Alman heyet başkanı Graskoph'un hazırlamış olduğu bu harita 9-13 Eylül 2002 tarihine 15.Türk Tarih Kongresi'nde Bir Padişah Mülkü: Bağdat-Musul Petrolleri adlı tebliğiyle ilk kez Doç.Dr. Arzu Terzi tarafından yayımlandı.
Daha sonra ise Başbakanlık Osmanlı Arşivince hazırlanan Osmanlı Döneminde Irak, Plan, Fotoğrafçılık ve Belgeler adlı kitapta yayınlandı. Ancak yanlışlıkla haritanın aslına müdahale edilerek bölgedeki petrol yatakları dışındaki yerleşim yerleri de petrol kuyusu olarak işaretlendi
(?) Bu yanlışlık ise 65 ayrı yerde petrol bulunduğuna yönelik yorumları ve haberleri beraberinde getirdi.
Özellikle 1800'lerin sonunda tüm dünyada önemli bir maden olarak kabul edilmeye başlanan petrol, ülkemize bu kadar yakın coğrafyalarda adeta "basılan yerden fışkırırken" topraklarımızda çok az noktada çıkarılması, çıkarılsa da kalitesiz olması üzerine sürekli konuşuluyor.
1800'ün son çeyreğinde Osmanlı Sultanı Abdülhamit bu durumun üzerinde durmaya karar veriyor fakat o zamanlar jeoloji üzerine tahsil yapmış mühendis azlığı ve maddi kaynak yetersizliği yüzünden proje bir süreliğine rafa kalkıyor.
Daha sonrasında Sultan, Hazine-i Hassa'dan (kendi ödeneğinden yani) kaynak sağlayarak az sayıdaki yerli mühendisin yanına yurt dışından gelen yabancı mühendisleri veriyor ve geniş bir petrol rezervi çalışmasına başlanıyor.
Özellikle Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu'da, zamanın sınırları içerisinde bir çok noktada petrol emarelerine rastlayan heyet çalışmayı kapsamlı bir şekilde Abdülhamit'e sunuyor. Bazı noktalarda petrolün çıkartılmasının maddi anlamda geliri karşılamayacağı da çalışmanın içine dahil ediliyor heyet tarafından.
En önemli yatakların ise Diyarbakır, Mardin, Bismil, Hazro Çayı etrafı, Sinan, Batman Çayı etrafı, Dicle bölgesi, Midyat, Bedran, Tulan, Siirt, Botan Çayı etrafı, Habur, Fındık, Cizre, Habur Çayı etrafı, Bitlis Çayı kıyısı ve Hakkâri (Çölemerik)’de olduğu kaydediliyor.
Abdülhamit bu haritada gösterilen noktalardan petrol çıkarılmasını göremiyor ve projede ne hikmetse rafa kalkıyor. Peki neden?
Özellikle o zaman Osmanlı toprakları içinde bulunan Musul, Erbil, Kerkük, Süleymaniye ve Bağdat gibi yerler şu an petrol zengini olması ve Sultan'ın haritasında bulunması kafaları kurcalayan noktalar arasında.
Mesela başka bir örnekte; bu noktalardan biri olan 12. bölge yani Siirt-Eruh'taki bölgeden 2014 yılının başında 42,3 gravitede çıkarılan petrol. Bu kuyu 40 yıl önce "petrol yok" diye kapatılmıştı...
Bir kesimin "hata" olduğu için 65 olarak petrol noktası göründüğünü söylemesi, diğer taraftan da dış güçlerin bunu kasten öyle gösterdiğini iddia etmesi tartışıla dursun;
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?