İSTANBUL (İHA) - İçişleri eski Bakanı ve Yurt Partisi (YP) Genel Başkanı Sadettin Tantan'a suikast düzenlemeyi planladıkları, anayasal düzeni cebir ve şiddetle yıkmaya teşebbüs ettikleri ve İstanbul'da o amaca yönelik bir çok eylemde bulundukları iddiasıyla haklarında dava açılan 2'si tutuklu 8 kişinin yargılanmasına DGM'de devam edildi.
İstanbul 5 No'lu DGM'de görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Orhan Eroğlu, Veli Dikme ve sanık avukatları katılırken, tutuksuz yargılanan sanıklar duruşmaya gelmedi.
Duruşmada söz alarak, polis fezlekesi ve savcının dosyayla ilgili hazırladığı iddianame arasında büyük farklar olduğunu belirten Orhan Eroğlu, "Sanıklardan Yüksel Beysüren benden 28 gün sonra gözaltına alınıyor. İşkence görmüyor. Benimle birlikte gasp gerçekleştirdiğini söylemesine rağmen, savcı bu kişiyi serbest bıraktı. Beni ise tutukladı. Benim polis ifademle Beysüren'in ifadesi aynıdır" dedi.
Yasa dışı DHKP-C örgütü adına gasp gerçekleştirdiği ve bu yolla elde ettiği paraları örgüte aktardığı iddiaları ile ilgili olarak ise Eroğlu, "Ali Taşgüven isimli şahsı gasp ettiğimiz iddia ediliyor. Madem böyle bir durum vardı, Taşgüven neden hemen polise başvurmadı? Polis 'Sadettin Tantan'a suikast timi yakalandı' dediği zaman bu kişi ortaya çıktı. Benim olaylar ile hiçbir ilgim yok, esnafım. Olaylar incelendiğinde ortaya çıkıyor ki bu polisin bir komplosudur" şeklinde konuştu.
Epilepsi hastası olmasını polis ile girdiği çatışmaya bağlayan Eroğlu, Gazi Mahallesi olayları sırasında polisin kendisini kafasından yaraladığını ve bunun sonucu epilepsi hastası olduğunu söyledi. Kendisini vuran polisten şikayetçi olduğunu da belirten Orhan Eroğlu, "Polis, 1995 yılı Gazi olayları sırasında beni kafamdan yaraladı. Ben de o polis hakkında şikayette bulundum. Şikayeti geri almamı istediler. Şikayeti geri almayınca gözaltına alındım. Polis bana yarım kalan işi tamamlayacağını söyledi ve beni gasp olayı ile suçladı" dedi.
Ayrıca hasta bir insanın örgüte hiçbir faydası olmayacağını belirten Eroğlu, tedavi olabilmek için tahliye talebinde bulundu. Sanıkların tahliye talebini reddeden mahkeme heyeti, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
Sanık Orhan Eroğlu idam istemi ile yargılanırken, diğer sanıkların 36 yıla kadar ağır hapis cezası ile cezalandırılmaları istendi.
Savcının hazırladığı iddianamede, 1998 yılında sanıklardan Veli Dikmen'in bilgisayarlarla gelen talimatla istihbarat çalışmaları yaptığı, dönemin Fatih Belediye Başkanı Sadettin Tantan hakkında bilgi topladığı, ancak örgütün üst düzey yöneticileri tarafından Tantan'a gerçekleştirilmesi planlanan eylemin engellendiği iddia edilirken, Veli Dikmen'in talimatı ile Okmeydanı'nda küfecilik yapan ve itirafçı olduğunu öne sürdükleri Ali Tokmak'ı öldürttüğü, ayrıca sanıkların Kadıköy Vergi Dairesi'ne bomba koymaya teşebbüs ettikleri belirtiliyor. Öte yandan, sanıkların yasa dışı DHKP-C örgütü adına gasp gerçekleştirdikleri ve yine bu örgüt adına İstanbul'un birçok ilçesinde bulunan emniyet müdürlüklerine eylem planladıkları da iddianamede yer alıyor.