Susarsak Fatih’in kemikleri sızlar

Başbakan Erdoğan Trabzon’da da İsrail’e eleştirilerini sürdürerek, “Biz bugün zulüm karşısında susarsak emin olun Fatih Sultan Mehmet’in kemikleri sızlar” dedi.

Erdoğan Gazze’de 1500 çocuk katledilirken dünyanın ses çıkarmadığını belirterek, “Ne yazık ki sessiz kalmaya devam ediyor. Susmadık ve susmayacağız” diye konuştu.
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, İsrail’e karşı sert eleştirilerini Fatih Sultan Mehmet’in fethettiği Trabzon’dan sürdürdü. Erdoğan, “Eğer biz bugün zulüm karşısında susarsak emin olun Fatih Sultan Mehmet’in kemikleri sızlar” dedi. Erdoğan’ın Doğu Karadeniz çıkarmasındaki ilk durağı Trabzon oldu. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde onuruna verilen fahri doktora unvanını alan Erdoğan, daha sonra Trabzon Atatürk Meydanı’nda toplu açılış törenine katıldı. Erdoğan özetle şunları söyledi:
**Gözümüzü yumamayız**
O büyük insanlar, hakkı, hukuku adaleti nasıl yükselttilerse o insanların izinden giderek hakkı savunacağız. Biz üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü korumaya geldik. O büyük insanlar üç kıtada zalimin hasmı oldular. Mazlumu sevdiler ve hakkını korudular. Biz bugün zulüm karşısında susarsak emin olun Fatih Sultan Mehmet’in kemikleri sızlar. Eğer biz bugün çocukların ölümü karşısında gözümüzü yumarsak emin olun Yavuz Sultan Selim’in kemikleri sızlar. Devlet terörü, korsanlık karşısında sessiz, tepkisiz, eli kolu bağlı kalırsak, Yavuz’un kemiği sızlar.
**Dünya sessiz kalıyor**
Gazze’de 1500 çocuk katledildi, bombalanırken, dünya ses çıkardı mı? Dünya bunların ne olduğunu çok iyi biliyor, ama ne yazık ki sessiz kalmaya devam ediyor. Susmadık ve susmayacağız.
**Takke düştü kel göründü**
Türkiye’ye sesleniyorum. Türkiye ne zaman büyük bir ülke olma yolunda kararlılıkla ilerleme yolunda ilerlemeye başladıysa karanlık eller devreye girdi. Karanlık senaryolar devreye sokuldu. Ne zaman güçlü devlet olma yolunda tarihi adımlar attıysa içerden ve dışarıdan senaryolar devreye sokuldu. Millet egemenliğini küçük görenler karşımıza çıktı. Danıştay’a kanlı saldırı yaptılar faturayı da hemen hükümete kesmek istediler. Bu sefer olmadı takke düştü kel göründü.
**AB için yırtınıyoruz**
Filistin ile İsrail sorununun ortaya çıkardığı bedeli bölge ülkeleri ödüyor. İran meselesi diplomasi yoluyla çözüme kavuşsun istiyoruz. Biz bunun için gayret sarf ettiğimiz için içerden ve dışarıdan çarpıtmaların hedefi oluyoruz. Biz AB hedefinden vazgeçecek değiliz. Biz yırtınıyoruz, çırpınıyoruz ama AB, 50 yıldır oyalıyor, İşin perde arkası belli bunu özel görüşmelerde bazı samimi olan Avrupalı bazı bakanlar bize söylüyorlar. Ama bunu dillendiremiyorlar.
**Bizi almaya mecbursunuz**
Ben kendilerine açıkça söylüyorum. Eğer siz Hıristiyan kulübü değilseniz Türkiye’yi buraya almaya mecbursunuz. Ama buna tahammül edemeyecek kadar aşırısınız. Tek söyledikleri, ‘Siz büyük bir ülkesiniz. Siz buraya girdiğiniz zaman ilk 3 ülkeden biri olacaksınız bundan korkuyoruz’ diyorlar.
