Süleyman Çelebi, Ölümünün 591. Yılında Kabri Başında Anıldı

Peygamber Efendimizin (SAV) doğumunu anlattığı Mevlid-i Şerif (Vesiletü'n-Necat) ile dillerden düşmeyen Süleyman Çelebi, vefatının 591. yıldönümünde Bursa'daki kabri başında anıldı. Törende, Bursa Ulu Camii'nin ilk imam hatibi olan Süleyman Çelebi'nin sadece şair olmadığı vurgulandı. Bursa Ulu Cami'de imamlık yaparken 770 beyitten oluşan Mevlid-i Şerif'i yazan Süleyman Çelebi, vefatının üzerinden geçen 591 yıla rağmen unutulmadı. Bursa Müftülüğü ve Süleyman Çelebi Camii ve Kütüphane Yaptırma Derneği tarafından düzenlenen anma törenine hafta sonu olmasına rağmen çok sayıda vatandaş katıldı. Süleyman Çelebi Camii ve Kütüphane Yaptırma Derneği Başkanı Hayrattin Akpınar, "İranlı vaizin Ulu Cami'de kürsüye çıkıp Peygamber Efendimize saygısızlık etmesine içerleyerek Mevlid-i yazan Süleyman Çelebi'nin kabri sadece yılda bir kez yapılan anma törenlerinde hatırlanmamalı." dedi. Bursa Müftüsü Prof. Dr. Mehmet Emin Ay ise Bursa'nın manevi dinamiklerinin gelecek nesle tanıttırılması için bir dizi proje hazırladıklarını söyledi. Ay, "Süleyman Çelebi de Bursa'nın manevi dinamiklerindendir. Ulu Cami'nin bilinen ilk imam hatibidir. Gençlerimiz ve bizler Süleyman Çelebi'yi yeterince tanımıyoruz. Biz, bu konulardaki eksikliklerin giderilmesi için çalışıyoruz. Günümüzde sünnet ve düğünlerimizde Mevlidimiz başımızın tacıdır. Gelecek nesillere Süleyman Çelebi'yi daha iyi tanıtmak istiyoruz." diye konuştu. Törene AK Parti milletvekilleri Hakan Çavuşoğlu ve Bedrettin Yıldırım da katıldı. Milletvekili Yıldırım, "Toplum olarak biz Peygamber Efendimize büyük sevgi duyuyoruz. Bu öyle bir sevgidir ki Medine'de ray döşerken Efendimizin ruhları incinmesin diye rayların üzerine keçe koymuş atalarımız. Yeni yetişen gençlerimize Süleyman çelebi gibi Peygamber aşıklarını iyi tanıtmamız gerekir." şeklinde konuştu. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Ali İhsan Akçay da Süleyman Çelebi'ye sadece 'şair' denmesinin yanlışlığına dikkat çekti. Dr. Akçay şunları kaydetti: "Geçmişimizde Mevlana'ya 'şair' demek edepsizlik sayılıyordu. Süleyman Çelebi, Mevlana gibi ilim adamlarına, edebiyatçılara, gönül insanlarını 'şair' diyerek sınırlamamalıyız. 1351 yılında Orhan Gazi zamanında Bursa'da dünyaya gelen Süleyman Çelebi, Emir Sultan Hazretleri'nin müridi olarak biliniyor. Ulu Cami'ye imam olarak tayin edilen Süleyman Çelebi, 1409 yılında 16 kısım ve 770 beyitten oluşan Mevlid-i Şerif'i kaleme aldı. 1422'de yine Bursa'da vefat eden mevlidin mimarı Süleyman Çelebi'nin yazdığı mevlid, Anadolu'dan Balkanlar'a, Kafkaslar'dan Orta Asya'ya, Afrika'ya kadar geniş bir alanda milyonlar tarafından asırlardır okunuyor. Süleyman Çelebi'nin, Mevlid-i Şerif'i yazmasına sebebiyet veren hadise Ulu Cami'de yaşanmış. Rivayete göre, 1409 yılında İranlı bir vaiz, Ulu Cami'de verdiği vaazda 'Lâ nüferriku beyne ehadin min rusulih' (Peygamberleri birbirinden tefrik etmeyiz) ayetini tefsir ederken, 'Ben bu ayetin bildirdiği gibi ahir zaman Peygamber'ini diğerlerinden üstün görmem' der. Dinleyenlerden bir zat ise ayağa kalkarak İranlı vaize tepki göstererek, 'Sen tefsir ilmine vâkıf değilsin, ayetlerin muhkemlerini, hükmü kalkmışları ve hükmü kaldıranları bilmiyorsun. Peygamber arasında fark yoktur demekten maksat; peygamberlik hususudur. Yoksa peygamberler arasında mertebe ve derece yoktur demek değildir. Eğer her cihetten fark yoktur demek olsaydı 'Tilke'l-rasulü faddahâ ba'dehüm alâ ba'd' (Peygamberlerden bazısını bazısına üstün kıldık) ayeti bulunur muydu?' diyerek susturur. Münakaşadan haberdar olan Süleyman Çelebi, Hazreti Peygamber'in böyle bir tartışmaya konu edilmesinden dolayı çok üzülür. Mürşid-i Emir Sultan'ın da tavsiyesiyle mevlidi yazar." Konuşmaların ardından Bursa Müftüsü Mehmet Emin Ay'ın yaptığı duaya katılımcılar hep bir ağızdan 'amin' dedi.