Süleyman Şah Türbesi eski yerine taşınacak

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Süleyman Şah türbesinin, yeniden eski yerine taşınacağını açıkladı.

Süleyman Şah türbesi eski yerine taşınıyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, kendisi hakkında verilen gensoru açılmasına ilişkin önerge ile ilgili olarak TBMM Genel Kurulu'nda konuştu. Çavuşoğlu, Meclis'i her zaman ciddiye aldıklarını belirterek, “Özellikle diplomasiye de önem veren bir bakan olarak bu Meclis'e her zaman geliriz, hesap veririz, bilgi veririz. Meclis'imizi her zaman ciddiye alıyoruz" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin bölgesindeki çatışmaların devam ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, “Tüm dünyanın gözü bu bölgede ve Türkiye'de ve Türkiye'nin uyguladığı dış politikada. Bu sorunların hiçbirisini Türkiye çıkarmadı, hiçbirisinden Türkiye sorumlu değil. Türkiye sadece bu sorunları aşabilmek için, bu sorunlara çözüm üretebilmek için bazen bireysel, bazen uluslararası örgütlerle bölgede oluşturduğumuz mekanizmalarla katkı sağlamaya çalışıyor. Biz var olan sorunlarla ilgili ortaya çıkacak fırsatlar için de düşüncelerimizi söylüyoruz, çabalarımızı ortaya koyuyoruz" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

"KARŞIMIZA ÇIKANI VURURUZ"

Suriye'den gelen mültecilere yönelik olarak Çavuşoğlu, “Bugün Suriye'de ve bölgede bir çözüm umudu varsa mutlaka bunda Türkiye'nin önemli bir rolü vardır ama bu çatışmanın, bu istikrarsızlığın diğer yansımalarına da, insani yansımalarına da duyarsız kalmadık. Bugün 2,7 milyon Suriyeli'yi evimizde ağırlıyoruz ve 2 milyon 700 bin Suriyeli'ye 10 milyar dolardan fazla para harcadık. Bu bizim gurur duyacağımız bir şey ve harcamaya da devam edeceğiz" diye konuştu.

Süleyman Şah Türbesi'nin taşınması sırasında YPG ile işbirliği yapıldığı iddialarına ilişkin olarak Çavuşoğlu, “Süleyman Şah Türbesi'yle ilgili de iddialar var. Neymiş efendim, Süleyman Şah Türbesi'nin geçici olarak taşınmasında oradaki YPG, PYD terör örgütüyle iş birliği yapmışız. Bu doğru değildir. Biz burada DAİŞ ve bölgedeki çatışmalardan dolayı bir tehdit oluşunca bu türbeyi geçici olarak taşımak istedik, kararımızı verdik ve o kararı verdikten sonra da oradaki unsurların hepsine şunu söyledik; 'Sakın ha karşımıza çıkmayın, karşımıza çıkanı vururuz' dedik ve operasyonu da yaptık. Bir kaza neticesinde sadece bir astsubayımız şehit oldu, Allah rahmet eylesin, tüm şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Dolayısıyla PYD, YPG'yle iş birliği kesinlikle söz konusu değildir" dedi.

Reklam
Reklam

ESKİ YERİNE TAŞINACAK

Tartışma sırasında CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan, Bakan Çavuşoğlu'na "Sayın Bakan, tekrar geri mi gidecek?" diye laf attı. Sataşma üzerine Bakan, "Tabii ki, güvenlik sağlandıktan sonra, istikrar sağlandıktan sonra o türbeyi orijinal yerine taşımayı düşünüyoruz, planlıyoruz" dedi.

Suriye sınırları içinde olduğu halde Türkiye'ye ait olan Süleyman Şah türbesi dünyanın gündemine oturan bir operasyonla 22 Şubat 2015 tarihinde üçüncü kez yeni bir yere nakledildi. 'Şah Fırat Operasyonu'yla naaşı güvenli bölgeye alınan Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'nin dedesi olan Süleyman Şah, Filistin'e geçmek isterken Fırat Nehri'nde boğulmuştu. Başbakan Ahmet Davutoğlu, operasyonu Genelkurmay Karargahı'nda, operasyon merkezinde bizzat takip etmişti.

"SALİH MÜSLİM KANDİL'DEN NİYE GELDİ?"

PYD ve YPG'nin Suriye'yi bölmek amacıyla hareket ettiğini kaydeden Bakan Çavuşoğlu, “Salih Müslim Kandil'den niye geldi biliyor musunuz? Salih Müslim Kandil'den Esad tarafından ve bugünkü muhalefetin koordinasyonuyla eski Başbakan Riyad Hicab'ın Başbakan olduğu dönemde Kandil'den indirildi ve 'Suriye'de de teröristleri organize ederek Türkiye'ye karşı saldırıları başlatın' diye talimat verildi. Bugünkü muhalefet niye almıyor PYD'yi içine? Terör örgütü olduğu için almıyor, bu gerçekleri herkesin bilmesi gerekiyor. Bugün Ayn El Arap'ta DAEŞ yoksa bu Türkiye sayesindedir. Oradaki insanları, 200 bine yakın Kürt kardeşlerimizi topraklarımıza biz aldık, memnuniyetle aldık" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ TARİHSEL ÖNEMİ NEDİR?

Süleyman Şah Türbesi ile Süleyman Şah Saygı Karakolu ve bulunduğu alan Suriye'nin Halep ilinin Eşme köyü sınırları içerisinde bulunan, Türkiye'nin kendi sınırları dışında sahip olduğu ekslav statüsündeki tek toprak parçasıdır.