**Unvanı İmam Hatip’teki hocasından**
Başbakan Erdoğan, Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde fahri doktora unvanını, İstanbul İmam Hatip Lisesi’ndeki Sanat Tarihi Öğretmeni Semra Acar’ın elinden aldı. Acar, Erdoğan’a doktora unvanını takdim ederken, “Talebem olarak, Başbakanım olarak ve dünya lideri olarak insanlığa dostluğa barışa yaptığınız katkılar için Allah sizden razı olsun” diyerek verdi. Erdoğan, “Semra Hocamın bugün burada olması aklımın ucundan bile geçmezdi. Doğrusu benim için büyük bir sürpriz oldu” dedi. Erdoğan’a cüppesini Rektör Prof. Dr. İbrahim Özen giydirdi. Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak da, bu sahneyi alkışlayanlar arasındaydı. Erdoğan, öğretmeni Semra Acar ve kızını misafir olarak evine davet etti. Semra Acar ve kızını, Başbakan Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan ağırladı.
**Filistinlilerden hediye**
BAŞBAKAN’a, toplu açılış töreninin sonunda Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde okuyan 2 Filistinli öğrenci, kefiye ve Filistin bayrağı hediye etti. Öğrencilerden Abdullah Abuşeyh “Araplarda en yüce teşekkür Arapça şiir okumaktır” diyerek, Erdoğan için yazdığı Arapça şiiri okudu.
**Bugüne kadar ısmarlama manşetlerle idare ettiler**
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, İsrail’in Gazze yardım gemisine saldırısıyla ilgili haberlerdeki tavrı nedeniyle uluslararası basın kuruluşlarını eleştirerek, “Nerde kaldı basın özgürlüğü?” diye sordu. Eksen kayması eleştirilerine basına yüklenerek sürdüren Erdoğan, şunları söyledi:
- Eksen kayıyormuş. Türkiye’de Yahudi düşmanlığı varmış. Yalan üstüne yalan. Arap ülkelerinin tamamında batılı ülkeler var. Ama biz Arap ülkeleriyle ilişkileri geliştirmeye başladığımızda gizli bir el devreye giriyor. Bugüne kadar dünya siyasetini bu ısmarlama manşetlerle idare ettiler.
- İsrail’de yayınlanan gazeteleri önünüze koyun sonra Türkiye’de bir takım malum gazeteleri o gazetelerin yanına koyun. İnanın lisan dışında hiçbir fark göremezsiniz. Çünkü bunlar taşeron. Köşe yazarları yorumlarında İsrail’den bu yönetim gitmedikçe, Türkiye’de Ak Parti iktidarı değişmedikçe Türkiye-İsrail ilişkileri gelişmez. Sana yazıklar olsun. Sen kimin avukatısın? İsrail’in avukatı mısın? Yoksa ülkedeki iktidarın avukatı mısın? Ortada yanlış varsa bunu dürüstçe ortaya koyarsın. Ama bunlarda dürüstlük yok ki.
- Bunlar Ortadoğu’daki bütün katliamları, tıpkı İsrail basını gibi, İsrail destekli basın gibi örtmeyi görev görüyorlar. Mavi Marmara’da 60 kadar gazeteci var. Bu gazeteciler de tıpkı diğer siviller gibi tartaklandı, işkence gördü. Kameraları, fotoğraf makineleri elinden alındı. İçinde saklamaya muktedir olanlar sakladı. Ve şimdi onlar yayınlanmaya başlandı. Diğerlerini de bir korku aldı. O meşhur basın örgütlerine uluslararası basın kuruluşlarına soruyorum. Nerede basın özgürlüğü?
- Türkiye’de bir medya grubuna vergi cezası kesildi. Bizim hükümetimizi basın düşmanı ilan ettiler. Türkiye’yi her platformda şikayet ettiler. Neden İsrail’in basına uyguladığı şiddeti eleştirmiyorsunuz? Çünkü o zaman da o gücü onlardan aldılar. Şu anda vergi cezası falan değil, resmen işkence yapılıyor gazetecilere neden sesiniz çıkmıyor?
DHA