Suriye Türkmen Birliği Başkanı, Türk Halkından Yardım İstedi

Aksaray'a gelerek Türk halkından yardım isteyen Suriye Türkmen Birliği Başkanı Hüseyin Dede, Suriye'de mezhep savaşı olmadığını ancak savaşın bu yöne itilmek istendiğini ifade etti.

Aksaray’da Memur Sen binasında bir basın toplantısı düzenleyen Hüseyin Dede, Suriye’de mezhep savaşı olmadığını ancak savaşın bu yöne itilmek istendiğini söyledi. Suriye’deki savaşın zalimle mazlumun arasındaki bir savaş olduğunu belirten Dede, “Türk halkını yanımızda görmek istiyoruz. Suriye’de savaş uçakları her 10 dakika arayla sürekli olarak sorti yapıyor. Suriye tamamen Esed güçlerinden kurtarıldı. Ama maalesef şehirde mülteci sayısı 1 milyon 300 bin kişi. Yani orada 1 milyon 300 bin insan var. Şimdi uçaklar her 10 dakikada 4 sorti yapıyor. Günlük yaklaşık olarak 40 ile 50 arasında yaralımız var. Bu insanlara buradan giden yardımları sadece yardım olarak düşünüyorsanız, büyük hataya düşüyorsunuz. Buradan giden yardımlar oradaki insanlara destek oluyor. Oradaki o insanlar orada kalmalı. Bu tarafa gelmemeli. Size bir şey söyleyeyim kardeşlerim. 10 tane kız çocuğu var, hepsi de 10 yaşından küçük ve 1’i hamile. Tecavüze uğramış. Yüzlerce şehit veriyoruz. 64’ü doktor olarak şehit, 27’si eczacı olarak şehit, 24’ü sağlık görevlisi olarak. 1 insana yardım eden insanı öldürülüyor. Bu şekilde 4 tanesi idam edildi. Yani şimdi Suriye’de bir şişe ilaç veya bir kutu ilacın cezası elinde keleşle dolaşmaktan daha fazla" diye konuştu.

“BİZE DESTEK VEREN TEK ÜLKE TÜRKİYE”

Avrupalılar ve Amerikalıların ilk başta destek verdiklerini de kaydeden Dede, "Ondan sonra oradaki hareketin başına geçenler Müslüman kesimi olduğu için bizden tamamen yardımı kestiler. Bizim tek destek aldığımız ve yardım gelen tek ülke Türkiye. Katar, Suudi Arabistan'da destek veriyor ama belli kesimlere. Bizim halkımıza tek Türkiye’den yardım geliyor. Onun için lütfen arkadaşlar, bu yardımları sadece yardım olarak düşünmeyeceksiniz. Şunu düşünmeniz gerekiyor, bu yardımlar oradaki mücahitlerin, cephede savaş veren insanlara gidiyor. Arkadaşlar, siz hiç gördünüz mü dünyada 1 devlet veya bir rejim kendi halkına bunu yaptığını. 500 kiloluk bombayı sivil halkın üzerine gönderiyor. Hiçbir yönetim şekli olmayan bir bomba. Muhalifin üzerine de düşüyor, kendi adamının üzerine de düşüyor. Ve oradaki savaş mezhep savaşı değil. Sünni, Şii, Alevi, Kürt, Arap savaşı değil. Oradaki savaş gerçekten bir zalimle mazlumun arasındaki savaş. Bizim yanımızda da Kürt, Arap, Türkmen, Hıristiyan da, Şii de var. Öte tarafta da aynısı var. Oradaki savaş, zalimle mazlumun arasındaki bir savaş. Öyle sadece insanların tasvir ettiği gibi işte, şu Sünni, şu Şii, şu Aleviydi çatışması değil. Ama rejim o yöne itiyor. Şimdi Humus şehri yüzde 75’ini devlet güçleri ellerine geçirdi. Bizim insanlarımız 20 günde gittikleri mesafeyi 2 saatte gidiyorlar. Bu da şu anlama geliyor, oradaki insanları o bölgeleri boşaltmaya çabalıyor. Ve mezhep savaşına itmeye çalışıyorlar insanları. Allah razı olsun Türkiye’den, devlet olarak bizden hiçbir şey kıskanılmadı. Ama bizim istediğimiz destek sadece devletten değil, özellikle sadece AK Parti’den değil. Bizim istediğimiz destek AK Parti’den de, CHP’den de, MHP’den de özellikle MHP’den. Biz özellikle MHP’den istiyoruz desteği. Biz MHP’den de destek istiyoruz, CHP’den de, sivil toplum kuruluşlarından da destek istiyoruz. Devlet sağ olsun her şeyi bize veriyor, ama devletin de gücü bir yere kadar. Bizim istediğimiz Türk halkının bizim yanımızda olması” diye konuştu.