Suçlular sokakta elini kolunu sallayarak geziyor: Yeni infaz yasasında neler olmalı? Uzman isim değerlendirdi: Dikkat çeken ABD örneği!

Polis ekipleri 23 Eylül'de Ümraniye'de 26 suç kaydı bulunan Yunus Emre Geçti'yi yakalamak için harekete geçmişti. Operasyonda suç makinesi Geçti, polis Şeyda Yılmaz'ı şehit etmişti. Elim olay sonrası Beyoğlu'nda gerçekleşen iğrenç taciz olayında da faillerin suç kaydının kabarık olduğu ortaya çıkmıştı. Olaylar akabinde kamuoyunda, işlenen suçların cezasız kaldığı yönünde bir kanı oluşmuştu. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da yeni ceza infaz sistemi düzenlemesi içerisinde olduklarını dile getirmişti.

Yeni ceza infaz sisteminde 2 yılın altında ceza alanların da cezaevine girmesinin önünün açılacağı Bakan Tunç tarafından dile getirildi. Bakan ayrıca iyi hal indirimi ve denetimli serbestlik hususlarının da değerlendirildiğni ifade etmişti. Peki yeni infaz düzenlemesinde kriterler neler olmalı? Avukat Koray Battal düşünülen yeni infaz sisteminin hangi temeller üzerine bina edilmesi gerektiği hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.

BAKAN TUNÇ'TAN YENİ CEZA İNFAZ SİSTEMİNE YEŞİL IŞIK

Bu elim iki olay sonrası Türkiye kamuoyunda oluşan rahatsızlık sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı ceza infaz sistemindeki değişikliklere ilişkin Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "2 yılın altında ceza alanlar da cezaevine girecek." demişti.

Reklam
Reklam

Kamuoyundaki iyi hal indiriminin de rahatsızlık yarattığını dile getiren Tunç, "İyi hal ve denetimli serbestliği yeniden değerlendiriyoruz. İyi hal indirimi her suçta olmayacak." ifadelerini kullanmıştı.

YENİ İNFAZ DÜZENLEMESİNDE NELER OLMALI?

Son dönemde işlenen suçların cezasız kaldığı kanısı kamuoyunda büyük rahatsızlık uyandırıyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da yeni bir infaz düzenlemesi içerisinde olduklarını ve iki yılın altında ceza alanların da cezaevine girmesini içeren bazı yeni uygulamaların gündeme geleceğini dile getirmişti.

Konu özelinde Avukat Koray Battal da önemli değerlendirmelerde bulundu.

Sadece bir gün içerisinde yaşanan vahim iki olay ile sınırlı olmamakla birlikte, sık karşılaşılan şiddet ve taciz vakaları mevcut infaz sisteminin, yasal düzenlemelerin ve cezai müeyyidelerin etkinliği konusunda ciddi endişelerin oluştuğunun altını çizen Battal değerlendirmesinin devamında, "Bununla birlikte toplum tarafından af niteliğinde idrak edilen infaz düzenlemeleri, hafifletici sebeplerin kötüye kullanılması ve suçu meslek edinmiş kişiler için cezasızlık olarak tasvir edilecek nitelikte ceza sürelerinin kısaltılması adalet sistemine olan güvenin telafi edilemeyecek düzeyde sarsılmasına, zayıflamasına neden olmaktadır." ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

"YENİ İNFAZ DÜZENLEMESİ ÜZERİNDE ÇALIŞILMASI ÇOK KIYMETLİ"

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un yeni infaz düzenlemesi üzerinde çalıştıklarını söylemesinin son derece kıymet olduğunun altını çizen Battal, "Ancak sorun, iki yıl altında ceza alanlarında cezaevine gireceği çözümünden çok daha büyük boyuttadır. Güncel olaylara reaksiyon niteliğindeki düzenlemeler, yeterli hazırlık ve analiz yapılmadan hayata geçirilirse, sorunlara çözüm olmak bir yana yeni sorunlara da yol açabilir." dedi.

"HUKUK REAKSİYON NİTELİĞİNDE TEPKİLER İLE DEĞİL, REFORMLARLA İLERLEMELİDİR"

Battal açıklamasının devamında, "Hukuk kısa vadeli ve güncel olaylara reaksiyon niteliğindeki tepkiler ile değil; çözüm odaklı reformlar ile ilerlemelidir. Suç oranlarını düşürmek ve adalet sistemine olan güveni tesis etmek; ceza ve infaz yasalarını sık sık değiştirmekle değil, sistemin işleyişini ve kurallarını kökten ele alarak sağlanabilir.

Hukukun temel ilkelerinden biri öngörülebilirliktir. Kalıcı bir hukuk güvenliği oluşturulamadığı sürece; hukuk sistemi sadece güncel olaylar karşısında öngörülemeyen ve sürekli değişen kurallar ile reaksiyon veren bir mekanizma olarak algılanır. Bu algı toplum için en büyük problemdir." ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

SUÇ VE TEKERRÜRÜ ARASINDAKİ İLİŞKİ

Battal ayrıca değerlendirmesinin devamında dikkat edilmesi gereken önemli bir husus olarak suç ve tekerrürünü ön plana çıkarttı ve "Hayatının bir döneminde herhangi bir nedenle suça karışmış birey ile suçu meslek haline getiren, defalarca aynı ya da benzer mahiyette suçları işleyen bireyin aynı doğrultuda ve tekdüze infaz yasası kapsamında değerlendirilmemesi gerekmektedir. (Bu hususta düzenleme yaparken eşitlik ilkesinin ihlaline sebebiyet vermemeye özel olarak dikkat edilmelidir.)" dedi.

BATTAL ABD'DEKİ 'HABITUAL OFFENDER LAWS' ÖRNEĞİNE DİKKAT ÇEKTİ

Suçun tekrarlanması hakkında Battal, ABD'de uygulanmakta olan 'Habitual Offender Laws' yasasını örnek olarak gösterdi. Konu özelindeki açıklamasında Battal şu ifadeleri kullandı:

"Suçun tekrarlanması, bireyin toplum için bir tehlike haline geldiğini göstermekte ve bu durum, hukukun temel amacı olan kamu güvenliğini tehdit etmektedir. Tekerrür mahiyetinde olan suçlarda; ceza indirimi, iyi hal gibi hafifletici unsurların daha sınırlı olması gerekliliği mevcuttur. Bu durum dünyanın bir çok yerinde bu şekilde uygulanmakla birlikte, en önemli örneği Amerika Birleşik Devletlerindedir. 'Habitual Offender Laws' yasaları olarak bilinen düzenleme uyarınca; suçu tekrar işleyen kişiler için daha katı düzenlemeler bulunmakta ve suçu meslek haline getiren kişilere yönelik daha sert yaptırımlar uygulanmaktadır. Ülkemizde ceza ve infaz yasaları ile ilgili bir çalışma yapılırken, benzer bir yaklaşım geliştirilmeli; ilk kez suça karışan, pişmanlık gösteren ve rehabilitasyon imkanı olan kişiler ile suçu tekrarlayan, topluma zarar verme potansiyeli yüksek kişiler arasında fark gözetilmelidir.

Reklam
Reklam

Sonuç olarak; güncel olaylara reaksiyon olarak yapılan düzenlemeler yerine, köklü reformlar yapmak ve çözüm odaklı bir sistem oluşturmak, adalet sistemine olan güveni tesis edecek tek unsurdur."

Anahtar Kelimeler: