Bursa'da Suriyeli muhaliflerin toplantısında bayrak krizi yaşanırken, son 40 yıldır Arap coğrafyasında ayaklanma için yeterli bir potansiyelin oluştuğunu söyleyen Suriye Ulusal Konseyi Sözcüsü Abdullah Tourkmani, "Arap Baharı geç kaldı. Medyanın dünyaya aktardığı bilgiler ancak devede kulak kalır" dedi.
Bursa'da Merinos AKKM'de düzenlenen 'Sıradan Kahramanların Sıra Dışı Öyküleri' isimli program olaylı başladı. Suriye'deki olayların ele alındığı toplantının açılışında bayrak krizi yaşandı. Panelistlerin açıklama yapacağı masalara asılan muhaliflerin Ulusal Konsey bayrağı, AKKM yöneticileri tarafından kaldırılmak istendi. Bu sırada Suriyeliler ile salon görevlileri arasında kısa süreli tartışma yaşandı. Suriye Ulusal Konseyi Sözcüsü Abdaulah Tourkmani, açılış konuşması esnasında kürsüye çıkarken toplanan bayrakları kürsüye asınca salondakiler tarafından alkışlandı.
Toplantı öncesinde basın mensuplarının sorularını cevaplayan Tourkmani, son 40 yıldır Arap coğrafyasında ayaklanma ve devrimlerin olması için yeterli bir potansiyel oluştuğunu söyledi. Arap ülkelerinde ekonomik kalkınmanın demokratik haklarla paralel gitmemesinin devrimleri beraberinde getirdiğini ifade eden Tourkmani, "Arap Baharı aslında geç kaldı. Doğrudan bir günde çözüm sağlar diye bir durum yok. Çözüme gidilen adımlar var. Uzun bir istibdat ve despotluk geçmişi olan ülkelerde bir gecede demokrasiyi geçmeyi beklemek olmaz" diye konuştu.
Bir gazetecinin, "Türkiye'nin Suriye tutumunu nasıl buluyorsunuz?" sorusuna Tourkmani, "Türkiye Orta Doğu'da ağırlığı olan bir ülkedir. Büyük bir demokrasi tecrübesi vardır. Türkiye'nin katkısını olumlu buluyoruz. Arap Baharı'nın amacına ulaşana kadar Türkiye'ye etkisinin artmasını istiyoruz" şeklinde konuştu.
Suriye'de yaşananların bir vahşet olduğunu söyleyen Tourkmani, "Medyanın dünyaya aktardığı bilgiler ancak devede kulak kalır. Dünya kamuoyu, sular durulduktan sonra yapılan vahşet ve katliamların aslında aktarılanların çok çok üstünde olduğunu görecek. Çok vahim bir durum var" dedi.
Humus'tan gelen muhalif Midia Daghstani, saldırıların yoğun olarak yaşandığı Humus şehrinde ailesinin olduğunu söyleyerek, "Humus bu hareketin başladığı ilk şehirlerden birisidir. Geçen yılın mart ayının 15'inde Humus'ta halk ilk defa Beşar Esad'ın fotoğrafını yakma cesaretini gösterdi. Tavizsiz duruşundan dolayı Humus şehri yönetim için büyük bir tehdit oluşturdu. Rejim, 'Krizi Humus'ta çözebilirsem diğer şehirlerde daha kolay çözebilirim' düşüncesindeydi. Bu yüzden neye mal olursa olsun oradaki krizi bastırmayı kafasına koymuştu. Bu yüzlerce ölüme yol açtı. Binlerce ev yıkıldı. Binlerce insan yerinden, yurdundan edildi. İnsanların şu andaki durumları çok kötü. Halk evlerinde oturamıyor. Camilerde ikamet ediyor" diye konuştu.
Olayların başladığı dönem 4 ay Humus'ta kaldığını ifade eden Daghstani, "Ailem hala orada. Bütün bu olayları yaşıyor. Akrabalarımın kimisi kaçtı, kimisi ülkeden çıkarıldı" dedi.
Türkiye'nin şimdiye kadar yaptığı yardımlar için teşekkür eden Daghstani, "Türkiye, göçe tabi tutulan Suriyelilere kucak açtı. Mültecileri barındırdı. Türkiye'nin daha etkili ve somut bir şekilde meseleye müdahalesini istiyoruz. Muhatabı olduğumuz rejim, hiçbir ahlaki ilkeyi dikkate almayan, barbar ve vahşi bir rejim. Dış müdahale olmadan meselenin Suriye içinde çözülmesi konusunda benim şüphelerim var. Güvenli kanalların açılması lazım ki orada desteğe muhtaç halka yardım ulaştırılsın" açıklamalarında bulundu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz