Konya’da düzenlenen “Süt Sığırcılığında Brucella Sorunu” konulu sempozyumda, hayvancılığın durumu ve hayvan beslemenin önemi ele alındı.
Sempozyum, Ömer Matlı Hayvansal Üretim Eğitim ve Araştırma Merkezi’nin, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tüm Süt Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD), Konya İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği, Selçuk Üniversitesi ve Pendik Veteriner Kontrol Enstitüsü işbirliğiyle düzenlendi.
Sempozyuma, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Hayvancılık Daire Başkanı Muhittin Eyimaya, Konya Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Bülent Alparslan, Konya Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Edip Yıldız, Tüm Süt Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEAD) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Yıldız, MATLI A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Özer Matlı, çok sayıda hayvan üreticisi katıldı.
SÜT DAĞITIMI PROJESİ DEVAMLILIĞI ESAS ALINMALI
Sempozyum Hakkari Dağlıca’da şehit düşen 8 asker için saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlarken, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker toplantıya video konferans sistemiyle katıldı. Açılış konuşmasını yapan MATLI A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Özer Matlı, “Matlı olarak kendi iştigal alanımızda ülkemizde kanaat önderi durumuna geldik. Elbette daha çok üretim ve ekonomimize daha çok katkı sağlamak için çalışıyoruz. Ama bunların yanında bir şey daha yapıyoruz; o da kendi faaliyet alanımızda sürekli araştırma ve geliştirme sağlamak. Bugünkü sempozyum gibi toplantılara da destek oluyoruz. Çünkü biz bu topraklardan kazandığımızı, yine bu topraklarla paylaşmanın önemini biliyoruz” şeklinde konuştu.
TÜSEAD Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Yıldız, “Süt dağıtım projesinin mutlaka tarihi bir proje olarak devamlılığın esas alınması gerektiğini vurgulayan Yıldız, “Ancak, bu projenin üreticiye daha fazla katkı sağlayabilmesi için dağıtılan sütün üretici birlikteleri tarafından işlenmesi gerekir diye düşünüyorum. Üreten zaten bizleriz. Bunu işleyen de biz olursak bizlere katkısı daha büyük olacağına ben inanıyorum. Yaklaşık 450 bin üyesi olan süt birliğinin bu görev talip olması gerekir. Eksikliklerin tamamlanması konusunda devletimizin destek olacağı inancım tamdır” dedi.
Konya Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Bülent Alparslan, “Konya tarım merkezi olan bir ilimiz. Bitkisel üretimde Türkiye birincisi, hayvansal üretimlerde de bazı konularda birinci bazı konularda ikinci. Bunun için bu tür toplantıların Konya’da olmasında çok büyük faydalarının olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu işin merkezi burası” diye konuştu.
BİRİNCİ İŞİNİZ HAYVANIN SAĞLIKLI OLMASI
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Hayvancılık Daire Başkanı Muhittin Eyimaya da, “Süt fabrikaları beş yıldızlı otel gibi her şeyleri mükemmel. Ama o fabrikaya giren süte bakalım, üretici elinden gelen hür türlü gayreti göstererek çok emek vererek üretmiş olduğu bu sütü ona sağlayan hayvanın sağlığı hangi durumda. Eğer hayvan sağlıklı değilse, eğer o hayvan hastalıklı ise ondan elde edeceğiniz ürün hangi koşullarda taşırsanız taşıyın beş yıldızlı fabrikaya de götürseniz o hastalık o sorun ortadan kalkmış olmuyor. Demek ki birinci işiniz o hayvanın sağlıklı olması. Tüberküloz ile mücadele, o hayvanları diğer hastalıklardan korumak ve onlardan bunu korursak ürünleri korumuş oluruz” dedi. Son on yıl da 278 milyon dolarlık süt ürünleri ihraç edildiğine dikkat çeken Eyimaya, “Şimdi bakıyorum da bu süt ve et üretiminde bir takım tedbirleri peş peşe alınmakta. Üreticiyi ilgilendiren temel yaklaşım şudur, ‘işletme yönteminde karlılıktır’. Sağlık Bakanlığı 2004 yılında ciddi bir değişikliğe gitti. Tarım bakanlığında ilk defa hayvancılıkla alakalı stratejik belge yayınlandı. Akabinde 2006 yılında bu belge kanuna dönüştü. Konya bizim destekleme kapsamındaki sıralamada üçüncü, üretimde de ikinci. Bu kadar büyük potansiyel olan bu ildeki süt toza çevrilir ve akabinde de geçen yıl da 10 bin ton süt tozunu da ihraç edebilir Türkiye. 360 bin ton süt Türkiye’de değerlendirilemeyecek pozisyonda olsaydı süt fiyatları bugün çok daha kötü yerlerdeydi. Bakanlık bu noktada sizler için bu uygulamayı getirdi.
Hiç kimsenin rol çalma peşinde olmadığını da ifade eden Eyimaya, “Öyle bir kooperatifin yapmış olduğu uygulama rol çalma uygulaması değildir. Biz hiçbirimiz kooperatifin yapmış olduğu bu uygulamayı rol çalma gibi bir uygulama yapmaz. Bu bir kamu politikasıdır. Bu bir devletin politikasıdır.
Türkiye 7 milyon çocuğuna aynı gün 34 bin okulda süt dağıtarak kendi üreticisinin üretmiş olduğu sütü kullanarak bu başarıyı yakaladı. Şimdi yapacağımız iş şudur, uygulamada noksanlık olabilir, bizim hatalarımız olabilir bunları tartışırız. Otururuz gelecek yıllarda bunu nasıl uygulayacağımızı da tartışırız. Ama okul sütü programı üretici üzerinde bir psikolojik rahatlama sağlamıştır. Çünkü orda ki sütü kendisi üretecektir. Sanayiciye belli bir kaynak sağlanmıştır. 36 bin ton süt Konya’daki desteklediğimiz sütün yüzde beşidir veya yedisidir” şeklinde konuştu.
Sempozyumun öğleden sonraki bölümünde ise, Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Zootekni ve Hayvan besleme Bölüm Başkanı Prof. Dr. İ.İsmet Türkmen Dünya’da ve Türkiye’de hayvancılığın durumu, kaba yem sorunu ve Ömer Matlı Araştırma-Geliştirme Merkezinin Faaliyetleri, Konya Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Behiç Coşkun da Sütçü sığır işletmelerinde rasyon maliyeti ve karlılık konusunda katılımcılara bilgiler verdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz