezler. Dolayısıyla bu vitaminler de cilt sağlığı konusunda vücudu destekler. Yoğurdun yeşil suyu kesinlikle dökülmemelidir. İçerdiği yüksek miktardaki riboflavin büyüme, doku yenilenmesi ve enerji metabolizmasında görevlidir. Yoğurt günün her öğününde tüketilebilir. Ana yemeklerde veya ara öğünlerde tercih edilebilir.
Günlük tüketilmesi gereken yoğurt miktarı diğer süt gruplarının tüketim durumuna göre değişiklik gösterir. Eğer diğer süt ürünleri tüketilmiyorsa ve kişinin kalori ihtiyacına göre uygunsa porsiyon artırılabilir. Gün içerisinde süt ve peynir tüketiliyorsa günlük en az bir kâse yoğurt tüketimi yeterlidir. Ancak hiç tüketilmiyorsa bu 3-4 kâseye çıkabilir. Bazı hazır yoğurtlar, yüksek miktarlarda ilave şeker ve yararlı olmayan diğer katkı maddelerine sahiptir. Bu nedenle güvenilir doğal yoğurtların tercih edilmesi oldukça önemlidir.