Mardin'de 47 sivil toplum örgütü tarafından düzenlenen mitingde, Suriye'de sivil halka yapılan saldırılar protesto edildi. Türkçe, Kürtçe, Arapça, Süryanice ve İngilizce pankartlar açılıp, sloganların atıldığı mitingde Suriye Devlet Başkanı Beşir Esad kınandı.
Suriye'de sivil halka yönelik saldırı ve katliamlar, Mardin'de 47 sivil toplum örgütünün düzenlediği mitingle protesto edildi. Mardin Valiliği karşısında yapılan mitingde, 5 dilde pankart ve afişler açılarak, sloganlar atıldı. Miting alanına telefonla bağlanan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Mardinlilerin Suriyeli kardeşlerine karşı göstermiş oldukları duyarlılığa teşekkür etti. Diyarbakır’da Tarım Bakanı Mehdi Eker’le birlikte Ulu Camii’nde huzurlu bir ortamda cuma namazı kıldıklarını belirten Davutoğlu, “Özellikle Suriyeli kardeşlerimiz için yaptıklarınızdan dolayı sizlere teşekkürü bir borç biliyorum. Suriye Yardımlaşma Platformu’na, bütün üyelerine, bütün katılımcılara özellikle teşekkür ediyorum, selamlarımı gönderiyorum. Bugün Mardin’de cuma namazını huzur içinde kıldınız. Ama Hama’da, Dara’da, Şam’da kardeşlerimiz namazını hakkı ile idrak edemiyorlar. Onların özgürlük mücadelelerine verdiğiniz destekten dolayı teşekkür ediyorum. Mardinliler her zaman göstermeleri gereken vefayı gösterdiler. Bundan sonra Suriye halkı ile de yakın bir dayanışma içinde olacaklarından eminim. Allah sizden razı olsun. Rabbim Suriyeli kardeşlerimize de hakkı ile cuma namazlarını eda etmelerini nasip etsin" dedi.
"SURİYE HALKININ YANINDAYIZ"
Daha sonra sivil toplum örgütleri adına konuşan Memur-Sen İl Başkanı Mustafa Aydın, meşru ve haklı direnişinin üçüncü yılında Suriye halkının yanında ve katliamın 26. yılında Halepçe’nin acısını paylaştıklarını söyledi. Halkına zulmederek ve muhalefet edenlere şiddet kullanarak kirli iktidarlarını sürdüren diktatörlerin çoğunlukla İslam ülkelerinde bulunmalarının kabul edilemez acı bir gerçek olduğunu belirten Aydın, "18 Mart 2011’de Der’a’da başlayan ve kısa sürede Suriye’nin tümüne yayılan gösterileri, Baas rejimi keskin nişancılar, tanklar, havan topları ve işkencelerle bastırmaya çalışmıştır. Suriye halkı başlangıçta sivil ve barışçı yöntemlerle, özellikle de cuma namazı sonrasında özgürlük taleplerini ‘Yürid’üş şa’b El Hürriyye’ sloganları eşliğinde gösteri yürüyüşünde bulundular. Rejim, bu masum ve demokratik talepleri tutuklama, işkence ve gösteriye katılanların evlerini başlarına yıkarak çok sert karşıladı. Buna rağmen özellikle cuma namazları sonrası Suriye’nin birçok şehrinde yapılan gösteriler aylarca hiçbir silahlı direniş olmaksızın devam etti. Bu süreç tam yedi ay sürdü. Ancak Esed rejimi gittikçe daha çok sertleşti, kan dökmeye devam etti. Bunun üzerine Suriye halkı önce küçük ve dağınık guruplar ile, sonra da yaygın ve örgütlü şekilde silahlı direniş başlattı. Artık yasal düzenlemeler yerine bir bütün olarak Baas diktatörlüğünün gitmesi için kararlılıkla direniş başladı. Çocuk, genç, yaşlı ayrımı yapılmaksızın çok sayıda insan başından vuruldu, sistematik tecavüzlerle namusları kirletildi, birçok kişi işkencede katledildi. Baas çetelerinin saldırısıyla evleri başlarına yıkıldı, şehirleri harabeye çevrildi. Camiler, mescitler, okullar, fırınlar, iş yerleri, köprüler ve hastaneler başta olmak üzere alt yapı ve üst yapı tahrip edilerek Suriye yaşanılamaz hale getirildi. Suriye intifadasının üçüncü yılına girerken daha örgütlü ve büyük direniş karşısında Esed rejimi maalesef Scud füzeleri ve bombardıman uçaklarıyla katliamlarına devam etmektedir” diye konuştu.
