Suriye çatışmasızlık anlaşmasında 5 belirsiz nokta

Almanya'da yapılan Uluslararası Suriye Destek Grubu'nun zirvesinde, Suriye çapında bir çatışmasızlık üzerinde anlaşıldı. 'İddialı' olarak tanımlanan anlaşmanın pratikte nasıl uygulanacağı ise bilinmiyor.

Almanya'nın Münih kentinde biraraya gelen uluslararası güçler bir hafta içerisinde Suriye'de çatışmasızlık ilan edilmesi üzerinde anlaşmaya vardıklarını açıkladı.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, 20 ülke ve uluslararası kuruluşun altına imzasını attığı anlaşma için 'iddialı' yorumunu yapıyor.

Anlaşmanın kapsamının muğlak olması nedeniyle arzu edilen sonucu veremeyebileceği endişesi var. Münih'te imzalanan metinde belirsiz kalan ve üzerinde tartışmaların devam ettiği birçok boşluk bulunuyor.

Reklam
Reklam

1- Çatışmasızlık kimleri ve nereleri kapsayacak?

Münih anlaşması çatışmasızlığın Suriye genelini kapsayacağını söylüyor. Uluslararası Destek Grubu, sadece Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), Nusra Cephesi 've Birleşmiş Milletler tarafından terör örgütü olarak kabul edilen gruplara karşı' askeri operasyonların devam edeceğini ifade ediyor.

Yani hem Rusya hem de ABD öncülüğündeki koalisyon, 'terör örgütü' olarak kabul ettikleri gruplara yönelik hava saldırılarına devam edecek.

30 Eylül 2015'ten bu yana Suriye ordusuna hava desteği veren Moskova, ilk günden itibaren 'sadece terör örgütlerini hedef alıyoruz' diyor.

Ancak aralarında Türkiye'nin de bulunduğu pek çok ülke Rusya'yı Suriye'de IŞİD'in yerine Devlet Başkanı Beşar Esad'a karşı çıkan silahlı grupları vurmaklasuçluyor.

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da bugün Münih'te yaptığı açıklamalarda Rusya'nın hava operasyonlarına son vermemesi halinde anlaşmanın başarıya ulaşamayacağını söyledi.

Reklam
Reklam

Suriye ordusunun Rus hava operasyonları ile İran destekli Şii silahlı grupların desteğiyle yürüttüğü Halep'i öembere alma operasyonunun ateşkesin kapsamına girip girmediği de bilinmiyor.

2- Muhalif grupların tutumu belirsiz

Çatışmasızlık çağrısının altında 20 devletin ve uluslararası kuruluşun imzası bulunuyor.

Ancak imza atanlar arasında Suriye hükümeti ya da Suriye'deki muhalif gruplar yok. Yani Suriye'deki iç savaşın ana aktörleri herhangi bir taahhüt vermiş durumda değil. Bu nedenle Münih'te imzalanan metne hangi ölçüde uyulacağı kestirilemiyor.

Suriyeli muhalif grupların müzakere heyetinde yer alan Basma Kodmani, BBC'ye verdiği röportajda "Batılı güçlerin, özellikle de ABD'nin, anlaşma kapsamında daha fazla kararlılık göstermesi gerekiyor. Eğer hangi bölgelerin hedeflenebileceği konusunda insiyatif Rusya'ya kalırsa çatışmasızlığın sürekli hale gelmesini mümkün görmüyorum" diyor.

3- İnsani yardım nasıl ulaştırılacak?

Anlaşma metninde "Uluslararası Suriye Destek Grubu, tüm üyelerin insani yardımların ihtiyaç duyulan noktalara götürülmesi için iyi niyetle çaba harcayacak" deniyor. Çatışmasızlık ortamının insani yardımı kolaylaştıracağı ifade edilse de bu yardımın sürekliliğinin garanti altında olmadığı da vurgulanıyor.

Reklam
Reklam

Hollanda merkezli PAX örgütü ile ABD merkezli Suriye Enstitüsü'nün ortak girişimi olan Siege Watch kuruluşu, Suriye'de 1 milyon kişinin kuşatma altında yaşadığını açıklamıştı. Kuşatma altındaki yerleşim yerlerine insani yardım koridorlarının açılıp açılamayacağı belirsiz.

4- Ateşkes yerine çatışmasızlık ifadesi

Uluslararası Destek Grubu'nun imzaladığı metinde 'Ateşkes' ifadesi hiç kullanılmıyor. Bunun yerine 'Çatışmasızlık' ortamının sağlanmasından bahsediliyor.

Birleşmiş Milletler bu iki terim arasında fark gözetiyor. Ateşkes, çatışan tarafların şiddeti durdurup müzakere masasına gelmeyi kabul etmesi olarak tanımlanıyor. Çatışmasızlık ise sadece geçici bir süre için şiddetin durdurulması olarak tanımlanıyor ve ateşkes ortamının oluşması için bir fırsat olarak görülüyor.

5- Siyasi çözüm belirsizliği

İmzalanan metinde yer alan bir diğer madde ise "Tüm taraflar BM arabuluculuğunda siyasi çözüm için görüşmelere teşvik edilecek" deniyor.

Suriye'de siyasi çözüm için son girişim İsviçre'nin Cenevre kentinde gerçekleşmiş, BM'nin Suriye Özel Temsilcisi Stefan de Mistura taraflar arasında mekik diplomasisi yoluyla bir diyalog oluşturmaya çalışmıştı.

Reklam
Reklam

Ancak 6 ay sürmesi planlanan Cenevre süreci, Suriye hükümeti ile muhalif grupların heyeti arasındaki keskin ayrılıklar nedeniyle bu ayın başında askıya alınmıştı.

Münih'te imzalanan metinde her ne kadar 'Siyasi geçiş sürecinden' bahsedilse de, bu konuda herhangi bir somut yol haritası verilmiyor.

Anahtar Kelimeler: