Suriye'ye Askeri Müdahale Tartışmaları

Avrupa Süryaniler Birliği Türkiye Sorumlusu Tuma Çelik, Suriye'ye müdahale ile ilgili, "Müdahale durumunda öncelikli olarak sivil insanların zarar görmemesi lazım, ikincisi saldırgan güçler bertaraf edilmeli. Bunun için tampon bölge oluşturulabilir" dedi. Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Avrupa Süryani Birliği’desteği ile Suriye’de faaliyet gösteren Süryani Kültür Cemiyeti’ne teslim edildiğini anımsattı. Bu yardımların sadece Süryaniler için olmadığını ihtiyacı olan Arap ve Kürtlere de verildiğini ifade eden Çelik, bunun süreceğini kaydetti. Suriye'ye askeri müdahale tartışmalarına da değinen Çelik, şöyle konuştu: "Suriye'ye müdahale, tartışılmaya başlandı. Müdahale durumunda öncelikli olarak sivil insanların zarar görmemesi lazım, ikincisi saldırgan güçler bertaraf edilmeli. Bunun için tampon bölge oluşturulabilir. Zaten şu anda Süryaniler kendi imkanları ile kendilerini korumaya çalışıyorlar. Kendi silahlı güçleri var. Bugüne kadar aktif bir şekilde savaşın içerisinde yer almadılar. Ama kendi müdafaalarını, kendilerini koruma konusunda çaba sarf ediyorlar. Bir örgütlenmeleri var.” -"Süryani, Kürt, Arap akraba" Suriye'deki Süryanilerin durumuyla ilgili değerlendirme yapan Çelik, Süryanilerin kendi yaşam alanlarında mutlu ve sağlıklı bir hayat sürmelerini istediklerini söyledi. Ancak savaş ortamında, zor durumda kalmaları halinde onlara yardım edilmesi gerektiğini belirten Çelik, şöyle dedi: "Onlara kucak açacak öncelikli insanlar bizim olmamız gerekiyor. Hem akrabalık hem de eskiden yaşadıkları coğrafya burası. Tehlike altında olduklarında, onların buraya gelmelerini isteriz, bekleriz ve onlara her türlü yardım yaparız. Süryanilerin, bulundukları Haseki El Cezire bölgesinde ciddi bir tehdit yok ve olmasını da istemiyoruz. Ama yarın şartlar değişirse ve ciddi bir tehdit ortaya çıkarsa tabi ki gelmelerini bekleriz ve onlara her türlü yardımı yaparız." Suriye sınırının hem Türkiye hem de Suriye bölümünde kalanların akraba olduklarını anlatan Çelik, sözlerini şöyle tamamladı: "İster Süryani, ister Kürt, ister Arap ne olursa olsun bu insanlar birbirleri ile akrabadır. Yani sınırlar, farklılıkların ortaya çıkardığı şartlar üzerine kurulmamış. Siyasal ve suni sebepler üzerine kurulmuş ve dolayısı ile aynı aileden insanları aslında parçalamış bu suni yapı. Dolayısıyla sadece askeri olarak var ama kültürel olarak, etnik olarak, toplumsal ve sosyal olarak aslında o sınırlar yok. Sınırın iki tarafında yaşayan insanlar aynı ailelerin çocukları. Herkesin bir akrabası bir tarafta kalmış. Kimisi buradan oraya göç etmiş, kimisi oradan buraya göç etmiş. Savaş ortamı iki tarafı da aslında rahatsız ediyor ama bizim de şu anki var olan imkanlarımız orada yaşayan insanlar zor durumdaki insanlarla paylaşmak gibi bir sorumluluğumuz var. Bu anlamda bugüne kadar yapılan çalışmalar bence olumlu. Hem Türkiye devletinin, hem de sınırda yaşayan ister Süryani, ister Kürt, ister Arap olsun, Suriye tarafındaki yaşanan olumsuzluğu ortadan kaldırma konusunda üzerilerine düşen insani yardımları yaptıklarına inanıyorum.”