ŞAM (A.A) - Bakanlığın bildirisinde, "son haftalarda özellikle cuma günü vatandaşların çeşitli kentlerde gösteriler düzenleyerek yönetimden taleplerde bulundukları, bu taleplerin yerine getirilerek bir dizi reform kararı alındığı ve çalışmaların hala devam ettiği" hatırlatıldı.
Bildiride, reform kararlarına rağmen olayların devam ettiği ve "belli dış güçler tarafından provoke edilen bazı kişilerin halkın taleplerinin yerine getirilmesi ve reform kararlarından hoşnut olmadığı" kaydedildi.
Bazı medya organları, uydu kanalları ve internet siteleri üzerinden, "reform kararları görmezden gelinerek provokasyonlara devam edildiği" belirtilen bildiride, "Söz konusu kişilerin Suriye'de reform istemedikleri, halkın talepleri ve güvenlik güçlerinin silah kullanmaması ile ilgilenmedikleri açık ve net olarak ortaya çıkmıştır. Bu kişiler, vatandaşlar ile güvenlik güçlerinin arasını açmak amacıyla etrafa yaylım ateşi açtılar, devlet kurumları ve hizmet binalarını ateşe verdiler" ifadelerine yer verildi.
Bildiride, "halktan bu kişileri gördükleri yerde etkisiz hale getirmeleri ve adalete teslim etmeleri" istenerek, "Suriye yönetiminin vatan ve vatandaşlarının yanı sıra kamu kurumları ile hizmet binalarının güvenliğini korumak için güvenlik güçlerinin silah kullanmasını belirleyen durumlara ilişkin yasalar doğrultusunda sözü edilen kişiler ve arkalarında bulunanlara karşı koyacağı" kaydedildi. Bu çerçevede, "halkın doğal hakkı olan barışçıl gösteriler ile kaos yaratmaya ve ulusal birliği sarsmaya yönelik çabaların birbirine karıştırılmasına izin verilmeyeceği" belirtildi.
Suriye'nin çeşitli kentlerinde dün yaşanan olaylarda 19 güvenlik görevlisinin hayatını kaybettiği ve 75'inin de yaralandığı bildirildi. Birkaç haftadır devam eden olaylarda ise hayatını kaybeden güvenlik görevlisi sayısının 30'u aştığı kaydedildi.
İçişleri Bakanlığı tarafından daha önce yayımlanan talimat nedeniyle, "toplumsal olayların olduğu yerlerde güvenlik güçlerinin silah taşımadığı" belirtilmiş, olaylarda yaralanan bazı polisler medya organlarında yayımlanan röportajlarında, "silah kullanamamaları nedeniyle açık hedef haline geldiklerini" savunmuşlardı.