Kobani’den kaçarak canlarını kurtaran Kürtler, şimdi Suruç’ta hayata tutunabilmenin, karınlarını doyurup, başlarını sokacak yer bulmanın derdindeler. Kaldırımlardan parklara, düğün salonlarından camilere buldukları her yere bir kilim, bir döşek atan Kobanililer, bundan sonra ne yapacaklarını bilemez halde köylerine dönmenin hayalini kuruyorlar. Kimileri de başka şehirlerdeki akrabalarının yanına gitmeye çalışıyor.
Suruç’ta kiminle konuşsak cümleye, “Evime 15 kişiyi aldım” diye başlıyor. Herkes evine alabildiği kadar kişiyi almış. Geri kalanlar düğün salonu, cami, kültür merkezi, okul gibi ortak yaşam alanlarına yerleştirilirken şimdi buralar da yetmemiş. Önce parklar, ardından boş dükkanlar oralarda da yer kalmayınca kaldırımlar dahi dolmuş durumda...
3 aylık mülteci
Milliyet'in haberine göre, ilçenin büyük düğün salonu, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin yardımları ile dev bir yemekhanekeye çevrilmiş halde. Düğün salonu sadece yemekhane hizmeti vermiyor aynı zamanda gidecek yer bulamayanlrın bir kısmı da burada kalıyor. İçeriye ağır bir yemek kokusu hakim. Bir tarafta boydan boya uzanan plastik masalarda yemek yiyenler, diğer tarafta yere atılmış döşeklerin üzerinde uyuyanlar, oturanlar... Çocuklar ellerinde bir parça ekmek oradan oraya koşturuyorlar. Yere serili kilimin üzerinde oturan kadın ve çocukların yanına oturuyoruz. Vahide Abdülkadir, bir gün boyunca yürüyerek sınıra geldiklerini anlatıyor. 2’si Irak’ta çalışan oğulları hariç 8 çocuğunu alıp gelen Abdülkadir, artık ne yapacağını, nereye gideceğini bilemiyor.
IŞİD zulmünden kaçarak ilçeye sığınanlardan 8 kişilik Bekir ailesi de sınırın açıldığı ilk gün Türkiye’ye giriş yaptıklarını anlatıyor. Kobani’de çiftçilikle geçinen Bekir ailesi bundan sonra ne yapacaklarını bilmediklerini söylüyor. Az ileride masanın üzerinde uyutulmaya çalışılan küçük bir bebek dikkatimizi çekiyor. Ablası Revşen henüz 3 aylık Muhammed’i masanın üzerine yatırmış, uyutmaya çalışıyor.
‘4 oğlumu bıraktım’
Düğün salonundan çıkıp, Kobani’den gelenlerin yerleştirildiği camilerden birine gidiyoruz. Caminin bir bölümü kadınlara, bir bölümü de erkeklere ayrılmış. İçeriye ayakkabılar çıkartılarak giriliyor. Camideki halıların üzerinde oturan kadınlardan Narin, 3 gün önce 2 çocuğu ile Türkiye’ye geldiğini söylüyor. Kültür Merkezi de benzer durumda... Fatma Muhammed Habaş’ın hikayesi ise diğer dinlediklerimizden biraz daha farklı. 4 oğlu olan Habaş, 4’ünü de evlerine ve traktörlerine sahip çıksın diye arkasında bırakıp 4 gelini, 23 torunu ile çıkmış yola... Oğullarını arkasında bıraktığı için yüreği sürekli pır pır ediyor. Habaş, şimdi kültür merkezinin bahçesinde oğullarına kavuşacağı günü bekliyor.
‘Tek bildiğim buradayız’
Firmaların hemen önünde bekleyenlerle ‘umuda yolculuklarını’ konuşuyoruz. Adının Ahmet Nadim olduğunu söyleyen amca “Adana’da akrabalarım
var oraya gideceğim ama cebimde param yok” diyor. Hamo Nasa ise “Param yok, nereye gideceğimi bilmiyorum.
Tek bildiğim, buradayız, herkes burada” diyor.
2 bin 500 kişi Batı’ya gitti
Şehir merkezinde ise umuda yolculuğun ikinci perdesi yaşanıyor. Merkezde bulunan 3 otobüs firmasının önü her saat insan kaynıyor. Servis araçlarının biri geliyor, biri gidiyor. Hepsi de ağzına kadar dolu şekilde yola çıkıyor. Cesur Urfa’nın işletmecisi Halit Deniz pazar günü sabahtan öğlene kadar 3 firmadan yaklaşık 500 kişinin Batı’ya doğru yola çıktığını anlatıyor. “Nerede akrabaları varsa, nerede iş bulabileceklerini düşünüyorlarsa oraya doğru gidiyorlar” diyen Deniz, en çok gidilen illerin İstanbul, Ankara, Mersin ve Adana olduğunu söylüyor.
Kobanililere indirim
Tatlıses firmasında da durum benzer. Firmanın işletmecisi İbrahim Baz, cumartesi sabahından pazar günü öğlene kadar ilçedeki 3 firmadan yaklaşık 2 bin 500 kişinin Batı’ya doğru yola çıktığını anlatıyor: “Normalde haftasonu bizden 15 kişi falan giderdi. Şimdi günde 1000’e yakın kişiyi gönderiyoruz. Çoğunluk büyük şehirlere gidiyor. Fiyatlarda ise Kobanililer’e özel indirim var. Normalde 90 lira olan İstanbul biletleri 80 liraya; 40 lira olan Mersin, Adana biletleri ise 30-35 liraya satılıyor.
Suruç Belediyesi Başkanvekili Mustafa Demirtaş ise gidenlere yönelik herhangi bir resmi işlem yapılmıdığını belirterek, “Gelenlerden diğer illere gitmek isteyenlerin herhangi bir izin almasına gerek duyulmuyor. Herhangi bir kayıt da tutulmadığı için isteyen istediği yere gidiyor” diyor.