Suriye'deki çatışmalar nedeniyle memleketi Hama'dan kaçarak Türkiye'ye sığınan Muhammed El Şeyhuni (30), "Suriye'de yaklaşık 50 yıldır, Baas rejimini bir veba gibi çekiyoruz. Bu rejimin tek kurbanı ben değilim, tüm Suriye halkı... Neden kimse bize inanmıyor, neden dünya bize inanmıyor-" dedi.
Yaklaşık 4 aydır Bursa'ya yaşayan El Şeyhuni, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed karşıtı gösterilerin başladığı dönemlerde "dış siyaset yapmak" suçundan tutuklandığını ve 2 ay boyunca, yerin 30 metre altındaki bir hücrede kelepçeli halde tutulduğunu anlattı.
Orta halli bir aileden geldiğini belirten Hamalı El Şeyhuni, hapse girmeden önce ithalat ve ihracatla uğraşan, kendi halinde bir tüccar olduğunu belirtti. "İç savaş" olarak nitelendirdiği çatışmalar öncesi ailesi ve çocuklarıyla mütevazı bir hayat sürmeye çalıştıklarını dile getiren genç adam, "Adı savaş olmasa da Baas rejimi zulmünün her zaman insanların üzerinde olduğunu, korku ve baskıya maruz kaldıklarını" ifade etti.
Arap Baharı'nın en önemli duraklarından birinin Suriye olduğunu belirten El Şeyhuni, şöyle konuştu:
"Suriye'de yaklaşık 50 yıldır, Baas rejimini bir veba gibi çekiyoruz. Gösteriler başladıktan sonra 19 Şubat 2011'de tutuklandım. Arabamı elimden aldılar, evimi alt üst ettiler, her şeyimi yağmaladılar. 2 ay boyunca, günde 1 zeytin, 3 günde bir 1 bardak su veriyorlardı. Üstelik su çok pis. Kış günü olmasına rağmen üzerimde yalnızca iç çamaşırlarım vardı. Bu zalim rejim yüzünden 85 kilo girdiğim hücreden 50 kilo çıktım. Beni 'dış siyaset' yapmakla itham ettiler. Ben kiminle siyaset yapabilirim- Biz dış siyaset yapmıyorduk, sadece Beşşar Esed'i protesto etmek için yürüyüşler yapıyorduk. Biz rejime karşıyız, diktatörlüğe karşıyız."
Merdivenler indirilerek yerin 30 metre altındaki hücreye götürülürken ellerinin kelepçeli olduğunu, hatta hücrede bu halde tutulduğunu anlatan Şeyhuni, "Her gün bir zeytin veriyorlardı. Düşünün, bir insan kardeşine bunu nasıl yapar- Her gün bir zeytin ve hücre 70 santimetreye 70 santim..." diye konuştu.
El Şeyhuni, tutuklu bulunduğu hücreden çıktıktan sonra Ürdün'e kaçtığını belirterek, "Bir suçumun olmadığını söylediler. Bu 2 ay, aileme ve Suriye halkına feda olsun. Bu rejimin tek kurbanı ben değilim, tüm Suriye halkı... Neden kimse bize inanmıyor, neden dünya bize inanmıyor- Ürdün'deki mübarek kardeşlerim sayesinde Türkiye'ye geldim. Hatta uçak biletimi bile onlar aldılar" dedi.
-"Bize kucak açan tek devlet Türkiye"-
Tavsiyeler ve yardımlar sayesinde önce İstanbul'a, oradan da Bursa'ya geldiğini anlatan Şeyhuni, şunları kaydetti:
"Suriye'den sadece ceketimi alıp çıkmıştım. 4 aydır buradayım. Önce kendim geldim. Ardından eşim ve çocuklarımı getirttim. Türkiye beni kucakladı, bu yüzden Türk hükümetine ve halkına çok teşekkür ediyorum. Bize kucak açan tek devlet Türkiye. Bize kapılarını kapatmadılar, her ihtiyacımızı karşıladılar. 'Siz de bizdensiniz' dediler. Suriye'de eskiden ticaretle uğraştığım ofisimde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın resmi asılıydı. Dünyada onun kadar başarılı bir lider yok. Tüm muhalif gençlere ve Suriye Ulusal Birlik Komitesi'ne bir şey söylemek istiyorum, tüm Suriye halkı zaten muhalif. Yani sadece şu bu değil, tüm halk. Suriye'nin kalbine gitsinler, oradakilerin onlara ihtiyacı var. Ben teşekkür ediyorum Türkiye halkına ve hükümetine. İnşallah kurtuluş başladı. Kurtuluş olacak, çünkü kurtuluş Allah'tandır. Biz Allah'a sonsuz güveniyoruz."
-"1982 Hama katliamı"-
1982'deki Hama katliamından birkaç ay önce doğduğunu, dolayısıyla büyüklerinden duyduklarını anlatabileceğini belirten Şeyhuni, katliamın sorumlularının Beşşar Esed'in babası Hafız ve amcası Rıfad Esed olduğunu söyledi.
Muhammed El Şeyhuni, 1982'de, Hama'da "Müslüman Kardeşler"in başlattığı "devrim hareketi"nin, katliamla sonlandırıldığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Yaşım itibarıyla Hama olaylarını hatırlamıyorum, çünkü o tarihlerde doğdum. 1982'de Nusayrilerden oluşan ordularını Hama'ya yönlendirdiler, çünkü Hama o zamanlar devrimin ve mücadelenin merkeziydi. İsrail güçlerine karşı koymak için kurulmuş Nusayri ordusu, Hama'ya yöneldi ve 1 ayda 50 bin kişi öldürüldü. Hama yerle bir edildi. Şehirdeki Osmanlı'ya ait tarihi eserler özellikle talan edildi. Müslümanlığa ait izlerin silinmesi için ordu, binlerce kişiyi katletti, binlerce kişi de kayıp olduğu söylenerek öldürüldü."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz