Suriyeli Muhalifler İstanbul’da Toplandı

Suriyeli muhalifler, Arap Birliği himayesinde Kahire’de yapılacak Suriye toplantısı öncesi yol haritasını belirlemek için İstanbul’da toplandı.

Suriyeli muhalifler, İstanbul Conrad Otel’de bir araya geldi. Toplantı basına kapalı olarak gerçekleştirilirken, Suriye Ulusal Konseyi Üyesi Mahmut Osman gazetecilerin sorularını yanıtladı. Osman, İstanbul’daki toplantının amacının Suriye muhalefetinin bir vizyonu ortaya koyması olduğunu söyledi. Bunun ilk adımının 27 Mart’ta yine İstanbul’da atıldığını aktaran Osman, “Hem Suriye’nin iç kamuoyuna, hem de dünyaya nasıl bir Suriye görmek istediğimizi ortaya koyduk. Bütün dünyaya demokratik, sivil ve demokrasiye inanmış bir devleti inşa edeceğimizi söyledik” diye konuştu.

Bugünkü toplantıda, 22-23 Haziran’da Kahire’de Arap Birliği himayesinde Suriye muhalefeti toplantısına hazırlık amacıyla yol haritasının belirleneceğini dile getiren Osman, “Şu anda Beşar Esad rejiminin sonunun yakınlaştırdığını bunu hem Suriye muhalefeti, hem uluslar arası alaları toplum hem de Suriye’nin halkı dostları olarak bunların ışığında bir araya geliniyor ve bir an önce rejimin alternatifini üreterek Suriye muhalefetini toparlayarak artık rejim gittikten sonra yumuşak bir geçiş yapılması noktasında” dedi.

Esad rejiminin Anan planının hiçbir şartını yerine getirmediğini dile getiren Mahmut Osman, şunları söyledi;

“Sözde kabul etti ama pratikte, uygulamada hiçbir kısmını uygulamadı. Dolayısıyla şu anda biz gözlemcilerin orada bulunması, şahitlik yapması, belgelemesi bizim için hayati önem taşıyor. Çünkü bu katil rejim eninde sonunda insan hakları mahkemesi’nde hesap verecek. Çünkü sivil insanları öldürüyorlar, toplu cezalandırma yapıyorlar ve insanlık suçu denilebilecek ne varsa onu işliyorlar. Uluslar arası gözlemciler bunu rapor ediyorlar ve Suriye halkı için çok faydalı işler yaptıklarına inanıyorum.”

Osman, Rusya’nın anda çözümün bir parçasından ziyade, problemin bir parçası olmaya çalıştığını savunarak, “Rusya halkı ile Suriye halkı arasında çok eski ve derin ilişkiler var. Rusya’nın Suriye’de menfaatlerini biz anlıyoruz. Taleplerini, beklentilerini anlayışla karşılıyoruz. Şu anda onlar Beşar Esad’ı seçmiş vaziyetteler. Şu anda Suriye’de yaşanan dramı daha da derinleştirecek adımlar atıyorlar. Böyle devam ederlerse biz Rusya’yı Suriye halkının düşmanı olarak ilan edeceğiz. Daha önce İran’ı düşman olarak ilan ettiğimiz gibi. İran rejimini bir düşman rejim olarak kabul ediyoruz. Rusya böyle devam ederse düşman rejimi olarak kabul edeceğiz. Beşar Esad gidicidir. Yani bugün değilse yarın gidecektir. Kimse halkın karşısında duramaz. Maalesef bunların hesapları ayrı. Tekrar dünyaya Soğuk Savaşı getirme çabaları var. Zaten Putin Suriye üzerinden seçimi kazandı. Ama Suriye’de bir insanlık dramı yaşanıyor” dedi.

Esad güçlerinin Şam ve Halep’te güç kaybına uğradığını belirten Osman, “Mevzi değişikliği yapıyorlar ama helikopterle, uçakla bombalıyorlar. Esad şu anda Şam ve Halep’te büyük ölçüde güç kaybına uğradı. Bu güç kaybıyla gidip toplu katliamlar, cezalandırmalar yapıyorlar” diye konuştu.

Suriyeli muhaliflerden Ammar Kurabi de basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Kurabi, “Suriye Ulusal Konseyi'nin (SUK) yeni başkanı Abdulbasit Seyda hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusu üzerine, “Bence Abdulbasit Seyda iyi bir insan. Fakat hiç bir popüler gruba üye olmaması onu Burhan Ghalioun’dan daha zayıf kılıyor. Seyda akademik bir geçmişten geliyor ve herhangi bir politik partiye ya da harekete mensup değil. Şimdiye kadar bu konuda iyimser değildim. Fakat Türkiye Suriye Ulusal Konseyi’ni desteklediği için ve Seyda’yı davet ettiği için, Seyda’nın başkan seçilmesi benim için sürpriz olmadı” dedi.

“Şemsiye bir kurum olan bu Suriye Ulusal Konseyi’ne katılmak ister misiniz?” sorusuna ise Kurabi, “Mesele bu kurumun şeklinden kaynaklanmıyor. Biz burada demokrasiyi tartışıyoruz. Suriye’de insanların Esad’a karşı mücadele etmelerinin nedeni diktatör rejimden nefret etmeleri ve demokratik bir ülke istemeleridir. Suriye’deki insanların amacı Esad’ın yerine Ghalioun’u ya da Abdulbasit Seyda’yı getirmek değil; ülkeye demokratik bir sistemin gelmesidir. Mevzu benim Suriye Ulusal Konseyi’nde olup olmamam değil, oradaki insanların demokrasi için çabalamalarıdır. Burada asıl mesele benim ya da herhangi bir insanın Ulusal Konsey’deki pozisyonu değil, karar verici sağlam bir demokrasi mekanizmasının gerekliliğidir” yanıtını verdi.

Kurabi, “Bu konuda tarafınızdan bir uzlaşma sağlanabilir mi?” sorusu üzerine de tartışılmakta olan iki asıl konu olduğunu belirterek, “Birincisi bütün muhalefet gruplarını temsil edebilecek bir bildiri olması; ikincisi ise yine bütün muhalefet gruplarını kapsayacak bir sistem olması. Bu ikinci şart gerçekleşmedikçe, birincinin de gerçekleşmesi beklenemez. Bunu üç ay önce Pendik’te yaptığımız toplantıda da yaşadık” dedi.

“Batılı ülkelerden kimin temsilci olduğu hakkında bir bilginiz var mı? sorusuna ise Kurabi, “Ben İngiltere’yi ve körfez ülkelerini temsil ediyorum. Her ne kadar durum iyiye gitse de, daha çok vakte ihtiyacımız var. ABD’de seçimler yapılmadan önce bu sorunun çözülmesi için uğraşılıyor. Fakat bunu doğu ya da batıyla sınırlamak doğru değil. Kötü olan şey şimdiye kadar insanların sokaklarda gösteriler yapması ve bütün grupların kendi fikirlerine göre hareket etmesidir” şeklinde yanıt verdi.