'Suriye'de çatışan taraflar son kozlarını oynuyor'

Şam'da bulunan gazeteci Hediye Levent, Suriye'de savaş üçüncü yılına girerken ülkedeki 'siyasi', 'askeri' ve 'insani' durumu yazdı. Bugün yayınladığımız bu ikinci yazısında Levent, ülkedeki güncel 'askeri' durumu aktarıyor.

Hediye Levent

Şam

Suriye'de üçüncü yılına giren kanlı sürecin sona erdirilmesi için siyasi zeminde çabalar sürerken askeri süreç de aynı hızla devam ediyor.

Suriye dışından bakanların daha çok siyasi sürece yoğunlaştığı son aylarda Şam'dan askeri ve siyasi süreç birbirine paralel görünüyor.

Bu anlamda Şam'daki genel algı askeri kazanımların siyasi süreçte tarafların elini güçlendireceği, dolayısıyla tarafların ‘diyalog masasına daha güçlü oturmak istediği’ yönünde.

Son birkaç aydır "iki tarafın da son kozlarını oynamaya hazırlandığı" görüşü yaygın olarak dile getiriliyor.

Reklam
Reklam

Bu görüşe göre son savaşa hazırlanan tarafların "karşı tarafa kendini kabul ettirmek" isteğinin yanısıra artık sıkışan sürece daha fazla dayanamayacaklarını anlamış olmaları...

Hesaplanmayan faktör: El Kaide

Hem Suriye ordusunun hem de silahlı muhaliflerin üçüncü yılına giren savaştan yorulduğu ve iki tarafın da somut bir kazanıma ulaşamayacağını idrak ettiği belirtiliyor.

Sahada ÖSO'yu bastıracak derecede güçlenen El Kaide uzantılı örgütlerden hem Suriye ordusu hem de ÖSO rahatsız.

Zaman zaman ÖSO'dan yapılan açıklamalarda bu rahatsızlığa dikkat çekilse de "yönetimi devirmek üzere yola çıkan ÖSO'nun bu süreçte El Kaide ile ilişkimiz yok" açıklaması yapması çok olası görünmüyor.

"Böyle bir açıklama ÖSO-El Kaide arasındaki gerginlikleri çatışmalara dönüştürebileceği gibi Suriye ordusunu oldukça zorlayan El Kaide'den kopması halinde ÖSO yönetime karşı zayıf kalabilir" yorumları yapılıyor.

Ancak şu anda bile sahadaki gücünü önemli ölçüde El Kaide'ye kaptıran ÖSO'nun uzun vadede iyice güçlenecek gibi görünen cihatçılarla mücadele etmek zorunda kalabileceği malum ancak bu mücadelede başarılı olup olamayacağı belirsiz.

Reklam
Reklam

'Suriye ordusu da yorgun'

Diğer taraftan Suriye ordusunun da yorgun olduğu ve ülkenin tamamını kontrol etmekte oldukça zorlandığı bilinen bir gerçek.

Yine ordunun yabancı ve cihadcı fikirde olan El Kaidecilerle yönetime başkaldıran Suriyelilerden oluşan ÖSO'yu aynı kefeye koyması halkla devletin arasındaki uçurumu derinleştiriyor.

Yönetimden Suriyeli ÖSO mensuplarına "yeşil ışık yakılabileceği" açıklamaları geliyor ancak şimdilik "af" benzeri bir çözüm dışında yaklaşım dile getirilmiyor.

Bu yaklaşım, yönetimin ÖSO'yu "terör örgütü çerçevesinde ve kendini üstün taraf olarak görmeye devam ettiğini" gösteriyor.

Suriye ordusu ile El Kaide arasına sıkışmış gibi görünen ÖSO'nun af benzeri bir yaklaşımı olumlu karşılaması "2 yıl boyunca ne için savaştılar?" rahatsızlığını yaratacağı gibi, yönetime ortak olma ihtimalini de ortadan kaldıracak gibi görünüyor.

İyice sarsılan ülke ekonomisi nedeniyle zorlanan Esad yönetiminin yönetim yanlısı ve tarafsızlar dahil savaştan bıkan halka karşı bir yıl daha direnmesi pek mümkün değil.

Reklam
Reklam

Bu nedenle, yönetimin "silah bırakanlarla masaya oturabiliriz" açıklamalarından daha net yaklaşımlar sergilemesi ve detaylı bir çözüm hazırlaması beklentiler arasında.

Gerek tarafların zorunlulukları gerekse siyasi çabalar ile siyasi diyalog sürecin başlaması kaçınılmaz ancak her iki taraf da en azından eşit kabul ve şartlarda masaya oturmak istiyor.

Bu nedenle iki tarafın da son ve büyük hamleye hazırlandıkları yönünde işaretler var.

‘Önümüzdeki aylarda çatışmalar şiddetlenecek’

Gerginliğin daha fazla stres kaldırmayacağı ve önümüzdeki birkaç ayın askeri anlamda hem şiddetli hem de belirleyici olduğu yönündeki hava giderek yaygınlaşıyor.

ÖSO'nun silah ve eleman temini çabalarını hızlandırırken, yönetim gerek din adamları gerekse resmi makamlar kanalıyla orduya katılma çağrıları yapıyor.

Suriye ordusu ve silahlı muhaliflerin karşılıklı "son savaş hazırlığı" dışında Şam'da son aylarda sıkça konuşulan ihtimallerden biri de İsrail veya bölge ülkelerinden biri ile savaş...

Böyle bir savaşın orduyu rahatlatacağı, ülkedeki olayların arkasında ABD ve İsrail'in olduğunu savunan yönetimin doğrudan "sorunun kaynağı ile yüzyüze geleceği" ve özellikle bölge ülkelerini safını seçmeye zorlayacağı savunuluyor.

Reklam
Reklam

Suriye krizinin bölgesel bir savaşa dönüşüp dönüşmeyeceği düşük de olsa ihtimaller arasında ancak "önümüzdeki birkaç ay ülkede iki yıldır yaşanan çatışmaların toplamından daha şiddetli geçecek" görüşü televizyonlarda ve sokakta yaygın olarak konuşuluyor.