Kasım 2017 ile Mart 2018 tarihleri arasında Kuzey Suriye’de mayın, bubi tuzağı ve patlayıcılar nedeniyle yaralananların sayısı iki katına çıktı. Patlama sonucu yaralananların yarısının ise çocuk olduğu aktarıldı.
Rakka, Haseke ve Deyr ez Zor vilayetlerinde çatışmaların sona ermesi ve insanların evlerine dönmesiyle birlikte patlayıcı kaynaklı yaralanmaların sayısında ciddi artış meydana geldi. Uluslararası tıbbi insani yardım kuruluşu Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), ilgili tüm yerel ve uluslararası kuruluşları mayın temizleme çalışmalarını ve risk eğitimi faaliyetlerini genişletmeye ve hızlandırmaya çağırdı. Aynı zamanda Deyr ez Zor’da patlayıcılar nedeniyle yaralananlar için hayat kurtarıcı tıbbi bakıma erişimin kolaylaştırılması çağrısında bulundu.
MSF Suriye Program Direktörü Satoru Ida, “Hastalar bize mayın, bubi tuzağı ve diğer el yapımı patlayıcıların tarlalara gömüldüğünü, yol kenarına tuzaklandığını, evlerin çatılarına, merdiven altlarına tuzaklandığını anlatıyor. Çaydanlık, yastık, tencere, oyuncak, klima ve buzdolabı gibi eşyaların da patlamak üzere hazırlanıp bırakıldığını, aylarca, hatta yıllarca kamplarda yaşadıktan sonra evlerine dönen insanların bunlarla karşılaştığını duyuyoruz. Zamana karşı bir yarış bu. İnsanların döndüğü yerlerin mayın tarlasından farkı yok. Eğer harekete geçmezsek patlamalarda yaralananların sayısında çok büyük bir artış olur. Dahası, Deyr ez Zor’daki sağlık sistemi felç halde olduğundan, yaralıların gidebileceği en yakın hastane saatlerce uzakta olacak. Oysa her dakika hayati önemde. Patlamada kişi olay yerinde hayatını kaybetmediği zaman, yaralının durumunun ciddiyetini ve iyileşme ihtimalini çoğu kez tıbbi müdahale imkanına ulaşabilme zamanı belirler. Tuzaklanmış patlayıcı hedef seçmiyor. Bu patlayıcılar ne barış anlaşması, ne ateşkes tanıyor ve savaş bittikten sonra aylarca, hatta yıllarca gizli kalabiliyorlar. Patladıklarında eğer öldürmediyse, yaraladıkları insanın ve ailesinin hayatını mahvedip geçinme imkanını elinden alıyor, insanların kollarını, bacaklarını kaybetmelerine neden olarak onları fakirliğe mahkum ediyorlar” dedi.