Türbe'de Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk padişahı Osman Gazi'nin dedesi ve Ertuğrul Gazi'nin babası Süleyman Şah'ın ve iki askerinin naaşları bulunmaktadır. Türbede yatan Süleyman Şah'ın Osman Gazi'nin dedesi olan Süleyman Şah değil, I. Kılıçarslan'ın babası Kutalmışoğlu Süleyman olabileceği konusunda farklı görüşler bulunmaktadır.

Tarihçe

Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Alp Arslan’ın Malazgirt Zaferi’nden sonra yeni vatan edinmek maksadıyla batıya yönelen Oğuz boyları arasında Süleyman Şah önderliğindeki Kayı Boyu da bulunmaktaydı. Süleyman Şah, yeni yurt aramak üzere çıktığı bu yolculukta Halep yakınlarındaki Caber Kalesi’ne gelir ve Fırat Nehri boylarına yerleşir. Buradan tekrar yeni yurt aramak üzere yola çıkar, ancak 1227 yılında Fırat Nehri’nin karşı kıyısına geçmeye çalışırken muhafızları ile birlikte Fırat sularında boğulur. Süleyman Şah’ın naaşı ve iki askeri Caber Kalesi eteklerine bir kümbete defnedilir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde imparatorluk sınırları içerisinde olan mezarın bulunduğu yere bir türbe yapılarak buraya “Türk Mezarı” adı verilir. Türbe ve Caber Kalesi, Osmanlı İmparatorluğu yıkılınca Fransız Suriye Mandası sınırları içerisinde kalmıştır.

Reklam
Reklam

20 Ekim 1921 tarihinde Türkiye ile Fransa hükûmetleri arasında imzalanan Ankara Antlaşması'nın 9. maddesi ve 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması'nın 3. maddesi gereğince Caber Kalesi ve türbe müştemilâtı ile berâber Türkiye Cumhuriyeti toprağı olarak kabul edilmiş ve Türkiye'ye burada muhâfız bulundurma ve bayrağını çekme hakkı tanınmıştır.

Ankara Hükûmeti ile Fransa'nın 20 Ekim 1921’de imzaladıkları ve Caber Kalesi ile türbenin Türk toprağı olmasını öngören Ankara Anlaşması'nın görüşmeleri devam ederken son Halife II. Abdülmecid, TBMM'ne gönderdiği bir mektupta kendisinin ve Osmanlı Hanedanı'nın "atası" olan Süleyman Şah’ın mezarı konusunda Meclis’in gösterdiği alâkaya teşekkür etmiştir.

Caber Kalesi ve nakli

Suriye hükûmeti, Fırat Nehri üzerinde 1968 tarihinde başlattığı Tabka Barajı'nın 1973 yılında tamamlanacağını ve barajın su toplamaya başlamasıyla Caber Kalesi ve Süleyman Şah'ın türbesinin tamamen sular altında kalacağını ileri sürerek Türk Hükûmeti'nden türbenin yerini değiştirmesini ya da türbenin Türkiye'ye naklini talep eden bir nota gönderdi. Türkiye de buna karşılık Suriye'ye bir nota verdi ve Keban Barajı'nın kapaklarını kapatarak Fırat Nehri üzerinden Suriye'ye su akışını engelledi. Karşılıklı bu restleşmenin ardından Türkiye bölgeye Devlet Su İşleri'nde (DSİ) görevli uzmanlar ve mimarlar gönderdi ve türbenin nereye taşınabileceğinin tespit edilmesini istedi. Ankara ve Şam hükûmetleri arasında uzun süren müzakerelerin ardından bir anlaşma imzalandı. Anlaşmaya göre;

Reklam
Reklam

Türbe, müştemilatı ile birlikte Halep–Hasseki yolu üzerinde bulunan Karakozak köyü yakınındaki yeni yerine nakledilecek,
Barajın kenarında türbenin bu günkü konumuna en yakın yerde mermerden bir kitabe dikilecek, Türbenin bugünkü yerini tespit etmek maksadıyla göl üstüne bir şamandıra konacaktır.

1973 yılında türbe ve karakol, Halep'e 123, Şanlıurfa'ya 92 km uzaklıktaki Fırat'ın doğu kıyısındaki Karakozak köyündeki 10.096 m²'lik yeni yerine taşınmıştır.

1995 yılında, Suriye Hükûmeti bu kez de Fırat Nehri’nin daha üst kotlarında inşasına başladığı Teşrin Barajı sebebiyle Karakozak bölgesindeki Süleyman Şah Türbesi’nin bölge dışında başka bir alana ya da Türkiye’ye taşınması hususunu yeniden gündeme getirdi. Bunun üzerine Türkiye ile Suriye arasında yapılan görüşmeler sonucunda türbenin mevcut yerinin baraj gölünün olumsuz tesirlerinden korunması için tahkim edilmesine karar verildi. 2001 yılında Fırat Nehri üzerindeki Teşrin Barajı'nın tamamlanması nedeniyle türbenin taşınması bir kez daha gündeme geldi. Suriye tarafı bu defa türbenin şimdiki yerinden de kaldırılarak gösterecekleri ve Türk tarafının da kabul edeceği bir yere taşınmasını istedi. Ancak 57. Türkiye Hükûmeti'nin girişimleriyle proje, türbenin mevcut yerinin korunması yönünde değiştirildi.

Reklam
Reklam

23 Ocak 2003 tarihinde Ankara'da “Süleymanşah Türbesi Tahkimat Projesinin Uygulanmasına İlişkin Ana Tutanak” imzalandı.[10] Bu çerçevede 10 dönüm'lük türbe arazisi sınırları tahkim edilmiş, türbe binasının içi ve dışı onarılmış, karakol binası da yeniden inşa edilmiş ve Süleyman Şah Türbesi yeniden ziyarete açılmıştır.

İHA