"DİRENİŞ SURİYE HALKINA DAYANIYOR"
Suriye direnişinin ne BM’ye, ne ABD’ye, ne Rusya’ya ne de Türkiye’ye dayandığını söyleyen Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Suriye direnişi ‘Lebbeyke Lebbeyk’ ve ‘Ya Allah, Menne Ğayrak Ya Allah’ nidalarıyla kahraman halkına dayanmaktadır. Bu şanlı ve tarihi direnişi Batılı güçlerin entrikalarıyla ve dış güçlerle izah etmeye kalkışmak, gerçeklere aykırı olmanın yanında akan şehitlerin kanına ve Suriye’nin fedakar halkına en büyük hakarettir. Bu şanlı direniş cami eksenli ve halkın öz gücünün eseridir. Bu direniş çağdaş Yezidler’e karşı Hüseyni bir kıyamdır. Bugün Esed ve hunhar Baas rejimine karşı olmak, çağdaş Yezidler’in zulmüne karşı olmaktır. Suriye halkının şanlı direnişi, zulüm karşısında göğe savrulan yumruklarımızı ve kıpırdayan yüreklerimizi yeniden ihya etmiştir. Suriye halkı kazanacak, Esed ve Baas diktatörlüğü elbette yıkılacaktır. Bizler ‘Allah’ım senden başka kimsemiz yok’ diye haykıran Suriyeli kardeşlerimizi ne Baas diktatörlüğünün insafsızlığına ne de emperyalist güçlerin entrikalarına terk edemeyiz.”
"MARDİN’DE 25 BİN SURİYELİ VAR"
Mardin’de kurulan Mardin-Suriye Yardımlaşma Platformu’nun Suriyelilere sağlık, gıda, giyim ve barınma gibi temel insani ihtiyaçlarının giderilmesi için yardım yaptığını ifade eden Aydın, "Ve buradan bütün dünya ülkelerine sesleniyoruz. Katil Esed diktasıyla bütün ilişkilerinizi kesin ve özgür Suriye halkının yanında yer alınız. Yoksa tarih sizleri de affetmeyecek ve zulme ortak olarak anılacaksınız. Muhalefetiyle ve iktidarıyla tüm siyasi partileri ve tüm STK’ları Suriye halkının bu şanlı direnişine daha çok katkıda bulunmasını bekliyoruz” diye konuştu.
Aydın, insanlık adına tarihe kara bir leke olarak geçen ‘Halepçe Katliamı’nın da 26. yılı olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi:
"Tarih 16 Mart 1988, yer Halepçe. ABD’nin teşvik ve desteği, Fransa ve Rusya’nın katkısı, Hollanda’nın lojistik temini ve birçok Batı ülkesinin hamiliğinde palazlanan Saddam ve şürekası Halepçe’ye o gün yeni bir Hiroşima mezalimini yaşattılar. Sekiz adet Rus yapımı MİG-23 savaş jetlerine yüklenen kimyasal gazlarla çoğu masum ve sivil Müslüman Kürt halkına yönelik saldırıda 5 binden fazla insan kavrularak ölmüş, 7 binden fazla insan yaralanmış ve ardından binlerce özürlü-sakat doğumun olmasına yol açarak açık bir insanlık suçu işlenmiştir. Bu vesileyle vefat edenleri bir kez daha rahmetle anarken, hala hasta ve yaralı bulunanlara şifa ve başta yakınları olmak üzere bütün ümmete sabır ve nusret diliyoruz”
5 dilde pankartların açıldığı ve sloganların atıldığı mitingde Suriyeliler adına Dr. İbrahim Ahmet de bir açıklama yaptı. Dr. Ahmet, Türkiye’ye ve Başbakan Erdoğan’a verdiği desteklerinden dolayı teşekkür etti. Özgürlüğün çok yakın olduğunu savunan Dr. Ahmet, Türkiye’den kendilerine uzatılan yardım elini hiçbir zaman unutmayacaklarını ve Suriyeli mücahitlerin selamını getirdiğini söyledi. Yapılan dua ile son bulan açıklamaya yoldan geçen vatandaşlar ve Suriyeliler de destek verdi.
Miting, daha sonra güvenlik güçlerinin gözetiminde olaysız şekilde sona erdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz